Annem Hakkında Her Şey filmi ile bütün dünyanın dikkatini üzerine çekmeyi başaran Penelope Cruz, o günden beri güzelliği ve yeteneği ile büyülemeye davam ediyor. Kendisi gibi oyuncu olan Javier Bardem’le evlenen oyuncunun bir kız bir de erkek çocuğu var. İlerleyen yaşına rağmen etkileyici güzelliğini koruyan oyuncu Lancome’un yüzlerinden biri oldu. Güzel oyuncu ile güzellik sırları üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.
Güzelliğe dair ilk anılarınız nerede oluştu? Ailenizin sahip olduğu güzellik salonu size ne gibi katkılar sağladı?
Çocukken zamanımın çoğunu güzellik salonumuzda geçirirdim. Salona gelen ve giden kadınları izleyerek aslında birçok şeyi takdir etmeyi öğrendim. Aslında kadınların buraya yaptıkları ziyaret sonrasında hayatlarının değişmediğini fakat buraya gelmelerinin onlar için oldukça önemli olduğunu fark ettim. Salonda geçirdikleri tüm zaman boyunca temel olarak yaptıkları şey kendilerini şımartıp, daha iyi ve güzel hissetmekti.
Bu sayede kozmetik dünyasını daha iyi mi anladınız?
Kendini bu şekilde tedavi etmenin yüzeysel ya da anlamsız olmadığını anladım. Hatta bu tedavi yönteminin ruhumuzu iyileştirmek için çok güçlü bir yönü olduğunu keşfettim.
Kozmetik dünyasına dair erken yaşta sahip olduğunuz bu bilgiler size günlük hayatınızda yardımcı oldu mu? Genel olarak güzelliğinizi korumak için hangi yolları izliyorsunuz?
Kesinlikle yararı oldu. Edindiğim tecrübeler doğrultusunda günlük hayatımda yapmaktan vazgeçemediğim birçok ritüelim var. Genellikle, nemlendirici kremler kullanırım ve cildimi çok iyi temizlemeye özen gösteririm ama aşırı makyaj yapmaktan hoşlanmam. Özellikle anne olduktan sonra, kendime ayırdığım zaman epey azaldı. Bu yüzden dışarı çıkmam gerektiğinde makyaj yapıyorum, evdeyken makyaj yapmak için zamanım olmuyor. Bugünlerde akşamları dışarı çıkmaya yeni yeni başladım ve kendimi hazırlamam yaklaşık 10 ile 15 dakika arasında değişiyor. Böyle zamanlarda sadece allık ve maskara sürmek cildimin canlanmasını sağlıyor. Cilt bakımı rutinim benim için oldukça öncelikli. Özellikle cildin kendini yeniden yapılandırdığı zamanlar yani geceleri cilt bakımımı yapmadan asla uyumam.
Güzellik elçisi olduğunuz ve herkes tarafından bilinen kozmetik devi Lancôme’a dair ilk anılarınız ne zamana dayanıyor?
Yıllar önce Isabella Rossellini ile yapılmış olan Lancôme’un ilk kampanyasının üzerimde büyük bir etkisi var. O dönemde magazin dergilerinde gördüğüm haberlerin hepsini toplayıp biriktirmiştim. İsabella’nın sınırları aşan güzelliği karşısında herkes gibi bende çok etkilenmiştim. Bu reklamlar benim için oldukça özgürlükçü ve ilham vericiydi. Yapılan kampanyaların bu derece etkileyici olması Lancôme hakkındaki düşüncelerimi hep çok güçlü tuttu.
Lancôme güzellik elçiliğini kabul ederken markanın en çok hangi değerlerinin sizle uyuştuğunu düşündünüz?
Öncelikle, Lancôme kadının dünyasına karşı büyük bir saygı taşıyor. Bunun dışında Lancôme özgürlüğü ve romantizmi çok iyi yansıtıyor. Bu duygular zaten daha önce de İsabella Rossellini’nin üstlendiği kampanyalarda oldukça iyi bir şekilde yansıtıldı. Buradaki temel düşünce yüzeysel güzelliği ifade etmek değil, tam aksine içimizden gelen güzellikle dış görünüşümüz arasında bir bağ kurarak daha anlamlı bir güzellik yaratmak. Tüm bu değerler benim kendi hayatımda da önem verdiğim değerler.
İçten gelen güzelliğe ek olarak sizce bir kadının parlamasını sağlayan özellikleri nelerdir?
