Metin Ünsal
(6 Ocak – 3 Şubat 2022, Galeri Işık Teşvikiye)
Sanatçı Metin Ünsal'ın tüm canlılara, özellikle kadına yönelen eril şiddetin ruhlarda yarattığı hasarı odağına alan "Boşlukta" sergisi, 6 Ocak - 3 Şubat tarihleri arasında, Rafet Arslan küratörlüğünde Galeri Işık Teşvikiye'de açılıyor. Sanatçının "Hasar" ile başlayan, "Bedel" sergisiyle süren sergi serisi birçok farklı tekniği bir arada kullandığı, ilk defa izleyiciyle buluşacak eserlerinin yer aldığı "Boşlukta" ile devam ediyor.
Engin Beyaz
(15 Ocak – 3 Şubat 2022, Galeri Diani)
Sanatçı Engin Beyaz'ın "Sanal Kütüphane" adlı kişisel sergisi, 15 Ocak - 03 Şubat 2022 tarihleri arasında Galeri Diani'de gerçekleşiyor. Engin Beyaz, İstanbul öncesi yaşadığı ortam gereği daha çok topluma açık kalabalıkların kullandığı mekanları sergi alanı olarak seçmiş böylece yaptığı yerleştirmelere toplumu ve izleyiciyi de dahil etmeyi çok önemsemiştir. Sırp edebiyatının önde gelen yazarlarından Zoran Zivkovic, 2003 yılında Dünya Fantezi Ödülüne değer görülen "Başka Zaman Kütüphaneleri" adlı eserinden derinden etkilenen Engin Beyaz, bu eserin Zoran Zivkovic'in "Kitaplar kadınlara (insanlara) kadınlar şehirlere benzer, onlar aslında boştur biz onları zamanla tanıdıkça ve yaşadıkça, okudukça doldururuz" satırlarından etkilenerek eserlerinde asetattan yaptığı kitapların içlerini boş bırakıyor. İçlerini düşlerle doldurmayı biz izleyicilere bırakıyor.
Basim Magdy
(23 Ocak'a kadar, artSümer, Polat Piyalepaşa)
Polat Piyalepaşa'da bulunan artSümer Galeri'de önemli sanatçı Basim Magdy'nin eserlerinden oluşan "Kırık Ses Dalgaları Havuzundaki Nokta – a Dot in a Pool of Broken Sound Waves" isimli sergisi 23 Ocak tarihine kadar ziyaret edilebiliyor. Sergide dikkat çeken eserlerden biri olan, Basim Magdy'nin pandemi öncesi hazırladığı "M.A.G.N.E.T" isimli 16 milimetrelik videoda sanatçı, şu anda içinde yaşadığımızdan çok da farklı olmayan fantastik ancak aynı derecede katastrofik bir dünya hayal ediyor.
Başak Bugay
(12 Şubat'a kadar, Zilberman Gallery)
Başak Bugay'ın Zilberman'daki ilk kişisel sergisi olan "füg" 16 Aralık 2021 - 12 Şubat 2022 tarihleri arasında Mısır Apartmanı'nın üçüncü katında yer alan ana galeri mekanında görülebilir. "Füg", ismini Latince "uçmak" anlamına gelen "fuga"dan türemiş "füg" sözcüğünün psikolojideki karşılığından alıyor. Sanatçı Başak Bugay'ın ilham aldığı "disosiyatif füg" olgusu bir tür bellek kaybı olan amnezinin izlerini taşır ve kişinin benliğinden ayrılmasını ya da "uçup gitmesini" ifade ediyor. Sergide yer alan karışık teknik heykeller ve mürekkep desenler, gerçek sanılan rüyalar gibi arafta, kendi iç dünyalarında asılı kalmış figürleri sahneliyor. Galeri mekanı zamansız, bilinçdışı, rüya-gerçek aralığında, içeriyi dışarıdan koruyan alanlarla ziyaretçileri karşılıyor.
