“Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri” Dizi İncelemesi

Sinema tarihinin en ünlü yapımlarından “The Lord of the Rings” filmlerinden ilhamla yaratılan ve ilk üçlemedeki hikayenin binlerce yıl öncesini anlatan “The Lord of the Rings: The Rings of Power” dizisinin ilk sezonu yayınlandı. Uzun zamandır heyecanla beklenen fantastik dizinin ilk sezonunu konusundan oyuncularına, hikayesinden işlenişine, derinlemesine inceliyoruz.

YAZAR: Çisem Danacı
17 Ekim 2022 Pazartesi 18:46 | Son Güncellenme:
22 dakika okunma süresi

Yüzüklerin Efendisi Güç Yüzükleri Dizisi Ne Hakkında?

Beş yıllık bekleyişin ardından 2 Eylül 2022'de Amazon Prime Video'da yayınlanmaya başlayan "The Lord of the Rings: The Rings of Power", J.R.R. Tolkien'in "The Lord of the Rings" roman serisinden ve Peter Jackson'ın aynı adlı film üçlemesinden ilham alıyor. Jackson'ın sinemaya uyarladığı seri, "Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring" (2001), "Lord of the Rings: The Two Towers" (2002) ve "Lord of the Rings: The Return of the King" (2003) filmlerinden oluşuyor. Peter Jackson, daha sonra Tolkien'in "The Hobbit" romanından da "The Hobbit: An Unexpected Journey" (2012), "The Hobbit: The Desolation of Smaug" (2013) ve "The Hobit: The Battle of the Five Armies" (2014) filmlerini yarattı. Şimdi ise "The Lord of the Rings: The Rings of Power" dizisi, "The Lord of the Rings"deki orijinal hikayenin binlerce yıl öncesini, kötülüğün Orta Dünya'da nasıl ortaya çıktığını anlatıyor. Son bölümü 14 Ekim'de yayınlanan ve ilk sezonu sekiz bölümden oluşan dizide hem ilk yapımlardan hem de yeni karakterlerle karşılaşıyoruz.


Yüzüklerin Efendisi Güç Yüzükleri Dizisinin Oyuncuları Kimler?

Patrick McKay ve John D. Payne imzalı "The Lord of the Rings: The Rings of Power" dizisinde, "The Lord of the Rings" ve "The Hobbit" serilerinde gerek önemli karakterler olarak izlediğimiz gerekse de adı geçen bazı kişileri görüyoruz. Onlarla birlikte ilk kez tanıştığımız birçok karakter de karşımıza çıkıyor. İlk yapımlarda Cate Blanchett'ın canlandırdığı Galadriel'i daha gençlik yıllarında gördüğümüz için dizideki Galadriel'e Morfydd Clark hayat veriyor. Aynı şekilde önceki yapımlardan Hugo Weaving tarafından canlandırılan Elrond, burada Robert Aramayo tarafından ekrana taşınıyor.

Queen Regent Miriel rolüyle Cynthia Addai-Robinson, The Stranger rolüyle Daniel Weyman, Prince Durin IV rolüyle Owain Arthur, Halbrand rolüyle Charlie Vickers, Isildur rolüyle Maxim Baldry, Bronwyn rolüyle Nazanin Boniadi, Arondir rolüyle Ismael Cruz Cordova, High King Gil-galad rolüyle Benjamin Walker, Celebrimbor rolüyle Charles Edwards, Pharazon rolüyle Trystan Gravelle, Sadoc rolüyle Sir Lenny Henry, Earin rolüyle Ema Horvath, Elanor "Nori" Brandyfoot rolüyle Markella Kavenagh, Adar rolüyle Joseph Mawle, Theo rolüyle Tyroe Muhafidin, Princess Disa rolüyle Sophia Nomvete, Elendil rolüyle Lloyd Owen, Poppy Proudfellow rolüyle Megan Richards, Largo Brandyfoot rolüyle Dylan Smith, Kemen rolüyle Leon Wadham ve Marigold Brandyfoot rolüyle Sara Zwangobani ikiliye eşlik ediyor.


Yüzüklerin Efendisi Güç Yüzükleri Dizisinin Konusu Nedir?