Tüm klişelerden ve kalıplardan kurtulmuş, sevgi ve saygıyla harmanlanmış özgürlük hissi… Bana göre bir kadını özel kılan sahip olduğu bu hisler olup kendi içimizdeki duyguları ifade etmenin de en iyi yolu bu duygulardır. Ne zaman bu hisleri olduğu gibi dışarıya yansıtan bir kadın görsem, bu enerjinin onunla dünya arasında çok gizli bir sır olduğunu düşünürüm.
Kullanmaya başladığınız ilk güzellik ürününüz nedir?
Gerçek şu ki, çok önceleri ailemden İsabella’nın Trésor’unu almalarını istemiştim. Bu parfümün büyüleyici kokusuna o zamandan beri aşığım ve 14 yaşından beri onu kullanmayı hiç bırakmadım. Bu nedenden ötürü Trésor kokusu bende yaşadığım birçok tecrübeyi bana tekrar yaşatarak aynı zamanda geçmişe küçük bir yolculuk yapıyormuşum hissi uyandırıyor.
Size baktığımızda kendi kişisel bakımına çok önem veren ve oldukça düzenli bir yaşam stiline sahip olan biri görüyoruz, öyle misiniz?
Evet, zaman geçtikçe kendime vermem gereken önemin de artması gerektiğini öğrendim. 20 ve 30 yaşında rahatlıkla yapabildiğimiz fakat 40 yaşında artık bir son vermemiz gereken bir sürü alışkanlık var. Örneğin sigara ve alkol kullanmıyorum, kahve içmiyorum ve çok sıkı bir diyet uyguluyorum. Dönüp kendime baktığımda gerçekten çok iyi hissettiğimi görüyorum. Bu da beni mutlu ediyor.
Günlük makyaj rutininizde en çok hangi ürünleri kullanmayı seviyorsunuz?
Günlük hayatımda çok fazla makyaj yapmıyorum. Makyaj yaparken de doğal ürünler kullanmaya özen gösteriyorum. Makyajdan önce cildimi nemlendirmek benim için en önemli adım. Geliştirilen yeni formülüyle cildimin ışıltısını geri kazandırarak nem veren Advanced Génifique makyaj yapmadan önce olmazsa olmazım. Birçok kadında olduğu gibi benim içinde eyeliner makyaj uygulamasında en önemli adım. Uygulaması kolay olan eyelinerlar makyaj adımlarımı oldukça hızlandırıyor. Kusursuz bir eyeliner görünümü için benim tercihim Grandiôse Liner. Aynı zamanda göz makyajının tamamlayıcı ürünü tabiki maskara. Maskara tercihim uzun bir zamandan bu yana Grandiôse maskara. Kirpiklere verdiği ekstra hacimli görüntüsüyle gün boyu akmayan bir kıvama sahip.
Oscar ödüllü çok başarılı bir oyuncusunuz. Sinema filmi teklifleri geldiğinde rolü kabul etmenizdeki en önemli etmen ne oluyor?
İlk olarak filmin senaryosunu okuduğumda gerçekten etkilenmeliyim. Okuduktan sonra benim için düşünülen rolün bana uygun olduğunu hissetmem gerek. Açıkçası dokunaklı ve etkileyici bir hayata sahip olan karakterleri canlandırmaktan çok daha fazla zevk alıyorum. O yüzden bu tarz filmleri kaçırmamaya özen gösteriyorum. Aynı zamanda filmin yönetmeni de benim için çok önemli.
Sinema sektöründeki başarılarınızın yanında aynı zamanda bir annesiniz de… Anne olduktan sonra önceliklerinizde ne gibi değişimler oldu?
Bugün benim için en büyük öncelik anne olmak. Anne olduğum yıllarda oyunculuğa verdiğim kısa aralarda, kendimi aileme adayarak onlarla doyasıya vakit geçirmem beni oldukça güçlü hissettirdi. Bu dönemler hayatımın en mutlu dönemleriydi şüphesiz. Çünkü çocuklarımın her anını yaşamak, onların keşfettiği her zevki beraber hissedebilmek aynı zamanda büyümelerini günden güne görebilmek benim için paha biçilemez bir duyguydu. Onların gözümün önünde saat saat büyüdüğünü görmek asla kaçırmak istemeyeceğim bir duygu.
Röporataj: Petek KIRBOĞA