Grand Luxury Hotels olarak portfolyonuzda 450’nin üzerinde otel var. Ayrıca lüks seyahat acentanız var. Koronavirüsle ilgili sıkıntıları hem otel tarafında hem de acenta tarafında deneyimlediniz. Pandemi sırasında yaşadığınız en büyük zorluk neydi?
En büyük zorluk iki konudaydı: Müşterilerle iletişim ve sahada karar almak. İtalya, Fransa, İspanya, Birleşik Krallık ve Almanya, sonrasında Amerika sınırlarını kapatınca, endüstrimizin ne kadar kırılgan olduğunu gördük. Bu duruma adapte olacak zamanımız yoktu. Hızla bahar ve yaz rezervasyonlarımız iptal edildi. Pek çok otel müşterilerinin harcamalarını iade etmek yerine, gelecekte kullanılabilecek kuponlar vermeyi tercih etti. Otelleri müşterilerimizin harcamalarını iadeye ikna etmeye vaktimiz yoktu. Çok gergin müşterilerimiz oldu. Bu olumsuzluğu otellerimize yansıtmamaya çalıştık. Pozitif sonuçlar aldık. Ben bireysel olarak bu krizden çok şey öğrendim.
Rezervasyon almaya başladınız mı? Bu yazdan beklentileriniz neler?
Bir hafta önce, üç aydır ilk kez, rezervasyon oranlarımız iptal oranlarımızı geçti. Tamamen yerel rezervasyonlar değil, çoğu bölgesel rezervasyonlardı. Bu hafta ise uluslararası rezervasyonlar almaya başladık. Normal hızımızın %20-25 oranındayız. Umudumuz var ama geleceği tam olarak ön göremediğimiz için tedbirliyiz. Endüstrimiz; ekonomi, tüketici güveni, uçuş takvimi ve sağlık gibi pek çok faktöre bağlı. Bir de yeni yeni dikkatimizi çekmeye başlayan faktörler var: İklim değişikliği, hava trafiğinin çevreye etkisi, lüks tatil anlayışındaki değişiklikler gibi.
Ne tarz oteller bu krizi daha kolay atlatacaklar?
Taşrada, deniz kenarında, dağlık bölgelerde ve kültürel olarak korunmuş küçük şehirlerde yer alan küçük işletmeler kesinlikle bu krizi daha kolay atlatacaklar. Fakat aynı zamanda hijyen standartları bakımından güven veren daha büyük işletmelerin azımsanmayacak bir ilgi gördüğüne tanık oluyorum.
Önümüzdeki aylarda hangi destinasyonlar trend olacak?
Zor zamanlardan geçtiğimiz için söylemesi çok kolay değil. Önümüzdeki aylarda pandemi sonrası ama aşı öncesi bir dönemde olacağız. Maldivler, Seyşeller, Mauritius gibi çok kalabalık olmayan adalar adına iyimserim. Ayrıca Afrika’da safari tatilinin tercih edileceğini düşünüyorum. Hong Kong, Tokyo, Bangkok ve New York gibi kalabalık şehirler konusunda biraz daha temkinliyim. 2020 ve 2021’deki başarı güvenlik, fiyatlandırma gibi faktörlere bağlı.
Pandemi sonrası açılış için otellerinizin geliştirdiği yaratıcı fikir ve değişikliklerden bir tanesini bizimle paylaşır mısınız?
Lüks segmente hitap eden otel grupları hijyen ve sağlık mesajı vermeye odaklandılar. Ben ise destinasyona vurgu yapılarak konuklarımızın seyahate teşvik edilmesi gerektiğini düşünüyorum. Yolculukları kolay ve eğlenceli kılmak için birtakım inisiyatifler almak gerekiyor. Bağımsız oteller önce konuklarını teşvik etmekten, sonra ise onlara hijyenik ve korunaklı bir tatil sunmaktan çekinmediler. Bu bağlamda, Güney Fransa’da yer alan Les Sources de Caudalie’nin son derece başarılı hamleler yaptığını düşünüyorum. Varlıklı Amerikalı, Asyalı ve Arap müşteriler bir müddet Avrupa destinasyonlarına seyahat etmeyeceklerinden fiyatlandırma politikasını gözden geçirmekte fayda var.
Le Club üyelerinizin karar alma aşamasında davranışsal değişiklikler olacağını düşünüyor musunuz?
Evet. Hatta şimdiden gördük o tarz değişiklikleri. Sert rezervasyon şartları bugün kabul edilemez.