İSTANBUL KOMEDİ FESTİVALİ İLE KAHKAHA DOLU GÜNLER

Onların hayatı 'sahne'. Kahkaha, eğlence ve şaka hayatlarının odak noktasında. ‘Söyleyin de Beraber Gülelim’ sloganıyla bu yıl Komedi Festivali'nin yıldızlarından olan Okan, Serkan, Bülent, Ezo ve işin mimarı Zümrüt Arol Bekçe de ile bir araya geldik. Daha da keyiflisi röportjlarını Suzan Kardeş'in yapması oldu. 

Röportaj: Suzan KARDEŞ
Fotoğraflar: Zeynel ABİDİN AĞGÜL
Editör: Dilara TAŞKIN
Prodüksiyon: Yasemin TÜRK
Saç: Kemal ARSLAN / DİBA Etiler
Saç Asistanı: Hasan CEBER
Makyaj: Cevahir Özkan GÜNER
Video: Fatih ER 
Catering için Cutie Cake Co.’ya teşekkür ederiz. 

BÜLENT EMRAH PARLAK

“Bülent Beyin Hikayesi” nasıl doğdu?
Bülent Emrah PARLAK: Bir gün öyle bir fikir gelir ya aklına… Acaba iç organlar ve beyinle ilgili bir oyun yapılabilir mi, günlük hayat koşullarımızı bunun içine yedirebilir miyiz diye bir fikir geldi aklıma. Çok yakın bir arkadaşım var Uğraş Güneş, Ulan İstanbul dizisinin yazarı. Fikrimi onunla paylaştığımda bir 19 Mayıs günüydü, Büyükada’da bir senaryo toplantısı yapıyorduk. Çok hoşuna gitti Ulaş’ın ve bu oyunu onun yazmak istediğini söyledi. Tamam dedik ve 6 ay içerisinde yapım sürecine girdik. Ulaş yazdı, provalara girdik ve çok keyifli bir oyun çıktı ortaya. Ben Beyin’i oynuyorum. 

Peki organların hikayesini nasıl anlatıyorsun sahnede?
B.E.P: Hepsini bir arkadaşımız canlandırıyor. Bütün arkadaşlarımız bize destek oldular. Ben Beyin’i oynuyorum. Çevremdeki tüm arkadaşlarım Barış Arduç, Burcu Biricik, Uğur Bilgin Erdem, Ersin Korkut, Sarp Apak, Şahin Irmak… Bir organı oynuyorlar. Başımızdan geçen bir olay var. Bu olay sırasında içimizdeki organlarda neler oluyor, biz birbirimize nasıl giriyoruz iç organlar olarak bunu anlatıyoruz. 
 

Bu senin festivalde ilk yılın değil mi?
B.E.P: Evet. İlk yılım benim. 

Peki İstanbul Komedi Festivali hakkında ne düşünüyorsun?
B.E.P: Ben çok önemsiyorum bu festivali çünkü şöyle düşünüyorum: Yurtdışına gittiğimiz zaman oralarda bir şeyler oluyor ve bilgi alalım, bizde karşılığı olabilir mi, onlar bizden nerelerde faydalanabilir, biz onlardan nerelerde faydalanabiliriz gibi düşüncelerim oluyordu. Bizde bunun bir karşılığı yoktu. Festival çok önemli bir şey... Festival ile komedi yan yana geldiğinde çok tatlı bir şey olmuyor mu? Çok iyi oldu, çok tatlı oldu. BKM’nin de buna öncülük etmesi çok güzel bir şey. Bu bütün herkes için yeni bir yol, benim için de yeni bir imkan. Ben bu festivalin zaman içinde uluslararası boyuta ulaşacağını düşünüyorum. 

EZO SUNAL

Bu sene İstanbul Komedi Festivali’ne ilk defa mı katılıyorsun?
Ezo SUNAL: Geçen sene de vardım. Bu yıl atölyelerde de varım. Sadece “Güldür Güldür” değil ayrıca çocuk atölyelerimiz olacak. 

Sizin ailede herkes sanatın bir ucundan tutmuş zaten. Babanız da tabi ki bir önayak, ailenin yapısı sizi çok beslemiş. Peki bu festival için ne planladın sen?
E.S: İstanbul Komedi Festivali’nde geçen yıl Güldür Güldür ile vardık, o tekrar olacak. Bu sefer çocukları da unutmadık. Hem okul öncesi hem de ilköğretim ve ortaokul dönemi için üç farklı atölyemiz olacak. Bir tanesi “Komik Kitaplar”. Benim arşivimden seçtiğim eğlenceli kitapları çocuklara okuyacağım. Genellikle interaktif hikayeler bunlar, onların fikirleri de işin içine girecek. Ayrıca, 7-12 yaş grubuna yönelik bir tekerleme yarışmamız olacak, çocuklar kendi aralarında tatlı bir rekabet yaşayacaklar. Tekerleme çocuklar için hem eğlenceli hem de faydalı. Üçüncü atölye de pandomim atölyesi. Yine interaktif bir şekilde çocuklara pandomim sanatı tanıtılacak. 

