Lara MUTLU - [email protected] / Fotoğraflar: Mehmet ERZİNCAN
İç ve dış giyim arasındaki farkın bu denli şeffaflaştığı bir dönemde soluğu İpek Kıramer’in yanında aldık ve kendisiyle tasarımları üzerine konuştuk. Kıramer, “Bu koleksiyonla ilgili beni en çok heyecanlandıran şey, çekimler sırasında kıyafetlerle kontrast yaratan aksesuarları beraber kullanmak; gecelik ve pijamaların dış giyimde de ne kadar sık kullanabileceğini ispatlayabilmek oldu” diyor.
Tasarımcılık maceranız ilk ne zaman, nasıl başladı ? Bu yolda yürüyeceğinize nasıl karar verdiniz ?
Tasarımcılık maceram 1979’da başladı. Türkiye’de olmayanı yapmaya karar verdiğim için kendi kendime soru cevap yapmadan; uzun soluklu bir yolculuk olacağına emin olarak bu işe başladım.
Tasarım motto’nuz nedir?
Üç stil uzerinde ilerliyorum; romantik, görkemli, sade ve şık. Hepsinin ortak özelliği, temelinde kalite ve gizli bir zarafet bulunması.
Hayatta size en çok ne ilham verir?
En büyük ilham kaynaklarımdan biri Hollywood. Sanat ve sinema tarihine geçmiş, özel kadınların duruşları ve stilleri bana ilham verir. Sonra hayallerim ve duygularım gelir; masallar ya da gerçek dışı çocuğumsu, saf duygular…
Son koleksiyonunuz için nereden yola çıktınız?
İç giyimi evden dışarı çıkartmak istedim; gündüz ile geceyi birbirine karıştırmaktı amacım. Bu koleksiyon sanatsal dokunuşlar, masalsı görünüşler, gerçeğin içindeki gerçek dışılığı içeriyor.
RÖPORTAJIN TAMAMI ALEM'DE!