Renkli Bir Dünya: Pg Art Gallery| Alem Dergisi

Pırıl Güleşçi Arıkonmaz

Pg Art Gallery olarak 28. yılınızda geriye dönüp baktığınızda sanat yolculuğunuzu nasıl yorumlar, tarif edersiniz?

Pg Art Gallery olarak her zaman yeniliklerin peşinde koşarak içinde bulunduğumuz dönemin gereklilikleri doğrultusunda hareket ettiğimizi söyleyebilirim. Sanat dünyasının içindeki dinamizmi yakalamanın ve yeni sanatçılar keşfetmenin heyecanı, yıllardır bu alanda ayakta kalabilmemdeki en önemli faktörlerden biri.

Projelerinizi hayata geçirirken mekan ve yer seçimini hangi kriterlere göre planlıyorsunuz Projelerinizi mekansal bağlamda nasıl konumlandırıyorsunuz?

Sergileme ve sunum bizim işimizin en önemli ve keyifli kısmı. İşleri pek çok dış faktörden soyutlayarak eserlerin/sanatçının kendisini daha iyi ifade edebilmesi için kimi zaman beyaz steril mekana, kimi zaman açık alana kimi zamansa sanal bir alana ihtiyaç duyuyoruz. Çalışmaların nefes alabilmesi için gerekli alanı yaratabilmek mekan seçimlerindeki başlıca kriterlerimizden. Bu doğrultuda son dönemlerde gerçekleştirdiğimiz sergilere örnek olarak; Günnur Özsoy'un Gate 27'nin bahçesinde açtığımız "Beyaz", Hasan Pehlevan'ın mekanı arkeolojik bir kazı alanına dönüştürdüğü "Anıtsal Tahribat", Hakan Sorar'ın Pg Online'da yer alan "Through the Skin" adlarını taşıyan sergilerini sıralayabilirim. Tahtakale Hamamı'nda gerçekleştirdiğimiz "Tekinsiz Oyunlar" da tarihi bir mekanda düzenlediğimiz öne çıkan sergilerdendi. Galerinin ve diğer mekanların konumu ise kentin dokusunu takip ederek ama tesadüfe de yer bırakmadan belirlendi. Yıllarca diğer galerilerle bir arada olma içgüdüsüyle şehrin merkezi bölgelerinde yer alırken, şimdilerde oto sanayinin içinde konumlanma motivasyonumuz sanatçı atölyeleriyle çevrili olmamız.

Bağımsız genç sanatçıları keşfetmek ve desteklemek adına pek çok projeye imza atıyorsunuz. Pg Art Gallery bünyesinde Pg Pop-Up adını verdiğiniz bir mekan daha mevcut. Böyle bir mekan açma fikri nasıl oluştu?

Açıldığımız günden bu yana çok farklı alanlardan çağdaş sanatçıları konuk ettiğim galeride, beyaz küpün katı sınırlarının ötesine geçip sanata daha rahat nefes alabileceği bir alan açmanın vaktinin geldiğini hissetmiştim. Böylece farklı sorular etrafında, sanata bakışı yenileyebilecek bir deneyim gerçekleştirmeye yöneldim. Maslak Atatürk Oto Sanayi'de geleneksel bir tamirci atölyesini açık bir sergi mekanına dönüştürdüm. Adından anlaşıldığı üzere Pg Pop Up'ın kendisi de "bir anda açılan bir pencere" gibi, bir anda ortaya çıkıverdi. 25. yıla özel açılan Pg Pop Up, gördüğü yoğun ilgi sonrası kalıcı bir mekan olarak Pg Art Gallery şemsiyesi altına katıldı. Pg Pop Up, sanatı ve tasarımı görme biçimlerimize meydan okuyan, değişime sürekli açık bir deneme yanılma sürecine sahne oldu. Galerinin temel dayanağını oluşturan yapıtların yanında, bağımsız yani galeri temsiliyeti olmayan sanatçıların çalışmalarına da yer verdiğimiz bu mekan, daima yeniliklere kapısını açık bırakmaya devam ediyor. Şimdilerde Project 7.8.9. iş birliğiyle açtığımız yeni mekanımızda, Derya Geylani Vuruşan ve Egemen Kemal Vuruşan'ın "Glassy Room" adlı sergileri yer alıyor. Pg Art Gallery ve Pg Pop Up'la aynı sokakta yer alan bu mekan adını, her ay ev sahipliği yaptığı sergilerden alıyor.

