Roland Huntford'ın "The Dramatic History of Skiing" kitabını okuduğum zaman kayak kaymanın aslında yaşamsal bir mücadele ile ortağa çıktığını öğrendiğimden beri kaydığımız zaman 'ciddi bir mücadele' verdiğimizi düşünmüşümdür. -Hazırlık aşamasından başlayarak- bu spora neden bu kadar çok tutkulu olduğumu da merak etmiyor değilim. Ancak hiçbir spor duygusunun bana bembeyaz karların üzerinde; bu kadar adrenalin, mutluluk, keyif ve özgürlük vereceğini düşünmüyorum.
Kayak, tekerlekten önce keşfedilmiş. 22.000 sene evvel Cro-Magno, ayağına iki çubuk takmış. Ne için? Heyecan... Paleolitik zamanlarda buz çağında kullanılmış mağaralardaki çizimlerde görülmüş. Kuzey Rusya'da 6000Bc de kayak malzemelerine benzeyen objelerin olduğu Grigoriy Burov tarafından 1960'larda keşfedilmiş. Av sporunun sonralarda kıyafetlerde de tabii ki büyük bir etkisi olmuş. Sonraki yüzyıllarda -1760 civarında- Norveç askerleri kendi aralarında müsabakalar düzenlemeye başlamış. Olimpiyatlara da bazı yarışların sistemleri ile öncelik etmişler.
Oslo'da 1860'da ilk ulusal müsabakalar yapılmaya başlanmış.1880'den sonra Avrupa'nın diğer ülkelerine de yayılırken, askerlere ait olmaktan çıkıp popülerleşmeye başlamış. İlk keşfedilen Nordic ski, yine aynı sebepten adrenalin uğruna yerini Alpin ski'ye bırakmış. Dağlar arasında gezinmek, hızla aşağı inmenin zevki ve tutkusunu yenememiş. Böylelikle Alp'ler bir çekim noktası haline gelmiş.
Chamonix belki de en sevdiğim ikinci destinasyon, Trois Valley'den sonra... 1924'te ilk olimpiyatlara ev sahipliği yapmış. Alpine kayağına adapte olana kadar, Nordic kayakçıları yarışmış. 1936'da Garmisch, Almanya'da yükselen Alpin kayağı da olimpiyatlarda yerini almış. Aslına bakarsanız -enteresan biçimde- ilk telesiyej Amerika'da icat edilmiş ve bu sayede popüler bir eğlenceli hobiye dönüşmüş. 1955-1965 arasında kayak iyice yaygınlaşmaya ve ilk metal kayaklar ve plastik ayakkabılar üretilmeye başlanmış.
Kayak hikayelerini anlatan harika kayak merkezleri var. Cenevre'ye bir saat uzaklıkta La Clusaz, hala eski günlerin hatıralarını taşıyor. Amerika'daki en eski kayak merkezleri popülaritesini Aspen'e bırakmadan evvel, Utah'da Alta ve Idaho'daki Sun Valley'de yaşanmış ne çok hikayeler vardır kim bilir...
Kraliyet aileleri de kayak tatillerini çok benimsemişler. Kayak, Lady Diana'nın ve Prenses Grace Kelly'nin büyük tutkuları olmuş. Prince Charles'ın favori pistleri ise Klosters'daymış. Tayland prensesi Princess Chulabhorn, Gstaad'ta 1960'larda oğulları ile mutluluk pozları vermiş. Ünlüler, olimpiyatlardan sonra pistlerde görülmeye başlanmış. Brigitte Bardot 1929'da St. Moritz'de ilk görüntüsünü vermiş. Rita Hayworth Murren'da, Ernest Hemingway Gstaad'ta, Ingrid Bergman da June Lake'de müthiş karelere konuk olmuş. Natalie Wood, Robert Redford ile "Downhill Racer" filminde oynamak için ünlü kayakçı Billy Kidd'den saatlerce ders almış. Cher'in ailesiyle yılbaşı kutlamaları 1977'de Aspen'de başlamış.
1969'da "On Her Majesty's Secret Service" James Bond filmi, İsviçre'de Murren kayak merkezinde çekilmiş. Zaman geçtikçe sporun popülaritesi kayak modası ve eğlence ile birleşince iyice artmış. Modanın sinema ile başa baş yürüdüğü dönemlerde -özellikle 50'lerde- kayak kıyafetleri de daha renkli olmaya başlamış. Kaymaya başladığım 1981 senesinde -Pontresina'dan St Moritz'e yolculukta- kayaktan çok "après ski" anlarına bayılmıştım. Moda dergilerinden çıkmış gibi dolanan insanların keyifleri, itiraf etmeliyim ki beni bu spora tutku ile bağlamış olabilir.
Artık Türkiye'de kayak merkezleri Avrupa'yı aratmayacak konuma geldi. Erzurum pistlerde; modanın, sporun, gastronominin ve eğlencenin top noktasında. Benim marka konularıma gelince, kayak sporunun DNA'sı devreye giriyor: Yaratıcılık, pratiklik ve ergonomi. Marka iş birliği son zamanlarda ergonomi ve tasarımı birleştiriyor. Kayak her zaman elit bir spor olarak konumlandığından lüks markaların bu sporla eşleşme ve tasarım yarışları pek biteceğe benzemiyor. Son zamanlardaki favorim de Palandöken'de popüler olan tur kayağı. Tur kayağı, kayakla ayakkabı bağlantısını topuktan serbest bırakan özel bağlama mekanizması ve kayağın altına yapıştırılan sentetik bir deri yardımıyla her türlü karda ve eğimde yürümeyi sağlayan bir kayak türü. Tur kayağının normal kayaktan farkı, daha hafif, kısa ve en önemlisi burun kısmında delik ve arka kısmında çentik olması. Kayağın altına yapıştırılan ve kayağın geri kaymasını engelleyerek yürümeyi kolaylaştıran, sentetik malzeme fok balıklarından örnek alınarak üretilmiş. Tur kayağını adrenalin tutkunlarına tavsiye ediyorum. Dağcılık ve kayağı birleştiren bu spor bence daha da popülerleşecek.