Git gel yaparak ama çok keyifli geçiyor. Tüm yazı, perşembe ve pazar günleri Bodrum'da, diğer günler ise İstanbul'da olacak şekilde planladım. Arada kendime tatiller veriyorum tabii ki.
Zaten çok seyahat ettiğim için bana göre tatil, evde olup hiç dışarı çıkmamak sanırım. Ama ağustos sonunda bir Mikonos seyahatim olacak.
Hayatın her dönemini, farklı duygular, farklı sınavlar ve farklı mükafatlarla geçirdiğimize inananlardanım. Şu sıralar ise kendimi iyi hissettiğim ve kalbimin ekmeğini yediğim, tatmin edici bir dönemimde olduğumu düşünüyorum.
Sağlıklı olduğum her gün, iyi hissetmem için en güzel sebep bence. Bunun dışında müzik dinlemek, birinin yüzünde gülümseme sebebi olmak, işimde bir adım daha iyiye gitmek ve en önemlisi yapmak zorunda olduğum değil de kalbimin söylediğini yapabilme cesaretini göstermek, beni en mutlu eden şeyler.
Hayatımdaki en büyük zenginlik, biriktirdiğim arkadaşlarım, dostlarım. Maalesef öyle bir dönemdeyiz ki, yakın zannettiğin insanlar, bir gün bir bakmışsın en büyük düşmanın olmuş. O yüzden etrafımda olan yakınlarımı ailemin bireyleri gibi hisseder, onlara emek verir ve sonucunda onlarla beraber huzurlu ve mutlu hissederim.
Tabii ki zorlandım ama biliyorum ki her zorluğun, ardından bana mükafatı oldu, oluyor ve de olacak.
İkimizin de gördükleriyle alakası var sanırım. Ne maddiyat ne de duygusal egolarımız için birbirimizi yıpratmanın bir anlamı olmadığının farkındaydık. Ayrıca iki yetişkin çocuğumuz var, onlara olan sevgimiz ve saygımız bizi disipline ediyor sanırım.
Eylül itibarıyla tabiri caizse motor takmış gibi olacağım. Kısmetse iki yurt dışı, bir yurt içi fuarımın ardından, Venedik Bienali'ne ve Londra'ya gitme planlarım var.
Kendime, biraz düşünme ve resetleme süresi vermeye çalışıyorum. Yaşadığım duygu her ne ise onu özümsediğimde o olayın başıma neden geldiğini ve bana ne mesaj vermeye çalıştığını anladığımda, üzerinden gelebilmem daha kolay oluyor. Ama şöyle bir özelliğim olduğu söylenir; ben "hayır" cevabı bilmem. Düşersem de yerden en pozitif şekilde, bir değil 10 kez de olsa kalkmasını bilirim; yeter ki aynı hatalar tekrarlanmasın. "Kader gayrete aşıktır" sözünü benimseyenlerdenim. Sorunuzun cevabı ise; çabuk değil ama birçok kişiye göre daha hızlı toparlanırım.
Sosyal ve iş hayatında ne kadar disiplinli ve katı biriysem, ilişkilerimde de o kadar duygusalım sanırım. O yüzden kırılmamak için etrafıma kalın bir duvar ördüm ama içeri aldıklarıma da pamuk gibiyim.
İlk günden beri hayal ediyorum, üstelik çok daha fazlasını... Bu yolda ilerledikçe ne kadar çok bilmediğimi görüyor, bu konularda kendimi daha fazla geliştirmeye çalışıyorum. Çünkü kalp ile yapılan her şeyin mükafatı, çok tatmin edici.
Öncelikle birçok kadına dokunabilme şansım olduğu ve onlara birçok platformda ulaşabildiğim için, kendimi çok şanslı hissediyorum. Naçizane tavsiyem; "O ne dedi, bu ne dedi?" gibi söylentilere daha az takılmaları, kalplerinin sesini dinlemeleri. Ayrıca çok çalışmalı, çok çalışmalı, çok ama çok çalışmalı... İstikrar ve vizyonlarıyla da başarılarını taçlandırmalarını hatırlatırım.