Pandemi sürecini galeri olarak nasıl geçirdiniz? Sizce bu dönem Türkiye'de ve dünyada galericiliğe nasıl bir yön verdi?

Beklemediğimiz bir anda daha önce hiç deneyimlemediğimiz bir sürecin içine girdik. Pg Art Gallery'de Ayla Turan'ın ve Pg Basement'ta Ömer Faruk Yaman'ın sergi hazırlıklarını hızlıca tamamlayıp galeriyi fiziksel olarak ziyarete kapattık. Zorunlu olarak bireysel izolasyon hali alışık olduğumuz sergileme yöntemlerimizi, deneyimleme olanaklarımızı etkiledi ve normallerimizi değiştirdi. Dijital platformlar ve sosyal medya kanalları bu süreçte sanatseverlerle iletişim kurabilmemizdeki en önemli kaynaklardı. Galeri olarak biz de hazırlıklarını yaptığımız sergilerin online açılışlarını gerçekleştirdik ve sosyal medya hesaplarımız üzerinden ziyarete açarak sanatseverlerle bağlarımızı hiç koparmadan faaliyetlerimize devam ettik. Karantina süreci bizler için oldukça yoğun geçti.

Dijital çağda galericilik alanında neler değişmeli ve dönüşmeli?

Duruma hızla uyum sağlamamız ve izleyicilerden aldığımız olumlu geri dönüşler sayesinde ilk başlarda yaşadığımız tedirginlik ortadan kalktı. Teknik konulardaki becerilerimiz arttı, kullandığımız dil gelişti, izleyici kitlemiz genişledi, diyaloglarımız çoğaldı... Bu durum bize, dijitalleşmenin geçici bir çözümden ziyade sürdürülebilir bir alan sağladığını ve gerekliliğini gösterdi. Dolayısıyla var olan kaynakları akıllıca kullanıp sanatçılara, her koşulda görünürlük kazandırmaya devam etmemiz gerektiğini anladık ve buna inandık. Dijital kanallar artık hayatımızın bir parçası haline geldi ve bundan sonra da Pg Online'da sergiler açmaya devam etmeyi düşünüyoruz.

Göksu Gül'ün çalışmalarını nasıl keşfettiniz, hikayesini sizden dinleyebilir miyiz?

Göksu'nun çalışmalarıyla ilk olarak 2016'da karşılaştım. Tuval, kağıt, mozaik, grafiti ve heykel gibi birçok disiplinde işler üreten sanatçının titizlikle tamamladığı doğa tasvirlerine hayran kaldım. Kadıköy'de Bina'da gerçekleştirdiğimiz proje sonrasında ilk sergimizi açmaya ve beraber yol almaya karar verdik. 2018'de Çukurcuma'daki galerimizde açtığımız "Oyunbaz" adlı sergiyle sanatseverlerle buluştuk. Sergi adından da anlaşıldığı gibi eğlenceli halleriyle resimlediği farklı hayvan figürlerinden meydana gelen tuval ve seramik tabaklarıyla çok keyifli bir süreç geçirdik. Son dönem çalışmalarında sıkça karşımıza çıkan tavşan figürleri ise yeni açacağımız serginin başkahramanları oldu. Üç boyutlu olarak tasarladığı tavşan heykellerini mozaik tekniği ile birleştirdiği yeni sergisi pek yakında galerinin yeni lokasyonunda izleyici ile buluşacak. Özellikle içinden geçtiğimiz bu gri günlerde Göksu'nun bu çok renkli ve eğlenceli dünyasını deneyimlemeyi, sabırsızlıkla bekliyorum.

Geleceğe dair planlarınız, hedefleriniz neler?