(19 Şubat'a kadar, Zilberman Selected, Polat Piyalepaşa)
Zilberman Galeri, Polat Piyalepaşa'daki Zilberman Selected isimli yeni mekanının açılışını "Vekaleten – By Proxy" isimli sergi ise gerçekleştirdi. Karma sergide galerinin yakın zamanda temsiliyetini üstlendiği sanatçılar Carlos Aires, Omar Barquet, Isaac Chong Wai, Didem Erk, Itamar Gov, Fatoş İrwen, Jaffa Lam Laam, Mahen Perera ve Sandra del Pilar'ın çalışmalarından bir seçki izleyiciyle buluşuyor. "Vekâleten", insanların kendini teslim ettiği gerek uluslararası gerekse yerel yazgı ve krizlere karşı kültürel, psikolojik ve politik bir konaklama ve okuma imkanı vadediyor. Bu bağlamda, sanatın ve temsil meselesinin hayatın yakıcılığına karşı sorunlara ne oranda vekil olabileceğini sorguluyor. Küratörlüğünü Zilberman'dan Naz Kocadere ve T. Melis Golar'ın üstlendiği sergi 19 Şubat 2022 tarihine kadar ziyarete açık.
Burçin Perçin
(5 Mart'a kadar, Merkür Galeri, Polat Piyalepaşa)
Polat Piyalepaşa'daki Merkür Galeri, resmi açılışını sanatçı Burcu Perçin'e ait "Yeniye Yükseliş – Ascend to New" isimli sergi ile gerçekleştirdi. Etkileyici sergi 5 Mart tarihine kadar gezilebilecek. 2002 yılında Mimar Sinan Üniversitesi'nden mezun olan ve pek çok solo ve grup sergisiyle izleyici ile bağ kuran sanatçı, genellikle tuval üzerine yağlıboya tekniğinde çalışıyor ve mekanları konu ediniyor. Kendine özgü tekniği ile çektiği fotoğraflardaki mekan ve nesneleri kolajlarında yeniden yorumluyor.
İpek Duben, "Love Game (Aşk Oyunu)"
(3 Mart'a kadar, SALT Beyoğlu)
İpek Duben'in kırk yılı aşan pratiğini yansıtmak üzere hazırlanan en kapsamlı sergisi SALT Beyoğlu'nda gerçekleştiriliyor. İşlerinde sıkça kullandığı kendi beden imgelerinden esinle adlandırılan "Ten, Beden, Ben", erkek şiddetinden toplumsal cinsiyete, yerinden edilme ve göçten tüketim alışkanlıklarına uzanan konuları irdeleyen sanatçının üretimine yeni bir bakış sunuyor. Sergi, Duben'in 1980'lerin başındaki resim ve desenlerinden 2020 tarihli "Angels and Clowns[Melekler ve Soytarılar]" gibi birçok işini yeniden değerlendiriyor.
(15 Şubat'a kadar, Alan Kadıköy)
Kadıköy Belediyesi'nin yeni kültür sanat mekanı Alan Kadıköy, "XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı 2021 - PAPKO / Öner Kocabeyoğlu Koleksiyonu" adlı sergiyle kapılarını açtı. "XX. Yüzyılın 20 Modern Türk Sanatçısı" sergisinin ilki Ferit Edgü küratörlüğünde, 2011'de Santral İstanbul'da gerçekleşmişti. 10 yıl sonra devamı niteliğinde, 433 eser arasından 182 eserin Metin Deniz tarafından bir araya getirildiği sergi, 17 Aralık 2021 – 15 Şubat 2022 tarihleri arasında Alan Kadıköy'de sanatseverlerle buluşuyor.
Ayhan Üstün
(28 Şubat'a kadar, Grand Hyatt İstanbul)
Berlin merkezli avangart sanatçı Ayhan Üstün'ün kendine özgü tasarımlarından oluşan "After the Apes" sergisi, Grand Hyatt İstanbul'da. Ayhan Üstün'ün yaratıcısı olduğu "After the Apes", insan gibi olmanın ne anlama geldiğine dair ilginç bir yorum getiriyor. Maymunları, antropomorfik varlıklardan daha fazlasıyla işleyen Ayhan Üstün, her maymunun kendi hikayesi, karakteri ve anlatım araçlarını beş yıllık titiz bir planlama ve çalışma ile ortaya koyuyor.
