Teknolojinin hızlı gelişiminin devam etmesiyle beraber mimarlık, iç mimarlık ve tasarımdaki birçok kavram da değişmeye, gelişmeye devam ediyor. Teknolojik yapılara, akıllı evlere hala geçiş sürecindeyiz demek doğru olur.
Yakın gelecekte, akıllı telefon uygulamalarındaki ve dijital ekran yüzeylerindeki gelişmeler sayesinde iç mekanları tasarlama şeklimizde köklü değişiklikler göreceğiz. Ancak bu, hayalinizdeki evi çizmenize yardımcı olacak iç tasarım ipad programları veya buzdolabınıza yerleştirebileceğiniz yeni dokunmatik ekranlar meselesi değil. Odanız, siz sorgunuzu yazmayı bitirmeden önce; Google'ın ne aradığınızı bilmesiyle, hangi renk ve parlaklığa sahip olması gerektiğini de bilecektir.
İç mimarın rolü, geleneksel yaşam alanlarını yüksek teknolojili evlere dönüştürmeye doğru genişledi. İç tasarım için bir mekana bakışımızı ve algımızı, ışıktan daha fazla etkileyen çok az şey vardır. 20 yıl önce, ev içi aydınlatma sistemleri üzerinde sahip olabileceğiniz en fazla kontrol, döner bir ‘dimmer’ idi. Günümüzde insanlar aydınlatma durumunu telefonlarından kontrol edebiliyor, yatak odası ışıklarında otomatik zamanlayıcılar ayarlayabiliyor hatta belirli zamanlarda panjurların açık kalmasında ısrar ederek doğal ışığı değiştirebiliyor.
Bugün Google, daha siz bir arama sorgusu yazmadan ne aradığınızı biliyor. Çok geçmeden odalarınızın rengini ve aydınlatmasını daha odaya girmeden önce değiştirebileceksiniz. İnsanların iç ortamlarda kolaylıkla taşınabilir arayüzleri kabul etmesiyle, iç mekanlarımız daha esnek hale geliyor. Şimdi bir mimarın, her zaman görünüşte güzel olmayan, ancak kullanıcı tarafından kolayca bu şekilde yapılabilecek bir alan tasarlaması gerekiyor. Teknolojinin sürekli gelişimi, dijital sektörün rekabet gücünü korumak için işlerini uyarlamaya ve güncellemeye açık olması gerektiği anlamına geliyor.
Futuristik Mekanlar – “Bize Özel Dikim” Alanları
Alanlarımız gitgide bize göre özelleştirilmiş hale gelecektir; bize “özel dikim – customised” olacaktır. Bize uygun sıcaklık, havalandırma şekli, gün ışığı kullanımıyla; daha esnek, hızlı değiştirebilen teknolojilerle, mekan estetiği de hızlı değişebilir ve uyarlanabilir hale gelecek. Duvarlar artık her türlü görevi yerine getirecek; işlevine göre bilgisayar ekranı, televizyon veya tablo asmaya uygun olacak. Bu gibi işlevler ise telefon – ipad gibi aletlerin üstünden basitçe kurgulanacak.
Duvar Kullanımlarının Çeşitliliği:
Isıya veya psikolojiye göre değişen duvar renkleri
Bilgisayar çalışma ekranı veya Tv
Tablo – dekoratif işlerin dijital şekilde yer alması
Işıkların ve ısının belli istenen bir düzene göre programlanması
Tavanlara aynı şekilde projeksiyonların sağlanması
Sadece sürdürülebilir malzemelerin kullanılması (artık bu bir seçim olmaktan çıkacak, normalimiz böyle olacak).
3D Printer kullanımı; bir sürü yeni form yaratmamıza olanak sağlıyor; mobilya üretimlerinde rolü daha da çok artacak.
Akıllı ses seviyesi ayarlamadan, akıllı kilit ve güvenliğe kadar
Farklı malzemeler; futuristik döşeme kumaşları gibi. (leke tutmayan ve daha da üst seviye teknolojik yüzeylerin yaratılmasından bahsediyoruz)
Mobilyalarda teknolojiyi kullanmamızı sağlayan fonksiyonların sağlanması. Bununla beraber estetik algıda ve mobilyalarda da farklılıklar göreceğiz.
Daha Teknolojik Mutfaklar
E-glass yüzeyler
Spa kalitesinde banyolar
Bunlar gitgide göreceğimiz ögeler haline gelecek. Teknoloji artımıyla kontrol edebileceğimiz daha fazla yüzey alanına ve onları koordine edebileceğimiz daha iyi arayüzlere sahip olacağız; fakat bununla gelen zorluklar da olacak. ‘Güzelliği mutlaka belirgin olmayan, ancak kullanıcı tarafından kolayca güzelleştirilebilen bir mekan nasıl tasarlanır?’ gibi sorulara cevap arayacağız.
Teknolojiyle Yaşam Biçimimizin Birleşimi:
Artık bir mutfakta son teknoloji dendiğinde son model dokunmatik fırından bahsetmiyoruz, ada tezgahın üzerinde sizin yapacağınız tarifin videosu veya yazısının yansıması gibi, gelecek teknolojik hareketlerinden bahsediyoruz. Bu teknolojinin yaşam şeklimizle bütünleşmesi önemli hale geliyor.
20. yüzyılın en ünlü ve etkili mimarı Le Corbusier 1923'te "Yeni Bir Mimariye Doğru" adlı kitap manifestosunu yazdığında, evi "içinde yaşanacak bir makine" olarak tanımladı. Neredeyse yüz yıl sonra; bu ifadeye başka anlamların eklenmesine rağmen, hala ne kadar yerinde bir deyim olduğu yadsınamaz.
Teknoloji aritmetik olarak değil, geometrik olarak büyür. Yeni malzemelerimiz veya eskileri ile karıştırılmış yeni malzemelerimiz var. Bunlardan bazıları, elektronik ve nanoteknolojinin etkisi sayesinde birden fazla rol oynayabilir: Sadece cam değil, aynı zamanda bir radyatör olan cam. Sadece üzerinde yürümek için yumuşak ve güzel yüzeyler değil, aynı zamanda ışık kaynağı olan halılar. Sanat sadece gördüğünüz veya dokunduğunuz bir şey değil, aynı zamanda birçok düzeyde deneyimleyebileceğiniz bir şey olarak. Evlerimizi görme, dokunma ve onlarla etkileşim kurma şeklimiz; zaman ve yaşamla ilişkimiz sürekli gelişen bir süreç içindedir. Duyularımıza ve hayat şeklimize uygun, gelişen bir teknolojik yapım bizi bekliyor.