Sanatçı kitapları, bugüne dek yapılan projelerin, sergilerin belgelenerek geleceğe aktarılmasında önemli birer arşiv niteliğinde. İlk sırada kariyerinde yol almış sanatçılarımıza kitap çıkarmak var. Pandemi hareket alanlarımızı kısıtlamayı bıraktığı anda yurt dışı fuarlarına ağırlık vermeyi hedefliyoruz.

Göksu Gül

Sanata yönelmenize neden olan, çocukluk yıllarından hatırladığınız ilk imge veya renk neydi? Sizi sanatla buluşturan etmenler nelerdi?

Bir kırkayak. Banyoda görmüştüm ve henüz tam konuşamadığım için ne olduğunu konuşarak anlatamamıştım anneme. O yüzden çizmiştim. Bir çubuk düşünün ve bir sürü bacak. Anneme ne olduğunu anlatabilmek için bunu tekrar tekrar çizmişim. Annem hala saklıyor o çizimleri.

Sanat piyasasında işlerinizi nasıl konumlandırıyorsunuz?

Ben iyi hisler barındıran işler yapmayı seviyorum ve alıcının da bu ruh halinde olması benim çok hoşuma gidiyor.

Resim tekniğinizde öne çıkan unsurlar neler?

Yepyeni malzemelerle eski geleneksel malzemeleri bir arada kullanıyorum. İçerik olarak da çağdaş hareketler içinde minyatür sanatını anımsatan çizimler görebilirsiniz.

Eserlerinizde doğadan pek çok ize rastlamak mümkün. Sanatınızın doğayla ilişkisini nasıl tanımlıyorsunuz?

Bana göre insan için inanılmaz güzellikte bir dünya var. Benim işim de o güzellikleri kendimce yorumlamak. Bir doğa yürüyüşünden nasıl keyif alıyorsak, resim yaparken de benzer bir histe olmak benim için önemli.

Tablolarınızda sıkça gördüğümüz tavşan imgesinin anlam ve ifadesi nedir?

Tavşanların şekli beni etkiliyor. Onların vücut hareketlerini inceleyip çizmekten büyük keyif alıyorum.

Eserlerinizi ortaya çıkarırken sizi neler besliyor ve sanatınızı şekillendiriyor? Yaratım süreciniz nasıl ilerliyor?

Aslına bakarsanız pencerenin pervazına konmuş bir kuşla göz göze gelmek bile benim için yeterliyken, doğadaki o sonsuz zenginlikle ister istemez resim yapma isteğiyle dolup taşıyorum.

Resimlerin insanları etkileme gücü hakkında neler söylemek istersiniz? Sizin eserinize bakanların hangi duyguları hissetmelerini istersiniz?

Siz bir duyguyla bir resim yaparsınız ve o duyguya yakın olan kişiler o resmi beğenirler. Resimlerin esasında etkileme gücü yoktur. Sadece hislerin buluşması vardır.

Çalışmalarınız arasında duygusal bir bağ kurduğunuz ve izleyici ile paylaşmadığınız bir eser oldu mu?

Bu konuda kendimi bir akarsu gibi hissediyorum. Üretim sürecimde, yeni bir işin oluşması için yapmış olduğum işlerin benden çıkması ve izleyiciyle buluşması bence çok önemli.

Resim dışında mozaik sanatı alanında da üretimler gerçekleştiriyorsunuz. Bu işlerinizden bahsedebilir misiniz?

Mozaik estetik görünümüyle beraber, mekana yayılabilmesi ve kalıcılık özelliklerinden dolayı bana çok cazip geliyor. Ayrıca çok eski bir tekniğin günümüzde hala yer bulması da çok hoşuma gidiyor.

Pg Art Gallery bünyesinde gerçekleşecek serginizde sanatseverleri neler bekliyor?

Bu sefer mozaik ağırlıklı bir sergi planlıyoruz.

Sanat yolculuğunuzda gelecekte ne gibi projelere imza atmayı hayal ediyorsunuz?

Bu süreçte Pırıl Güleşçi'yle beraber çok güzel işler yaptık. Şimdi ben yeni işler çıkarıyorum, kendisi de devamlı yeni ve farklı sunum yöntemleri keşfediyor. Tüm bunların yanı sıra açık alan projelerimiz de mevcut.