Gökçen Ataman
(21 Ocak'a kadar, Evin Sanat Galerisi)
Evin Sanat Galerisi, 16 Aralık 2021 – 21 Ocak 2022 tarihleri arasında Gökçen Ataman ve Setenay Alpsoy'un şehri konu alan yapıtlarından oluşan "Tanıdık Cepheler" isimli sergisine ev sahipliği yapıyor. Setenay Alpsoy'un son zamanlarda daha yoğun bir şekilde üretmeye başladığı geniş yüzeyli karakalem desenler, yağlı boyadan farklı olarak daha fazla detaya eğilmesine olanak sağlayan yapıtları ve Gökçen Ataman'ın farklı malzemelerle boyut kazandırdığı giderek betonlaşan ve çarpıklaşan şehirdeki bina cephelerini bir araya getiriyor. Tezatlıklardan beslenen "Tanıdık Cephele" isimli sergi yer alan eserler Gökçen Ataman ve Setenay Alpsoy'un yapıtlarının uyumunu izleyicinin beğenisine sunuyor.
Fatma Belkıs & Onur Gökmen, "Saldırıya Uğrayan Hamdi", 2021
(23 Ocak'a kadar, SALT Galata)
"Belkıs Hanım ile Onur Efendi" sergisi, modernleşme hamlesiyle beliren bir "aydın" kimliği ve onun beraberinde doğan çalkantılı ruh hallerine odaklanıyor. Fatma Belkıs ve Onur Gökmen, bu karaktere atfedilen seçkinci avangart tavrın Tanzimat'tan itibaren nesilden nesile aktarılmış olma ihtimalini sorguluyor. Sanatçıların adlarının dahil edildiği sergi ismi, "Ardışık" programı kapsamında sunulacak işlerdeki nükteli tona vurgu yapıyor. İkilinin ilk uzun metrajlı kurgu filmi "Alakadar"dan (2018-süregelen) bir kesit ile bir dizi heykelden oluşan çalışma, otoriteyle kurulan sancılı ilişki kadar, sanatsal üretimde başarısızlık kaygısını ele alıyor. "Belkıs Hanım ile Onur Efendi" sergisi, 23 Ocak 2022 tarihine kadar SALT Galata'da görülebilir.
David Tudor ve Composers Inside Electronics, Inc. "Yağmur Ormanı V (varyasyon 3)"
(30 Ocak'a kadar, Arter)
Besteci David Tudor'a 1968 yılında bir dans gösterisi için sipariş edilen "Yağmur Ormanı", daha sonra Composers Inside Electronics'den (CIE) John Driscoll ve Phil Edelstein tarafından kendi kendini icra eden bir ses yerleştirmesine dönüştürüldü. Yerleştirmede şamandıra, plastik fıçı, bakır kova, saksı ve raket gibi çeşitli gündelik kullanım nesneleri havada asılı şekilde mekana yayılırken, farklı biçimlerde müdahale edilip birleştirilmiş bu nesneler önceden kaydedilmiş ses dosyalarından gelen sinyallerle titreşiyor, yağmur ormanlarının doğal seslerini hatırlatan bir ses ortamı meydana getiriyorlar. Arter'in "Sesli Dizi" serisi kapsamında gerçekleşen bu dördüncü sergisinde ilk kez izleyici karşısına çıkan "Yağmur Ormanı V (varyasyon 3)", 30 Ocak 2022'ye kadar Arter'de görülebilir.
Emin Mete Erdoğan, "Milattan Sonra 4 Milyar II" detay, 2021
(3 Şubat'a kadar, Anna Laudel)
Eserlerinde sonsuzluk ve bir bütünlük hissi yaratan sanatçı Emin Mete Erdoğan'ın "Milattan Sonra 4 Milyar" isimli kişisel sergisi "Kişisel miladımı nereden başlatmalyım?" sorusunu temel alıyor. İsmiyle geçmişten bahsedildiği hissi uyandıran sergide Emin Mete Erdoğan, aslında günümüze odaklanıyor ve bulunduğu dönemi anlamaya çalışıyor. Sanatçı, insanların kendi geçmiş algılarına göre günümüzü tanımladığına vurgu yapıyor ve tarihin bir kişinin miladını nerden başlattığına göre değişeceğini düşündürüyor. Eserleriyle izleyeni zaman yolculuğuna davet eden Emin Mete Erdoğan'ın "Milattan Sonra 4 Milyar" sergisi 9 Aralık 2021 – 3 Şubat 2022 tarihleri arasında Anna Laudel'de ziyaret edilebilir.