Bu etkinlikler ile geleneksel şeyleri de sürdürmüş oluyorsun yani?
E.S: Ben çok seviyorum geleneksel oyunları da, şarkıları da. Onları hep kendimize yakın tutmalıyız diye düşünüyorum. Yeni fikirler ile de kaynaştırarak tabi ki. 
Çocuk projelerini seçerken daha çok nelere dikkat ediyorsun?
E.S: Burada çocuklar ile çok vaktimiz olmadığı için vaktimizi en iyi nasıl değerlendirebiliriz diye düşünüyorum. Eğlenceli olduğu kadar birbirimize yakınlaştıracak fikirler olmasına özen gösteriyorum. Mesela kitaplar, tüm çocukların severek dinledikleri şeyler.  
 

Teknoloji çağında çocuklara kitabı sevdirmek ayrıca önemli tabi. Sence bu festivalin çocuk tarafının şehre katkısı ne olabilir?
E.S: Bir komedi festivalinde çocuklara da yer ayrılması, onları da düşünmek çok güzel diye düşünüyorum. Çocuklar için tabi ki bir sürü şey yapılıyor. Fakat böyle bir festival kapsamında çocukların aileleri ile birlikte gidebilecekleri seçeneklerin olması hem çocuklara komediyi sevdirme adına hem de onların da festivalin bir parçası olduklarını hissetmeleri için önemli. 

Festivalde takip edeceğin isimler var mı?
E.S: Tabi ki çok merak ettiğim projeler var. Mesela annemin ne yapacağını çok merak ediyorum. Elimden geldiğince herkesi takip etmeye çalışacağım. 

OKAN ÇABALAR

Seni sahnede izlemek çok keyifli… Peki, İstanbul Komedi Festivali’nde ne anlatıyorsun?
Okan ÇABALAR: Benim 5-6 yıldır yazdığım bir şeyler vardı. Zaten sürekli biriktiriyordum. Uzun zaman önce bir topluluk gördüğümde ayağa kalkıp hikaye anlattığımı fark ettim. Sürekli kalkıyorum, anlatıyorum heyecanla… Hem kendi hayatımdan hem de yaptığım tespitler üzerine birçok hikaye birikti. Bunların karışımından oluşan bir gösteri çıktı ortaya. Önce elli dakika ile başladı, sonra iki saate çıktı. Bu sene iki saatlik halini İstanbul Komedi Festivali’nde oynayacağım iki perde olarak. 

Bu senin Komedi Festivali’ndeki ilk oyunun mu?
O.Ç: Geçen sene bu oyunun elli dakikalık versiyonunu oynadım dört beş temsil olarak. Bu sene süreci biraz daha geliştirdim, farklı hikayeler ekledim. 

Komedi Festivali’nde bir favorin var mı, kimi merak ediyorsun?
O.Ç: Doğu Demirkol’u merak ediyorum, izleyemedim bir türlü. Kesinlikle gideceğim. Aslında çoğuna gitmeyi düşünüyorum ama özellikle merak ettiğim kişi Doğu. 

Beni merak etmiyor musun?
O.Ç: Tabi ki merak ediyorum. Seni de izlemeye geleceğim, gelmez olur muyum?

SERKAN KESKİN

Nasıl gidiyor Semaver Kumpanya?
Serkan KESKİN: Çok iyi gidiyor Semaver Kumpanya. İki hafta önce sezonumuzu açtık. “Cimri”yi oynayacağız festivalde. 

Yeni oyun, farklı projeler var mı?
S. K. “Madde 22” diye bir oyun yapıyoruz, Işın Kasapoğlu yönetiyor. Şu anda onun provaları sürüyor. Herhalde bir, bir buçuk ay içerisinde yeni oyunumuz olarak başlayacak o. Berkun Oya ile birlikte de bir oyun yapıyorum, 20 Kasım’da ilk gösterimi olacak. “Dünyada Karşılaşmış Gibi” adı, onun provasındayım ayrıca. 

Peki Komedi Festivali’nde “Cimri” ilk defa mı oynuyor?
S. K. Festivalde ilk kez oynuyor, evet. Çok heyecanlıyız çünkü Komedi Festivali’nin sadece stand-up komedisi ile ilgili olduğu izlenimi vardı. Biz de İstanbul Komedi Festivali’nde oynuyoruz dediğimizde insanların çok ilgisini çekiyor. Umarım bu tür işler daha da çoğalır, heyecanlıyız. 

Sizin bir çocuk oyununuz var bir de değil mi?
S. K. Evet, kukla oyunumuz var. O da bizim çok sevdiğimiz bir oyun. Aslında, onu oynamamız bizi daha çok heyecanlandırıyor çünkü çok sık oynayabildiğimiz bir oyunumuz değil. 15 senedir oynadığımız bir oyun bu, onu da bu festivalde oynuyor olmak bizi çok mutlu ediyor. 

Çocukların televizyonda gördükleri kişileri canlı izlemesi de onlara hediye gibi oluyor tabi. Hayran oldukları kişilerin onlar için oynadıklarını görmek apayrı bir keyiftir sizin için de. 
S. K. Bu beni gerçekten en çok heyecanlandıran şey. Bu oyunu izleyen küçük kardeşlerimiz şu anda 7 yaşındaysa on sene sonra tiyatroya yeni bir seyirci kazandırmışız demektir. Çocuk oyunlarını çok iyi oynarsak onların gelecekte de tiyatroyla ilgilenmelerini sağlayabiliriz. Onlar bizim geleceğimiz…