Dünyanın en büyük sanat müzesi olan Louvre, 1793 yılından itibaren sanatsever gezginlerin uğrak noktası olmaya devam ediyor. Sen Nehri’nin kıyısında yer alan müze yaklaşık 35.000 esere ev sahipliği yaparken, 72.735 metrekarelik bir alana yayılıyor. 12. yüzyılın sonlarında II. Philippe tarafından yaptırılan, 1546’da Fransız krallarının resmi konutu olarak kullanılmaya başlanan, 1682 yılında ise XIV. Louis’nin Versay Sarayı’na taşınması ile Roma kalıntılarının teşhir edildiği bir sergi alanı işlevi gören yapı, 1793 yılında müze olarak kapılarını açtı. Tarihi ile olduğu kadar koleksiyonu ile de büyüleyen Louvre’u sanal tur ile keşfedebilirsiniz.
Dünya’nın en eski sanat merkezlerinden biri olan Uffizi Galerisi ismini İtalyan “ofisler” anlamına gelen “uffizi”den alıyor. Floransa’da 1581 yılında kapılarını açan müze, 15 – 19. yüzyıllar arasındaki resim geleneğini gözler önüne sererken, dünyanın en meşhur sanat hamisi ailelerinden biri olan Medici Ailesi’nin de sanatla olan ilişkini aydınlatıyor. Ünlü Rönesans ressamı Giorgio Vasari’nin tasarımı ile yapımına başlanan müzenin koleksiyonunu online olarak gezebilir, Sandro Botticelli’nin ünlü “Venüs’ün Doğuşu” tablosundan “İlkbahar”ına, Barok resmin ustası Caravaggio’nun “Medusa”sından “Bacchus”una dünyanın en meşhur tablolarını sanal olarak deneyimleyebilirsiniz.
Roma Kilisesi’nin Rönesans döneminde inşa ettirdiği Vatikan Müzesi, özellikle heykel koleksiyonu ile göz doldururken, Sistine Şapeli ile adını mutlaka görülmesi gereken yerlerin ilk sıralarına yazdırıyor. 1506 yılında kapılarını açan müze, 2013 yılının verilerine göre yılda 5,5 milyon ziyaretçiyi ağırlıyor. Toplam 54 galeriyi gezip antik çağlardan Rönesans’a, Rönesans’tan Barok’a sanat tarihinin en önemli eserlerini görmek artık sanal olarak mümkün. Resim galerilerini, modern dini sanat koleksiyonunu ve heykel müzelerini sırasıyla gezip Rafael’in “Başkalaşım”ını, Caravaggio’nun “İsa’nın Mezara Konulması”nı ve Bellini’nin “Pieta”sını online olarak görebilirsiniz.
Amsterdam’da bulunan Rijksmuseum, Hollanda’nın Altın Çağı’nın resim sanatına yansımalarının izini sürmek isteyenler için ideal. Müze bir taraftan Rembrandt, Vermeer, Frans Hals ve Jan Asselijn gibi ustaların eserlerini sanatseverlerle buluştururken, diğer taraftan Hollanda’nın en büyük sanat tarihi kütüphanesine ev sahipliği yapıyor. 1800 yılında kapılarını açan müzede görmeniz gereken eserlerin başında Rembrandt’ın “Gece Devriyesi”, Vermeer’in “Süt Boşaltan Kadın”ı ve Jan Asselijn’in “Tehdit Edilen Kuğu” tablosu geliyor.
Sen Nehri’nin kıyısında yer alan Orsay Müzesi, aslında 1898-1900 yılları arasında inşa edilen bir tren garı. Exposition Universelle için inşa edilen gar, 1986 yılında müze olarak faaliyet göstermeye başlıyor ve günümüzde Cezanne, Monet, Degas, Renoir, Van Gogh, Manet ve Pissarro gibi ünlü ressamların eserlerine ev sahipliği yapıyor. Geniş izlenimci koleksiyonu ile öne çıkan müzede ayrıca heykel ve fotoğraflar da mevcut. Paris’in belki de Louvre’dan sonra en ünlü müzesi olan Orsay’ı Google Arts and Culture aracılığıyla sanal olarak gezmek mümkün.