Füsun Onur
(20 Şubat'a kadar, Arter)
Füsun Onur'un diğer pek çok yapıtında olduğu gibi doğrudan müziksel referanslar taşıyan bu yerleştirmede, sanatçı dört sıradan nesneyi müziğin mecrası ve unsurları olarak kullanıp, mekânı ve zamanı ritim ve varyasyonlar yoluyla yorumluyor. Emre Baykal küratörlüğünde sergilenen "Opus II – Fantasia", 20 Şubat 2022 tarihine kadar Arter'de görülebilir.
Serkan Özkaya, "Dear Sir or Madam"
(20 Şubat'a kadar, Arter)
Sanatçı, sanat kurumu, sanat eseri ve izleyici arasındaki ilişkiler etrafında kurgulanan "Tedbir", 11 sanatçının 13 eserinden oluşuyor. Pandeminin biçimlendirdiği sıradışı bir dönemde tasarlanıp ziyarete açılan sergi, başta sağlık alanında olmak üzere ekonomi, güvenlik, enerji gibi farklı bağlamlarda sıklıkla duyup kullanır olduğumuz "tedbir" kelimesinin açılımlarından esinleniyor. Sanatın üretim, muhafaza ve sergileme pratiklerine odaklanan "Tedbir" sergisinde Hamra Abbas, Halil Altındere, Rogelio López Cuenca, Burak Delier, Lamia Joreige, Ali Kazma, Alicja Kwade, Serkan Özkaya, Walid Raad, Canan Tolon ve Nasan Tur'un yapıtları yer alıyor. "Tedbir", 20 Şubat 2022 tarihine kadar Arter'de görülebilir.
Nejat Devrim, "Bizans Serisi"
(6 Mart'a kadar, Pera Müzesi)
Pera Müzesi'nde gerçekleşen "İstanbul'dan Bizans'a: Yeniden Keşfin Yolları, 1800–1955" sergisi, İstanbul'un bir bilim dalı olarak gelişmeye başlayan Bizans araştırmalarının şekillenmesindeki merkezi rolüne zengin bir arşiv seçkisi ve etkileyici canlandırmalarla ışık tutuyor. Brigitte Pitarakis'in küratörlüğünü üstlendiği, Bizans'ın modern keşfini ve bu mirasın geniş bir ilgi alanına dönüşümünü aktaran sergide; İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin Bizans koleksiyonları başta olmak üzere, Suna ve İnan Kıraç Vakfı, İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, Alman Arkeoloji Enstitüsü, Meşher, Galeri Nev, Ömer Koç, Serap Kayhan, Dr. Safder Tarim, Büke Uras koleksiyonlarından ve Paris, EPHE Arşivi'nden derlenen kitap, baskı, harita, fotoğraf, belge, resim ve Tayfun Öner'in hazırladığı dijital canlandırmayla, Bizans'ın modern keşfinin ilk evreleri ve bu mirasın bir akademik araştırma, koruma ve geniş ilgi alanına dönüşümü bu kapsamda ilk kez sunuluyor.
Jonathan Godoy, "The Byzantine Stones", 2007
(6 Mart'a kadar, Pera Müzesi)
"İstanbul'da Bu Ne Bizantinizm!": Popüler Kültürde Bizans sergisi, Bizans tarihinin edebiyat, sinema, çizgi roman, moda gibi farklı sanat mecralarındaki temsillerini bir araya getiriyor ve popüler kültürün Bizans mirası ile etkileşimini detaylı bir biçimde sorguluyor. İsmini Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun romanı "Panorama"dan (1954) alan, küratörlüğünü Emir Alışık'ın üstlendiği sergi; edebiyat, müzik, görsel sanatlar, çizgi roman, film, moda, video oyunları gibi çeşitli sanat mecralarındaki Bizans temsillerini bir araya getirip, bu üretimlerdeki ortak temaları göz önüne sererken, eserlerin Bizans'ı ele alışındaki farklılaşmalara da eleştirel bir mercek tutuyor. Pera Müzesi'nde gerçekleşen sergi, onu aramadığımız yerlerde bile karşımıza çıkan, etki alanı geniş bir olgu olan Bizantinizm'in çoklu ve birbiriyle çakışan anlamlarını ortaya çıkarıyor.