"The Lord of the Rings: The Rings of Power", ana merkezine Galadriel karakterini alsa da Elrond, Halbrand, The Stranger, Queen Regent Miriel, Arondir gibi birçok farklı karakter ve lokasyon üzerinden, yok oldu sanılan kötülüğün Orta Dünya'yı nasıl yeniden ele geçirmeye başladığını anlatıyor. Morgoth isimli büyük kötü yıllar önce yenilmiş; onun izinden giden (ve "The Lord of the Rings" serisinin ana kötüsü olan) Sauron'un da yok olduğuna inanılıyor. Ancak abisini savaşta kaybeden Galadriel, Sauron'un sonsuza dek yok olduğundan o kadar da emin değil. Herkese karşı gelerek arayışına devam ediyor. Bir yandan da gerek elflerin yaşam ağacının çürümeye başlaması gerek Güney Toprakları'nın orklar tarafından ele geçirilmesi gerekse de gizemli bir adamın gökyüzünden bir meteor gibi dünyaya düşmesiyle Galadriel'in hiç de haksız olmadığı yavaş yavaş kesinleşiyor. Dizide, Sauron'un nasıl yeniden güç kazandığı ve bir kez daha kaçmasıyla sonuçlanan bir savaşın hikayesini izleyeceğiz gibi görünüyor. İlk sezon da bunun girişini yapıyor.


Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri Dizi İncelemesi

"The Lord of the Rings: The Rings of Power", dünyanın farklı bölgelerindeki farklı karakterleri aynı anda takip etmemizi sağlayarak bize geniş bir coğrafyayı gösteriyor. Kötülüğün ne kadar sinsice ve parça parça ilerleyip büyüyebileceğini göstermek adına oldukça başarılı bir girişim. Dizi, esinlendiği kaynakların özüne sadık kalarak yine bize büyük bir yolculuk hikayesi sunuyor. Çünkü "The Lord of th Rings" de "The Hobbit" de özünde bir "kahramanın yolculuğu" hikayesi. Yolculuk filmlerinin ana kaynağı, mitolojik yolculuk hikayeleri olduğu ve fantastik yapımlar da mitolojiden hayli esinlendiği için bu tür maceralı dizi ve filmleri izlemesi oldukça heyecanlı oluyor. "The Lord of the Rings: The Rings of Power" ise dizi olmasının avantajını kullanarak bize bir değil, birçok yolculuk hikayesi sunuyor ve sonunda hepsini tek bir noktada bir araya getirmeyi başarıyor. Hepsini olmasa da büyük bir çoğunluğunu demek daha doğru olabilir. Bu noktadan itibaren diziyi incelerken çokça 'spoiler' vereceğimizi hatırlatmakta yarar var. Birinci sezondaki olaylardan ve karakterlerin gerçek kimliklerinden detaylıca bahsedeceğimizin altını çizmek isteriz.

Dizinin birçok yolculuk hikayesinden bahsettiğini söylemiştik. Ancak ne yazık ki tüm bu yolculuklardaki karakterlerin aynı ölçüde heyecan verici olduğunu söyleyemeyiz. Örneğin; Elrond ve Prens Durin'in kimyaları o kadar güçlü, aralarındaki diyaloglar o kadar iyi yazılmış ki bu ikili her ne yapıyorsa izlemekten kesinlikle sıkılmıyoruz. Aslında fiziksel bir yolculuk yapmayan yegane karakterler de cücelerin krallığındaki karakterler. Ancak onların da kişisel bir yolculuk yaşadığını, belirli bir gelişim sürecinden geçtiğini rahatlıkla görebiliyoruz.

Buna karşın Arondir ve Bronwyn'in yolculuk hikayesi, o kadar sıradan görünüyor ki sanki bu ikili, yalnızca Güney Toprakları'nı kötülüğün nasıl ele geçirdiğini göstermek adına iki temsilci olarak dizide yer alıyor. Karakter olarak gelişimleri olmadığı gibi, pek ilgi çekici yanlarını da göremiyoruz. Biri elf bir adam, biri insan bir kadın, aşıklar, ikisi de cesur, ikisi de hayatta kalmaya çalışıyor ve hepsi bu kadar. Onlar hakkında ilgimizi çekecek pek bir şey yaşanmıyor ki zaten dizi de son bölümde onların hikayesine devam etmeyi bırakıyor.