Hem de birçok sürpriz var. Sadece Ashley Joy ile alakalı da değil. Çok yakında paylaşacağım.
Bana göre kadın, kendini mutlu hissettiği her zaman güzel görünür. Vücudunda beğenmediği bir yer varsa, tabii ki bir destek alsın derim. Fakat bu "Kim ne dedi?" algısı olmadan, kendi iradesiyle aldığı bir karar olmalı. Eğer gerçekten etrafımızdaki 5-6 kişinin ortalaması isek, arkadaş seçiminin öneminin burada da altını çizmek isterim. Bir insan saçlarındaki beyazları ile mutluysa, bu özgüvenin yanındaki arkadaşına da sirayet edeceğinin bilincinde olmak gerekiyor. Benim önerim hiçbir şeyi abartmadan yapmak, azar azar ve kıvamında, en makbulü.
Gerçekten ne olduğunu merak ediyorlar. "Mış" gibi insanlarla dolu bir ortamda, güzelliğiyle, zorluklarıyla paylaşılan her şeyi merak ediyorlar. Ama sanırım en çok güzel yaş almanın sırları, nerelerden giyindiğim, nerelere seyahat ettiğim ve kozmetikle ilgili sorular alıyorum.
Tabii ki cilt ve saç. Ayrıca mutlaka bir çekmece detoksu yaparım.
Haftada 3-4 gün çok düzenli spor yaparım. Sporu kilo verme amaçlı değil, daha çok ruhuma iyi geldiği için yapıyorum. Herkese iyi gelen bir aktivite mutlaka vardır diyorum.
Oğullarıma sevgim zaten tartışılmaz ama daha çok saygı duyuyorum. Şimdilik daha çok onlar benden bir şeyler öğrenseler de ben de onların ağzından çıkan her sözü ve yorumu dikkate alırım. "Allah güzel insanlarla karşılaştırsın" derim hep. Yemek sonrası sohbetlerimizin keyfi ve onlarla uyumadan önceki sevgi seanslarımızda gerçekleşen diyaloglarımız çok özeldir. İşimle alakalı, yorumlarını almak ve bunun üzerine sohbet etmek de ayrı güzel tabii.
Hem de nasıl.
Dünyada bilinen bir marka sahibi ve adından saygı ile bahsedilen bir kadın girişimci olmak.
Birinin "Allah razı olsun" demesi.
Hala öğreniyorum diyelim...
Benim yolum yıllar içerisinde, planlı ya da tesadüf diyebileceğim birçok insanla kesişti. Ve her kesişen noktada kendimi daha çok tanıma fırsatı buldum. Bu nedenle hep, "Çok şanslıyım" derim. Ama arınma için ciddi emek sarf ediyorum. Her sene umre ziyareti gerçekleştirmeye, sabahları yaptığım yoga ve dua seanslarıma, spor aktivitelerime ve enerjisi ile kokusu iyi olan ortamlarda vakit geçirmeye özen gösteriyorum. En önemlisi de etrafımdaki en fazla görüştüğüm insanları iyi seçebilmek. Tüm yaptıklarım ve yapamadıklarım, bugünkü Aslı'nın oluşmasına çok yardımcı oldu.
Tabii ki çok zor anlar oluyor. Ama sen Yaradan'a güvenir, teslim olmayı başarabilirsen, gelecek sürprizlere hazır oluyorsun. Tevafuk ve teslimiyet bu süreçte kolaylık sağlıyor bana.
Güzel düşünmenin, güzel konuşmanın ve pozitif bir bilincin hayatı şekillendiren unsurlar olduğuna inanıyorum. Ayrıca sana iyi gelmeyen kişi veya mekanlardan arkana bakmadan, kibarca, beddua etmeden, yargılamadan, nezaketle ama Allah'a havale ederek uzaklaşmak da diğer mottom.
Çok detaycı, bazen de fazla fedakar olmam.
Evliliğim, çocuklarımın doğumu, babamı kaybetmem ve boşanmam tabii ki.
Mekan için Hyde Bodrum'a teşekkür ederiz.