İsmail Acar ile Daha Ulaşılabilir Bir Sanat

Sanatının kodlarını "Kendime özgü olandan yola çıktım ve onu yorumladım" cümlesiyle ifade eden İsmail Acar, toplumun hafızasında gizli kalmış imgeleri sanatında yorumlayarak estetik forma dönüştürüyor. Eserlerini daha geniş kitlelere ulaştırmak için Trendyol Sanat ve İyilik İçin Sanat Derneği ile yeni bir projeye imza atan Acar'la bir araya geldik. Sanatını daha ulaşabilir kılma hedefiyle yola çıktığı yeni yolculuğunu Acar'dan dinledik.

Türk realizm akımının öncülerinden biri olarak gösteriliyorsunuz. Sanatınızın oturduğu düzlemi nasıl ifade edersiniz? Üretimleriniz sanatseverlere neler anlatıyor?

Türkler İstanbul'da Boğaz'a, Topkapı Sarayı'na, Ayasofya'ya, Sultanahmet'e ve 10 bin yıllık yerleşik Anadolu'ya bakarak yaşar. Benim dönemime kadar Türkler, buralara bakıp çağdaşlık adı altında New York'un gökdelenlerini çiziyordu. Oysa Batılı kültür, kendine özgü olanı yorumluyordu. Ben de kendime özgü olandan yola çıktım ve onu yorumladım. Fransız, Fransız gibi; Alman, Alman gibi; Amerikalı, Amerikalı gibi resim yaparken ben de Türkiye'de ilk kez Türk gibi resim yaptım ve yapmaya da devam ediyorum. Aslında ben, toplumun kendi hafızasında gizlediklerini görmezden gelip ifade edemediklerini onlar için dillendirip, estetik bir olgu olarak topluma tekrardan yeni ve estetik bir formla sunuyorum. Ürettiklerim topluma kendi hikayesini, kendi hafızasını yeni ve güncel bir dille anlatıyor.

Eserlerinizdeki düşünce aktarımını ve üslubunuzu nasıl tanımlarsınız?

Kendimden öncesini ve günümüzü meşru kabul eden bir yapıya sahibim. Dolayısıyla kavramların üzerine yeni bir tanım ve konum oluşturmak kolay olmuyor. Benim açımdan bakınca, toplumun genetik ve kültürel şifrelerini belirleyerek bunun üzerine yeni söylemler geliştirme endişesiyle ortaya çıkan ya da çıkacak olan yeni bir söylemi toplumun geçmişiyle ve coğrafyasıyla ilişkilendirme serüveninin yanı sıra, bu durumu bir sanat ekolüyle adlandırmak çok güç.

Trendyol Sanat ile yeni bir iş birliğine imza attınız. Bu birliktelik nasıl oluştu?

Bir süredir Trendyol Sanat'ı, burada eserlerini satan sanatçıları ve eserlerini takip ediyorum. Trendyol Sanat, çok güzel bir işe imza attı. Özellikle genç sanatçıların eserlerini Türkiye'nin dört bir yanından sanatseverlerle buluşturmak için onlara dijital bir alan açarken, sanatseverlerin de zaman ve mekandan bağımsız olarak sanata ulaşabilmelerini, bu sanatçıları yakından tanıyabilmelerini, eserlerini inceleyebilmelerini sağlıyor. Trendyol Sanat ile İyilik İçin Sanat Derneği, eserlerimi geniş kitlelere ulaştırmak üzere bana bir projeyle geldi. Projenin Türkiye'nin dört bir yanından sanatseverlere ulaşması fikri, beni çok heyecanlandırdı. Sonrasında ise sadece bu proje özelinde 300 adet limitli "Kaftan"ı üretmek üzere işe koyuldum.

Bu iş birliği kapsamında hangi eserleriniz satışa çıkacak? Kimlere ulaşmayı hedefliyorsunuz?

Bu proje kapsamında limitli edisyon olarak ürettiğim "Kaftan" isimli eser Trendyol Sanat'ta satışa çıkacak. Bu proje sayesinde bir sanat eseri, toplumun her kesimine ulaşabilecek. Beni en çok heyecanlandıran nokta ise, bu proje ile sanata ilgi duyan, bir sanat eserine sahip olmak isteyen kitleye ulaşabilmek. Trendyol Sanat ile gerçekleştirilen bu proje aracılığıyla sanatı, daha geniş kitlelerin ulaşabileceği şekilde sunuyor olmak benim için çok mutluluk verici.

"Kaftan" adlı eserinizin sanat yaşamınızdaki önemi nedir? Bu eserin yaratım sürecinden bahsedebilir misiniz?

