Lara MUTLU - [email protected]
Fotoğraflar Selin SARAL
Türkiye’de yaşıyorsanız ve modayla içli dışlıysanız Gamze Saraçoğlu’nun adını elbet duymuşsunuzdur. Kendisi sadece mükemmel tasarımları ile değil; tüm samimiyeti ile de her zaman moda dünyasının önde gelen isimlerinden biri. Gamze’nin tasarımcılık macerası 2002 yılında Parson’s School of Design’a kabul edilmesiyle başlamış. Saraçoğlu, “Kabul öncesindeki zaman sürecinde hazırlıklarım olmuştu fakat okula kabulüm ile hayatımında yepyeni bir dönem başladı” diyor. Saraçoğlu ile tasarımcılık macerası üzerine konuştuk.
Bu yolda yürüyeceğinize nasıl karar verdiniz?
İlk eğitimim İşletme üzerine Pre-Mba yaptım. Amacım aile şirketimizde ailemle beraber çalışmak onların üzerinden yük almaktı fakat tasarıma olan ilgim ve tasarımcı olma isteğim, kendi yolumdan gitmem konusunda beni yönlendirdi. Ailem ile konuşup okul başvuruları yaptım. Parson’s a kabulüm gelince desteklediler. Daha sonra okulu derece ile bitirip yurt dışında çalışınca daha inandırıcı bir durum oldu tasarım maceram. O günden bu yana 16 sene geçti. İyi ki, kalbimin sesini dinlemişim diyorum.
Hazırladığınız ilk koleksiyonu hatırlıyor musunuz?
İlk koleksiyonum 2006 yılında hazır giyim koleksiyonuydu. Açılış için hazırlamıştım. Dört ay kadar üzerinde çalışmıştım. Açılışta misafirlerin markam hakkında bilgi alması, stilimi görmeleri amacıyla hazırlamıştım. Açılışta koleksiyonun hepsi satılmıştı. Benim için büyük mutluluk ve moral olmuştu. Hatta ilk yaptığım satışla yardım yapmıştım bir afet bölgesine.
Bugüne kadar toplam kaç koleksiyon hazırladınız?
Kendi markam için 25-30. Danışmanlık yaptığım markalar için sayısını sayamadım; 50-60 diyebiliriz.
Tasarım mottonuz nedir?
“İnan!”
Tasarımcılık yolunda öğrendiğiniz en önemli şey ne oldu?
Tasarımcı markanız kendi kimliğinizle örtüşmek zorunda. Bu sebeple ben neysem markam da o. Çok çalışmak, dürüst olmak, sabırlı olmak, güzel ilişkiler kurmak ve iyi niyetin çok önemli olduğunu özel hayatımda biliyordum bunu iş hayatıma da yaydım. Bu sebeple kendi doğrum ne ise onun peşinden giderim. Kendim olmanın çok büyük faydasını gördüm.
Vücut yapıları nasıl olursa olsun kadınlar mükemmel görünmeyi başarabilirler mi?
Tabii ki. Hepimizin vücudu birbirinden farklı. Hepimiz iyi gözükmek istiyoruz. Biz tasarımcılar saklamak istediğimiz yeri saklayıp, göstermek ve öne çıkarmak istediğimiz yerleri vurgulayarak, kişinin daha iyi görünmesini sağlayabiliriz. Fakat aslında en öncesinde kişinin kendisine sevgisi yatıyor. Kendi ile barışık olmayan bir kadını iyi göstermek mümkün olmuyor.
İlham kaynaklarınız neler? Hayatta size en çok ne ilham verir?
Çok yoğun koleksiyon hazırladığım için ilham almak aslında artık benim için bir disiplin. Bu sebeple ilham aldığım konuları sınırsız tutuyorum.
Benim en büyük ilham kaynağım sokaklar ve insanlar. Özellikle insan hikayeleri beni çok etkiliyor.
Son koleksiyonunuz için nereden yola çıktınız?
Yeni koleksiyonum Semi-Couture bir koleksiyon. Modern, şehirli, kuralsız, kimlikli kadınlardan etkilenerek hazırladım.
Hangi kumaşları ve renkleri tercih ettiniz?
İpek şifonlar, danteller, yünlü do