Lara MUTLU - [email protected]
Fotoğraflar: Doruk SEYMEN
Yunanlı mücevher tasarımcısı Lito Karakostanoglou ve L’objet’nin Kreatif Direktörü Elad Yifrach’ın Mykonos’ta kesişen yolları, oldukça iddialı bir ev koleksiyonuyla taçlandı. Koleksiyonda tabaklardan, mücevher kutularına ve hatta kağıt ağırlıklarına kadar yok yok. İkiliyle göz sembolünün onlar için anlamı üzerine konuştuk.
Yollarınız nasıl kesişti?
Lito Karakostanoglou: Bundan üç sene önce Mykonos’ta arkadaş grubumla Super Paradise Beach’te otururken Elad ile tanıştım.
Elad Yıfrach: Tabii ki hemen birlikte bir koleksiyon hazırlamaya karar vermedik. Önce arkadaşlığımız başladı. Yaklaşık altı ay sürekli sohbet ettik. Altı ayın sonunda, “Biz neden birlikte bir koleksiyon hazırlamıyoruz?” fikriyle yola koyulduk.
Size en çok ne ilham verir?
E.Y.: Seyahat etmek ve yeni insanlarla tanışmak. Ben İsrailliyim esasen ama yıllardır New York’ta yaşıyorum. Sürekli New York’ta oturuyor olsaydım Lito ile de yollarım kesişmezdi ve ortaya bu harika koleksiyon çıkmazdı.
L.K.: Yeni kültürler tanımak beni inanılmaz motive ediyor ve pek tabii Elad’ın da söylediği gibi seyahat etmek ilham veriyor.
Madem ikinizin de ortak tutkusu seyahat etmek, favori seyahat destinasyonlarınızı sormam kaçınılmaz.
E.Y.: Benimki Hindistan. Orası inanılmaz büyülü bir ülke. İnsanları, renkleri, dokusu...
L.K. Bir Yunanlı olarak Yunan Adaları’ndan vazgeçemiyorum.
Koleksiyondaki her şey göz motifi üzerine şekilleniyor. Neden bu motifi seçtiniz?
L.K.: Çünkü göz, korunmayı ve iyi şansı temsil ediyor. Ve her şeyden önemlisi evrensel bir sembol.
E.Y.: Bizim gözlerimiz boyut olarak da büyük oldukları için sürreal bir izlenim bırakıyorlar.
Koleksiyondan favori tasarımlarınız hangileri?
L.K.: Benimki büyük göz formundaki kağıt ağırlığı. İnanılmaz enerjisi olan bir obje.
E.Y.: Ben mücevher kutusunu çok beğeniyorum.