Kaftan; bizim eski kültürümüzde hanların, sultanların, padişahların bir onur nişanesi olarak seçkin kişilere verdiği bir tür hediyeydi. Bu onurun toplumun her kesimine ulaşması maksadıyla ben de bir kaftan resmi seçtim. Trendyol Sanat için özel olarak ürettiğim bu eser, 300 adet ile sınırlı olacak. Eser serigrafi tekniğiyle 100x70 cm boyutlarında hazırlandı. Proje kapsamında 1'den 300'e kadar numaralandırdığımız bu serideki her bir eser, tarafımdan imzalanarak sertifikalı olarak teslim edilecek.

Eserlerin fiyatını belirlerken nasıl bir strateji izlediniz? Kriterleriniz nelerdi?

Eser fiyatını belirlerken önceliğimiz, ulaşılabilir olmasıydı. Trendyol, bu projeyi sosyal sorumluluk yaklaşımıyla hayata geçiriyor. Bu sebeple maliyetleri de göz önüne alarak en makul fiyatı belirlemeye çalıştık. Çünkü motivasyonumuz, sanatseverleri sanat alıcısı olmaya; daha önce bir sanat eseri sahibi olmadıysa belki de ilk kez evine bir sanat yapıtı almaya teşvik etmek. Bu noktada da önemli olan, eserlerin ulaşılabilir olması. Dolayısıyla kriterim, sanatın daha çok kitleye ulaşmasını sağlayacak bir yoldu. Bu vesile ile stratejimizi de bu yönde belirledik.

Trendyol Sanat, "Sanatı her an ve herkes için ulaşılabilir kılma" mottosuyla hareket ediyor. Siz bu konu hakkında neler düşünüyorsunuz?

Sanatseverler için sanatın daha ulaşılabilir olması çok kıymetli. Dijitalleşme, ulaşılabilirliği kolaylaştırdığı noktada sanata çok büyük bir katkı sağlıyor. Bu anlamda da Trendyol'un oluşturduğu bu platform çok değerli. Geliştirilen bu projeler, çağdaş sanatın daha geniş kitleye yedi gün 24 saat ulaşması ve bilinirliğinin artması demek. Ofislerde, evlerde, her yerde artık sanat eserine erişilebiliyor. Dolayısıyla bu proje sayesinde bir sanat eseri toplumun her kesimine ulaşabilecek. Hatta çocukları için sanat alımı yapan ailelerin küçük koleksiyonerler yetiştirmesine de vesile olacağını düşünüyorum. Bu nedenle sergi, fuar, müzayede, galeri ve benzeri oluşumların yanı sıra, dijital dünyada da bu tür projelerin artarak devam etmesini temenni ediyorum.

Sanatın markalar aracılığıyla ulaşılabilir olması sizce günümüzde ne ifade ediyor?

Ülkemizin bu alanda daha da gelişebilmesi için sanatın ve sanatçının desteklenmesi büyük önem taşıyor. Bu bilinç ile hareket eden Trendyol gibi markalar da bu yönde önemli adımlar atıyor. Sanatın markalar aracılığıyla ulaşılabilir olması, hem markaların itibar düzeyinin gelişmesine katkı sağlarken, hem de destek oldukları çalışmalar ile sanatın geniş bir çerçeveye yayılmasına ve farklı hedef kitlelere ulaşmasına olanak sağlıyor.

Koleksiyonerler için dijital köprü oluşturan Trendyol Sanat'ın sanatçıya sunduğu bu olanağın, sanat dünyasındaki karşılığı sizce ne?

Sanatçılara ve sanat eserlerine dijitalde alan açan Trendyol Sanat ile genç sanatçılar başta olmak üzere, tüm sanatçılar ve sanatseverler arasında dijital köprü kuruluyor. Uluslararası platformlarda bu tür uygulamalar yaygınken, ülkemizde de Trendyol'un öncülüğünde hayata geçirilen bu proje ile sanat dünyasına büyük katkı sağlanıyor. Trendyol Sanat, sanatçılara Türkiye'nin dört bir yanına eserlerini ulaştırma imkanı tanırken, sanata gönül veren sanatseverlerin de yeni sanatçıları keşfedebilmelerine ve eserleri yakından inceleyebilmelerine fırsat tanıyor. Dolayısıyla hem sanatçılar hem de sanatseverler için bu denli ulaşılabilir bir platform olması, çok önemli bir aktarım aracı.

Önümüzdeki günlerde eserlerinizi başka nerelerde göreceğiz?

İshak Paşa Sarayı'nda 23 Temmuz'da bir sergim açılıyor. Onun dışında eylül ayı içinde Katar ve Yeni Zelanda'da "Love of İslam" başlıklı sergilerim olacak.