Karakterler üzerinden ilerlemek gerekirse gökyüzünden düşen The Stranger için en başından en sonuna kadar "Bu adam ya Gandalf ya da Sauron" diye düşünmemiz, bu çelişkinin yarattığı gizemle son bölüme kadar gelmemiz isteniyor. Bunun için de gerek Gandalf'ın Hobbit'lerle yakınlığı gibi The Stranger'ın da dünyaya gelir gelmez ilk tanıştığı canlılar birkaç Hobbit oluyor. Ona çoğu şeyi bir Hobbit olan Nori öğretiyor. Ancak bir yandan yardımcı olmaya çalıştığında bile sonunda bir şekilde kötü olaylara neden olduğu izlenimi yaratılmaya çalışılıyor. Bu da acaba Sauron mu dedirtiyor. Sonunda ise hiç de şaşırtıcı olmayan bir şekilde The Stranger'ın Sauron olduğu söylense de Gandalf olduğu ortaya çıkıyor. Gandalf'ın ismi doğrudan söylenmese de kitaplara ve filmlere hakim izleyicilerin yüzde yüz emin olmasını sağlayan cümleler söyletiliyor. Örneğin; Gandalf'ın filmde Frodo'ya söylediği bir cümleyi, dizide The Stranger, sonda Nori'ye söylüyor. Hayranları mutlu eden bir gönderme olsa da The Stranger, Sauron olsaydı ve güçlü ama masum bir karakterin zamanla nasıl tüm dünyaya şiddeti yayan korkunç birine dönüştüğünü izleseydik nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyoruz. Dizi, paralel olarak Galadriel'in Halbrand'den şüphelendiği sahneleri bize göstermeseydi, belki The Stranger'ın da Sauron olduğu kanısına kapılıp, sonradan şaşırabilirdik. Ancak muhtemelen izleyiciler, tümü Galadriel, Halbrand'den şüphelenmeye başladığı anda, onun Sauron olduğundan emin oldu. Bu durum da tüm bu "The Stranger kim? Sauron mu, Gandalf mı?" soru işaretleri cevaplanmadan, cevaplanmasına neden oldu.

Sıradan bir kazazede olarak tanıştığımız gizemli Halbrand karakterinin önce Güney Toprakları'nın kralı olduğunun söylenmesi, sonra da Sauron olduğunun ortaya çıkması ise dizinin en büyük sürprizlerinden biri. Diğeri de The Stranger'ın kimliğiydi. İki büyük sürpriz, aynı anda açıklanmış oldu. Bu, ne yazık ki seyir zevki açısından çok başarılı bir tercih sayılmaz. Ancak Galadriel'in Halbrand'ın Sauron olduğunu kesin olarak öğrendiği ve onunla yüzleştiği sahnedeki diyaloglar ve çekimler bize kesinlikle iki boyutlu bir kötü karakterle karşı karşıya olmadığımızı gösterdi. "The Lord of the Rings" üçlemesinde Sauron, filmlerin ana kötüsü olsa da onun bakış açısını, karakterini öğrenmeyiz. O hep tepede, gizemli, kimliksiz ve sözleri olmayan bir antagonist olarak karşımıza çıkıyor. Onun bakış açısını, yalnızca destekçilerinin ağzından dinleyebiliyoruz ki o bile oldukça yüzeysel kalıyor. Nitekim filmlerde kötüyü tanımamız veya onu anlamamız hedeflenmiyor zaten. Yalnızca ondan korkmamız ve protagonistlerimizin işlerinin ne kadar zor olduğunu anlayacak kadar güçlü olduğunu bilmemiz isteniyor. Dizideyse Sauron'u biraz daha tanıyabilmemiz hedeflenmiş ki gerçekten de bu durum, karaktere ekstra boyut kazandırıyor. Ondan henüz korkmamız için bir neden yok çünkü daha yükselişini tamamlamadı. Bu dizi, iyilerin yolculuğu olduğu kadar Sauron'un da güç kazanma yolculuğu. Hatta belki de daha çok onun yolculuğu.

Son olarak dizimizin en merkezindeki, tüm bu hikayenin başlangıcı olan Galadriel'den bahsedelim. Kronolojik olarak "The Lord of the Rings" film üçlemesi, Galadriel karakterini sinema izleyicisine çok daha olgun, bilge, oturaklı, güçlü ve gizemli bir elf karakter olarak tanıttı. Ardından gelen "The Hobbit" üçlemesi ise daha önceki bir hikayeyi anlattığı için Galadriel'in de daha erken dönemini gördük. Elflerin ölümsüzlüğü nedeniyle binlerce yıl yaşındaki Galadriel tabii ki yine aynı görünüyordu, ancak bu sefer ilk kez onu savaş meydanında görme fırsatımız oldu. Yine çok güçlü, bilge, sakin ve gizemli görünüyordu ama henüz savaşla işi tam olarak bitmemişti. Bu dizide ise ondan da binlerce yıl öncesini izliyoruz. Karşımızda yüzlerce yıl yaşında da olsa çok daha genç bir Galadriel var. Buradaki Galadriel tam anlamıyla savaşın içinde; savaşçılık yıllarının tam doruklarında, bir asker, bir komutan. Elfliğin ve yüzlerce yıl yaşında olmasının getirdiği bir erdemlilik ve bilgelik olsa da henüz gençlik ateşini üstünden atamamış, yetişkin Galadriel'in sakinliğine ulaşamamış. Fevri davranabiliyor, aceleci ve başına buyruk hareket edebiliyor, hata yapabiliyor. Büyü kullanırken pek görmüyoruz; işi, daha çok kılıç ve hançerle çözüyor. Yani kısacası ilk tanıştığımız, gelecekteki Galadriel olması için önünde uzun bir yol var ve biz, bu dizi boyunca Galadriel'in yalnızca kötülüğü yenme değil, bildiğimiz karaktere dönüşümünü de izleyeceğiz.

