Aşırı yoğun, kendime ayıracak hiç vaktim yok, sadece çalışıyorum ama iyi bir moddayım.
Çok tatlı bir çalışma ortamımız vardı. Projeyi bir platoda çekiyorduk. İnanılmaz bir konforu var platoda çalışmanın. Böyle bir işte ve böyle insanlarla çalışmaktan büyük keyif aldım. Projede bir onkoloğu canlandırdım, inanılmaz mesafeli, ciddi ve ketum bir karaktere hayat verdim. Çok güzel bir işti, çok mutlu bir setti. Emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Genelde sempatik olarak tanımlanırım ama benim açımdan durum hiç de öyle değil. Burcum Oğlak, yükselenim Boğa. Yani anlayacağınız 'ortaya karışık' diye tabir edebileceğimiz bir karakterim var. Burçlara çok hakim olmamakla birlikte sadece Oğlak burcunun tüm özelliklerini taşıdığımı söyleyebilirim. Çalışmayı çok seviyorum, maalesef zaman zaman çok mükemmeliyetçi ve kontrolcü olabiliyorum. Bu özellikler de beni zor biri yapabiliyor bazen. Tabii ki yaşım büyüdükçe takıldığım tüm bu noktalar konusunda yavaş yavaş bir rahatlama yaşıyorum ama o kadar ağır işlerde çalışıyorum ki çoğu zaman gücüm kalmıyor. Fiziksel olarak gücüm kalmayınca mental olarak da yapabileceklerim konusunda elimden bir şey gelmiyor.
Bu mesleği kutsallaştırmak isteyen insanlar, oyunculuğu tanımlarken şu anki ruh hallerinden ve düşünme sürecinden çıkıp bambaşka bir insana dönüşülürmüş gibi bahsederler. Setlerden sonra o karakterden çıkmak da mümkün olmuyormuş gibi bir izlenim bırakıyorlar. Yani ben Hazar'ı bir kenara bırakmışım da bedenime başka bir ruh girmiş gibi tanımlandığı oluyor. Oysa durum hiç de öyle değil. Eğer rolden çıkamadığın bir durum söz konusuysa orada hastalıklı bir şey vardır. Aksine, kamera önünde lafını söylerken daha çok akşam ne yemek yapacağını düşünüyorsun, karşındakinin kaşına gözüne bakıyorsun, mutlaka yapman gereken fakat yapmayı unuttuğun bir şeyi hatırlıyorsun. Çünkü anda kalmak gerçekten zor bir şey. Ama öğreniyorsun. Kısacası rol yaparken de sen sensin. Sadece başka bir karakteri sendeki malzemeyle olabildiğince anlayarak ifade etmeye çalışıyorsun. Başka bir insanı anlatıyorsun. Mesele anlatacağın şeyi ne kadar iyi anladığında. Okuduğunda anladığınla kamera önünde gösterdiğin şey arasındaki mesafe belirliyor ne kadar iyi olduğumuzu.
Tam da bu anlattıklarımı yaşadım ve inanamadım. O güne kadar tiyatro deneyimim yoktu, iyice gözümde büyümüştü sahnede olmak durumu. Kendi içimde Hazar gibi düşünüp konuşurken, bedenim ise ezberlediklerini yapıyordu. Bir yandan inanılmaz oradasın, seyirciyi hissediyorsun, telefonu çalıyor duyuyorsun, şakana az gülüyorlar bunu fark ediyorsun. Bir yandan bu duyguları kontrol etmeye çalışırken diğer taraftan da yaratıcı olmaya, iyi bir performans göstermeye, tüm dikkatini toplayıp orada olmaya çabalıyorsun. Tabii her zaman en iyisi olamayabiliyor. Bazen üzgün oluyorsun, tam bir lafı söylerken aklında tüm o kaçmaya çalıştığın cümleler sıra sıra diziliyor. Harika bir meslek ama inanılmaz boyutlu ve zor.
Sadece tiyatro sahnesinde kalabiliyorum.
Maalesef henüz yapacak iyi bir şey bulamadım.
Ben ilişkide çok rahatım. Karşı tarafın özgür ve benden ayrı bir hayatının hatta ayrı evlerimizin olması gerektiğini düşünüyorum. Ben kendi alanına çok düşkün birisiyim. İlişki hayatımın merkezi olmaz. Bağımsız ve yalnız kalabilmeyi önemserim.