Ibrahima Thiam, "Mame Ndeuk Daour Mbaye", 2020
(6 Mart'a kadar, Pera Müzesi)
Independent Curators International[Uluslararası Bağımsız Küratörler](ICI) girişiminin "Yarına Notlar" isimli sergisinde farklı ülkelerden 25 sanatçının Covid-19 pandemisiyle başlayan yeni küresel gerçekliği yansıtan eserleri yer alıyor. Mevcut kriz ortamında çağdaş kültürdeki değerleri ve ilişkileri sorgulamak, yeniden değerlendirmek ve bugün görülmesinin önemli olduğuna inandıkları eserleri paylaşmak üzere 25 ülkeden 25 küratör bu sergi için bir araya geliyor. Pera Müzesi'nde ziyaret edilebilecek "Yarına Notlar", küresel bir çağda, kolektif hafızanın inşasında sanatın potansiyel gücünü ele alıyor. Ayrıca sergi kapsamında sanatçı Cao Guimares, Shezad Dawood ve Daniela Ortiz'in videoları izleyicilerle buluşturuluyor. Sergi boyunca her Cumartesi Pera Müzesi Oditoryumu'nda gösterilecek eserler, yeni küresel gerçekliği sanatçıların merceğinden gözler önüne sererken, dünyanın ve insanlığın geleceğini yeniden düşünmeye davet ediyor.
(27 Mart'a kadar, Meşher)
Deniz Artun'un küratörlüğünde gerçekleşen "Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı" sergisi yaklaşık 1850–1950 arasında Türkiye'de yaşamış ve yaratmış sanatçı kadınların eserlerinden bir seçkiye yer veriyor. Meşher'in üç katında gerçekleşen sergide, 117 sanatçıdan 232 eser yer alıyor. "Ben-Sen-Onlar", ismini Şükran Aziz'in sergideki bir eserinden alıyor. Sergi, çoğunluğu "ben"leşememiş ve dolayısıyla sanat tarihi tarafından kaydedilmemiş kadınları tek tek fark etmenin yanı sıra, kolektif bir "biz"in oluşabilme koşullarını da araştırıyor. Aynı zamanda bu sergi ile "biz"e yapılan çağrı kapsamında, Meşher ve MUBI iş birliğiyle A. Lily Aminpour, Haifaa Al-Mansour, Naziha Arebi, Kim Bora, Caroline Champetier, Barbara Hammer, Kim Cho-Hee, Joanna Hogg, Nadine Labaki, Azra Deniz Okyay, Agnès Varda ve Chloé Zhao gibi kadın yönetmenlerin filmlerinden oluşan özel bir seçki hazırlandı. "Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı" sergisinin küratoryal bakış açısından hareketle seçilen 12 film, MUBI'de "Ben-Sen-Onlar" kodu ile giriş yapılarak izlenebilir.
Candeğer Furtun
(17 Nisan'a kadar, Arter)
Küratörlüğünü Selen Ansen'in üstlendiği sergi, sanatçının 1960'lı yıllardan bu yana ürettiği seramik ağırlıklı heykellerden ve nesnelerden oluşan geniş bir seçkiyi üretim süreçlerine eşlik eden arşiv malzemeleriyle buluşturuyor. Candeğer Furtun'un altmış yıla yayılan üretimini kapsayan ve sanatçının seramiğe dair özgün yaklaşımlarını sunarken pratiğinin yaşamsal, felsefi, tarihsel, toplumsal ve siyasi sorunsallardan beslenen katmanlarına da ışık tutan ilk retrospektif sergisi, 17 Nisan 2022'ye kadar Arter'de sanatseverlerle buluşacak.