Genel olarak "The Rings of Power", süresini, karakterleri tanıtmak konusunda büyük ölçüde avantaja çevirse de hikaye anlatımı konusunda, uzun soluklu bir dizi oluşunun negatifliğini yaşamış gibi görünüyor. Bir filmde ilk 15 dakikada gördüğümüz giriş kısmı, burada bölümler boyunca sürüyor. Asıl hikayeye bir türlü başlayamıyoruz, bu da seyircinin neden yüksek beklentisinin karşılanmadığını, büyük ölçüde gelen negatif yorumları ve düşük puanları açıklıyor. Zaman zaman izlediğimiz sahneler "The Lord of the Rings" efsanesinin epikliğine benzer seviyede olsa da bazen oldukça sıradan diyebileceğimiz sahneler izliyoruz. Ancak tüm kusurlarına rağmen "The Lord of the Rings: The Rings of Power" dizisinin, büyük bir potansiyeli olduğunu ve sezonlar ilerledikçe daha çok oturup, daha başarılı bir noktaya gidebileceğini söyleyebiliriz.


"Yüzüklerin Efendisi: Güç Yüzükleri" Dizisi 2.Sezon Ne Zaman?

"The Lord of the Rings: The Rings of Power" dizisinin çekileceğinin ilk haberini beş yıl önce almış olsak da dizinin ikinci sezonu için bir beş yıl daha beklemeyeceğimizden emin olabiliriz. İlk sezonun çekimleri 18 ay sürmüştü. Muhtemelen ikinci sezonun çekimleri de benzer bir süre alacaktır. Dizinin en büyük zaman alan kısmı ise özel efektlerin, yoğun ölçüde kullanılması nedeniyle çekimlerden sonraki post prodüksiyon bölümü. Henüz "The Rings of Power" dizisinin ikinci sezonu için açıklanan bir planlanmış tarih olmamakla birlikte, 2024 yılında yayınlanma olasılığının olduğu tahmin ediliyor.


"Game of Thrones"un Tahtına Oturabilecek Fantastik Diziler

En İyi 16 Fantastik Dizi (Doğaüstü, Gizemli, Aksiyon)

En İyi Zombi Dizi ve Filmleri

EN ÇOK OKUNANLAR

“Bizans'a Yelken Açmak” Sergisi

“Bizans'a Yelken Açmak” Sergisi

4 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

Gossip Girl'ün Çapkın Chuck Bass'ı Ed Westwick Baba Oluyor

1 dakika okunma süresi
Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
New York'ta Türk Gecesi

New York'ta Türk Gecesi

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Piyanonun Parlayan Yıldızı: İlyun Bürkev

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

Tan Sağtürk ile “Carmina Burana” Oyununu İnceledik

2024 Emmy Ödülleri Adayları Açıklandı

2024 Emmy Ödülleri Adayları Açıklandı

2024 Temmuz Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Temmuz Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

2024 İstanbul Tiyatro Festivali'nde Dikkat Çeken Oyunlar

British Museum'da Köklü Değişiklikler

British Museum'da Köklü Değişiklikler

Musée d'Orsay'da Bir Gece

Musée d'Orsay'da Bir Gece

Fırat Neziroğlu ile Dokuma Sanatı Üzerine

Fırat Neziroğlu ile Dokuma Sanatı Üzerine

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

BMW i5 Flow NOSTOKANA Contemporary İstanbul'da

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ağustos Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

2024 Ekim Etkinlik Ajandası: Şehirde Neler Oluyor?

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”

Türk Hava Yolları x Refik Anadol: “Inner Portrait”