Antik çağlardan günümüze farklı kültürlere ait eser ve kalıntılara ev sahipliği yapan British Museum kuşkusuz dünyanın en ünlü müzelerinden bir tanesi. 1753 yılında kurulan müze, doğa bilimci Sir Hans Sloane’ın koleksiyonunun İngiliz hükümeti tarafından satın alınması ile kurulmuş. Müzenin bugünkü halini almasında 19. yüzyıl oryantalizminin ve arkeoloji merakının büyük etkisi var. Koleksiyonlarının dört ana bölümde toplayan müze; Eski Çağ bölümü, sikkeler ve madalyalar, baskılar ve çizimler ve etnografi bölümlerinden oluşuyor. Mısır, Antik Yunan, Roma, Orta Çağ Avrupası ve Batı Asya’ya dair pek çok bilgiye ulaşabileceğiniz müzeyi karantina günlerinde sanal olarak ziyaret edebilirsiniz.
Trafalgar Meydanı’da bulunan Ulusal Galeri’nin yanı başında yer alan Ulusal Portre Galerisi, yaklaşık 1300 portreyi sergilerken, koleksiyonunun büyük bir kısmına deposunda ev sahipliği yapıyor. 1856 yılında kapılarını açan müze, dünyadaki en büyük portre koleksiyonuna sahip. Sergileme şekli olarak Rönesans’tan günümüze kronolojik bir sırayı takip eden müzede Kraliçe Viktorya dönemi portreleri birinci katta, Tudor dönemine ait portreler ikinci katta, 20. yüzyıl portreleri ise birinci ve üçüncü katta yer alıyor. Hem İngiltere tarihine hem de portre resme merakı olanlar müzenin resmi web sitesinden sanal turlara katılabilirler.
Dünyanın en önemli müzeleri arasında gösterilen Metropolitan Sanat Müzesi, New York’un incisi adeta. Antik Çağ’dan günümüze eser ve kalıntıları sanatseverlerle buluşturan müze, 2010 yılı verilerine göre yılda 5,24 milyon ziyaretçi çekerek dünyanın en çok ziyaret edilen üçüncü müzesi unvanının sahibi olmuş. 1870 yılında kapılarını halka açan müzenin özellikle “The Cloisters” adındaki Orta Çağ bölümü, dünyanın en önemli Orta Çağ koleksiyonlarından biri olması bakımından öne çıkıyor. Met’in internet sitesine girerek bu meşhur müzeyi online olarak gezebiirsiniz.
Louvre’dan sonra dünyanın en büyük ikinci müzesi kabul edilen Ermitaj Müzesi, 1764 yılında Çariçe II. Katerina tarafından kurulmuş. Voltaire ve Diderot gibi döneminin ünlü filozofları ile yazışmalar gerçekleştiren Katerina’nın Avrupa’dan satın aldığı 250 tablo müzenin temellerinin atılmasını sağlamış. Üç milyonun üzerinde esere ev sahipliği yapan müze bugün, dünyanın en büyük tablo koleksiyonuna sahip olması bakımından öne çıkıyor. Belki bir günde müzeyi gezmek mümkün değil ama sanal olarak istediğiniz zaman Ermitaj’ı ziyaret etmek karantina günlerinde mümkün.
Dünyanın en büyük Antik Yunan koleksiyonlarından birisi Atina’da bulunan Ulusal Arkeoloji Müzesi’nde yer almasa şaşırtıcı olurdu. Helen Medeniyeti’nin tarih öncesi döneminden geç antik dönemine kadarki süreçte üretilen eserleri sanatseverlerle buluşturan müzenin en öne çıkan eserlerinden bir tanesi Artemision Jokeyi. Helenistik döneme ait olan bu bronz heykeli online olarak görmek için müzenin resmi web sitesine giriş yapmanız yeterli.
Prado Müzesi, Madrid’in en çok ziyaret edilen yerlerinin başında geliyor. Jean de Villanueva’nın inşa ettiği yapıda 1819 yılında kapılarını açan müze, İspanya Krallığı’nın şahsi koleksiyonlarının bir araya getirilmesi ile oluşturulmuş. Müzede bugün El Greco, Velazquez, Goya, Rubens, Bosch, Dürer, Rembrandt, Gentileschi, Gainsborough, Caravaggio, Botticelli gibi ustaların yaklaşık 1300 tablosu yer alıyor. Prado’nun ev sahipliği yaptığı en meşhur eser olan Velazquez’in “Las Meninas”ını online olarak görmenizi öneririz.