Farklı din ve kültürleri bünyesinde barındıran Hatay, antik dönemde coğrafi konumunun sağladığı avantajla Doğu ve Batı arasındaki birçok kültür ve uygarlığa ev sahipliği yaptı. Özellikle iklimin elverişliliği Paleolitik Çağ’dan bu yana bölgenin cazip bir yerleşim alanı olarak tercih edilmesine olanak tanıdı. Şu anki modern Antakya- Reyhanlı Karayolu’nun 20 kilometresi üzerinde yer alan Alalakh Antik Kenti de tüm ihtişamıyla yolu o yöreye düşen canlılara M.Ö. 2 bin yılından haberler veriyor.
Mukiş Krallığı’nın başkenti...
Alalakh Antik Kenti, Batı’da Amanos ve Doğu’da Kurd Dağları ile çevrili Amik Ovası içinde, coğrafi konumu ile birlikte Doğu Akdeniz kara ve deniz ticaret yolları üzerinde yer alan bir tampon bölge ve geçiş noktası olarak arkeoloji tarihine geçmiş. Asi Nehri’nin kenarında yer alan yeni adıyla Aççana Höyük yani Antik Alalakh Kenti, M.Ö. 2 bin yılında bölgesel bir güç olan Mukiş Krallığı’nın başkenti olarak biliniyor. Bulunduğu stratejik konumu itibariyle krallığın sırasıyla Yamhad, Mitanni ve Hitit imparatorluklarının himayesi altına girdiği ve bölgenin ticari, askeri ve politik kontrolünün başkent Alalakh’tan sağlandığı söyleniyor.
Alalakh kilit yerleşkelerden biri
Doğu Akdeniz kara ve deniz ağları içerisindeki rolü sayesinde önemini koruyan Alalakh Antik Kenti kozmopolit altyapısı ile kültürler arası senkronizasyonu sağlayabilecek olan kesintisiz Orta ve Geç Tunç Çağı kültür tabakalarına sahip.1936 yılında British Museum ve Oxford Üniversitesi mütevelli heyeti tarafından görevlendirilen İngiliz Arkeolog aynı zamanda İngiliz Casus Sör Leonard Woolley tarafından gerçekleştirilen ilk arkeolojik kazılar ile birlikte açığa 18 arkeolojik tabaka çıkarılıyor.
Agatha Christie ziyaret etmişti...
Alalakh Antik Kenti’nin dördüncü katında bulunan ve M.Ö. 15. yüzyıla tarihlenen çok katlı saray ve sarayın odalarında bulunan, Hurri dilinde yazılmış tabletler çok değerlidir. Kazıların ardından Sör Leonard Woolley kıymetli heykelleri ve kalıntıları Londra’ya götürür ve bu heykelleri British Museum’da sergiler. Woolley kazılarının gerçekleştirildiği dönemde höyüğün tepesinde yer alan eski kazı evinde ünlü İngiliz yazar Agatha Christie’nin kazı alanını ziyaret etmesi antik kentin tarihinden söz edilirken anlatılan anekdotlardandır. İngiliz Arkeolog Woolley’in yaptığı kazılarda M.Ö. 15. yüzyıla tarihlenen IV. tabakasında çivi yazılı tabletlerin yanı sıra, Alalakh’ın meşhur krallarından biri olan İdrimi’nin heykeli ve kitabesi de bulunmuştur. British Museum’da teşhir edilen İdrimi’nin heykeli ve kitabesi, M.Ö. 15. yüzyıl Alalakh’ının siyasi tarihi hakkında bilgi verir.
ANAMED kentin belleğini günümüze aktarıyor
Güncel kazılar ise Koç Üniversitesi’nin akademik desteği ve Prof. Dr. Kutlu Aslıhan Yener’in başkanlığında sürdürülüyor. Aççana Höyük, Antik Alalakh Kazısı, Türkiye’nin en geniş ve kapsamlı bilimsel arkeolojik kazılarından biri olarak gösteriliyor. Aynı zamanda Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi tarafından (ANAMED), “Unutulmuş Krallık, Antik Alalakh’ta Arkeoloji ve Fotoğraf” sergisi yüzyıllar öncesi var olan kentin belleğini günümüze aktarıyor. Koç Üniversitesi’nin Antik Alalakh’ta (Aççana Höyük) gerçekleştirdiği kazıların fotoğraflarının yanı sıra bölgede ilk kazıyı gerçekleştiren İngiliz Arkeolog Sör Leonard Woolley’nin arşiv görüntüleri tarihe meydan okuyan kalıntıları yalın ve vurucu karelerle sanat ve tarih meraklılarının beğenisine sunuyor. Aynı zamanda serginin, küratörleri Murat Akar ve Helene Maloigne’nin editörlüğünde hazırlanan, makaleler ve fotoğraf kataloğundan oluşan “Unutulumuş Krallık, Antik Alalakh’ta Arkeoloji ve Fotoğraf” başlıklı kitap da Koç Üniversitesi Yayınları tarafından temin edilebiliyor.