Şimdilik düşünmüyorum. Hiç o modda değilim. Canım ne isterse onu yapmak istiyorum. Çünkü dünyada çok sınırlı bir vaktim var ve bunu doğru şekilde kullanacağım. Bir de hata yapmaktan çok korkuyorum. Doğru düzgün bir insan yetiştirmek büyük bir sorumluluk. Tabii ki biliyorum çocuk sahibi olduğum zaman illa ki hata yapacağım. Dünyadaki bütün tecrübeleri edinsem, kitapları okusam bile. Ama gerçekten bir süreliğine de olsa ilgimin tamamını verebilecek duruma gelmeden çocuk yapmayı düşünmüyorum. Mutlu, kendiyle barışık, hayatla barışık olabilecek bir birey yetiştirmek istiyorum çünkü. Bunun yolu önce benim mutlu, kendiyle ve hayatla barışık bir kadın olmamdan geçiyor.
Çok iyi ilişkimiz. Ben çok şanslıyım mutlu bir ailede ve arkadaş gibi ebeveynlerle büyüdüğüm için. Annem de babam da gazeteci benim, siyasilerinki kadar yoğun bir hayat yaşıyorduk biz aslında. Örneğin; Kıbrıslıyım ben, dönemin Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat bypass ameliyatı olacaktı, o gece biz de hiç uyumadık. Böyle sayısız anım var. Çünkü babam uzun süre Kıbrıs Gazetesi'nin genel yayın yönetmeniydi, annem de BRTK'da çalışıyordu. Hayatımız haberler, siyaset ve siyasilerdi. Ailem Lefkoşa'da yaşıyor. Çocukluğum Kıbrıs'ta muz tarlalarında geçti. Anneannemle dedem kömür işçiliği yapıyordu o dönem, onların yanına giderdim sık sık. Kıbrıs'ta sınıf ayrımı yoktur pek, gelir düzeyleri arasında uçurum göremezsiniz. Herkes aynı yerlerde yemek yer, aynı arabalara biner, aynı tür evlerde yaşar. Kışları kolejde okuyup, yazları anneannem ve dedemle odun kesmeye, oradan da odunları ocaklarda yakmaya giderdik. Bu nedenle çok dağda, bayırda, doğa içinde bir çocukluk geçirdim.
Ün de sana yönelen ilgi de sonra ilginin bir anda üzerinden çekilmesi de yönetmesi çok zor durumlar. Kendine mutlaka yapacak başka işler, tutunacak başka bir dal bulmak gerekiyor. Çünkü ilgi uçucu bir şey ve her zaman iyi niyetli değil. Bunun bizi yıpratmasına izin vermeyecek şekilde geliştirmemiz lazım kendimizi. Şöhreti hayatının merkezi yaparsan mahvolursun demek yanlış olmaz. Yani demek istediğim insan bundan ibaret olmamalı. Çünkü hayatındaki her şeyi aynı seviyede tutmak için çabalamak, sürekli iyi bir şey yapmaya çalışmak çıldırtıcı ve imkansız bir şey. Gerçekçi değil.
Hasbelkader bu meslekle kesişti yolum, iyi ki kesişmiş. Bugünkü oyuncu Hazar olmasaydım ne olurdum hiç bilmiyorum ama ben her şeyi yapabilirdim sanki. Kendimi çok yetenekli gördüğüm için değil bu sözlerim, sadece her şeyin altından kalkabilecek gücü bulabiliyorum bazen kendimde. Hiçbir yerde barınamama ihtimalim yok, her türlü kötü şartta yaşayabilirim. Bunu tabii ki tercih etmem ve şartlar en iyi hale gelsin diye uğraşırım o ayrı. Ama kadınlar ne demek istediğimi anlayacaktır bence. Öyle şeylere maruz kalıyoruz ki daha çocukluktan itibaren, baş edemeyeceğimiz bir şey kalmıyor.
Çok sosyal biri değilim ben, evde olmayı severim. Yemek yaparım, kitap okurum, yalnız vakit geçiririm. Ailem yakınlardaysa onlarla vakit geçiririm.
En çok ayakkabı ve çanta. Çok seviyorum. Yıllarca kullanabileceğim ağır parçalar dışında tişört gibi basit kıyafetlere çok fazla para harcamamaya çalışıyorum.
Talent Co., Salt&Pepper Project'e teşekkür ederiz.