"The Currency", Damien Hirst'ün ilk dijital NFT koleksiyonu. 2016 yılında fiziksel eserleri yapmaya başlamasının ardından Hirst, sanat ve para arasındaki ilişkiyi sorgulamaya başladı: Sanat, nasıl dönüşüm geçirerek bir para birimi haline geldi? Para birimi ne zaman sanata dönüştü?
1990'lardan beri İngiliz sanat camiasının merkezinde yer alan Damien Hirst, günümüzün en ünlü ve tartışmalı çağdaş sanatçılarından biri. Goldsmiths School of Art'taki öğrencilik yıllarından bu yana Hirst'ün üretimleri doğada sınırları yeniden tanımlıyor. Enstalasyon, resim, heykel ve çizim alanlarında çalışan İngiliz sanatçı; sanat, güzellik, din, bilim, yaşam ve ölüm arasındaki karmaşık ilişkileri araştırıyor. En çok tanındığı eserleri, muhtemelen aynı zamanda en çok tepki topladığı, vitrinlerde muhafaza edilen ölü hayvan figürleri. Bunların en ünlüsü "The Physical Impossibility of Death in the Mind of Someone Living", bir vitrin içinde formaldehitte saklanan ölü bir köpekbalığı. Damien Hirst, yenilikçi bir görsel dil geliştirmek için çalıştığı temel ilgi alanları ve temalarına sürekli olarak geri dönüyor. 2016'da başlayan "The Currency" serisi de bunun örneklerinden biri.
"Noisy love", 2016
"Only we have time", 2016
Damien Hirst'ün noktalarla çalıştığı resimleri, 1986-2011 yılları arasında ağırlık verdiği bir tarz. 1986'da başladığı seri, birçok varyasyon gördü. 2016'daysa daha organik bir yöne doğru ilerlemeye başladı. "The Currency" koleksiyonundaki eserler, bu keşif yolculuğundan doğuyor; her bir nokta, birer parçacık veya atom gibi ortaya çıkıyor. Seri, kağıt üstüne farklı renkteki noktalarla üretilmiş 10.000 eserden oluşuyor.
Damlama ve sıçrama miktarından boyanın dokusuna kadar her sanat eseri, birbirinden ayrı ve benzersiz bir kombinasyona sahip. Eserlerin her biri "Totally gonna sell you", "Only we have time", "You could get your life together" gibi cümlelerle isimlendirilmiş. Bu başlıklar, sanatçının en sevdiği şarkı sözlerinden 'machine learning' ile yapay zeka kullanılarak üretilmiş.
Ayrıca her fiziksel parçanın, bir adet dijital NFT'si bulunuyor. Bu nedenle "The Currency", Damien Hirst'ün ilk dijital NFT koleksiyonu olma özelliği de taşıyor. Sanat dünyası geleneklerine meydan okumayı seven sanatçının NFT'leri kullanması, "sahiplik" ve "koleksiyon" kavramlarına olan ilgisinde önemli bir gelişme. NFT eserler genelde ya fiziksel eser olmaksızın satılır ya da hem fiziksel eser hem de NFT kopyası alıcıya teslim edilir. Ancak bu koleksiyonda farklı bir yol izleyen Hirst, ürettiği 10.000 eseri sattığı kişilere iki seçenek sunuyor; ya fiziksel eseri ya da NFT'sini tercih edebilirler. Satın alan kişi hangisini seçerse, diğeri sonsuza dek yok edilecek.
Tanesi 2 bin dolar olan eserler satıldı, seçimler yapıldı. 5.149 alıcı fiziksel eserleri seçerken, 4.851 kişi ise NFT'yi tercih etti. Tabii ki Damien Hirst, bu yok etme işlemini de sanat projesinin bir parçası haline getirmeyi başardı. Londra'daki Newport Street Gallery'de 9 Eylül'de açılacak "The Currency" sergisinde Damien Hirst'ün koleksiyonu izleyiciyle buluşacak. Bununla birlikte sergi boyunca her gün, NFT'si seçilmiş belirli sayıda fiziksel eser yakılacak. Yani sergi, eserleri yok edilmeden görmek için tek şans olacak.
"Keep on running", 2016
Damien Hirst, bu sergi ve koleksiyon hakkında şunları söylüyor: "'The Currency' bir sanat eseri ve onu satın alan herkes bu çalışmaya katılacaktır. Mesele sadece ona sahip olmakla ilgili değil. Bu, şimdiye kadar üzerinde çalıştığım en heyecan verici proje." Gerçekten de sanatçı, eserleri satın alan kişileri tercih yapmaya iterek onları bu sanat projesinin bir parçası haline getiriyor. Hepimizin bildiği ünlü etik sorular vardır; freni bozulmuş hızla giden bir tren, raylardaki beş kişiyi öldürecek, ancak makas kolunu değiştirirseniz, tren farklı raya geçerek oradaki bir kişiyi öldürecek. Hangisini seçerdiniz? Burada ise iki rayda da birer kişi var ve hangisinin korunmayı hak ettiğine karar vermek size bırakılmış. Yüzbinlerce yıllık ve sürekli evrim geçirse de genlerimize işlemiş bir sanat öğretisi var; sanat eseri, fiziksel boyutları olan bir yapıt. Bu nedenle fiziksel eserleri seçenlerin sayısının, küçük bir farkla da olsa daha fazla olduğunu görüyoruz. Buna karşın teknoloji büyük bir ivmeyle gelişiyor ve sanat-teknoloji-para ilişkisi her geçen gün yeni bir form kazanıyor. Dijital sanat eserleri, artık uzun süredir hayatımızın bir parçası. Dijital bir para birimi olarak NFT ise son yıllarda büyük bir güç elde etti. Bu da NFT'yi seçenlerin sayısının neden bu kadar yüksek olduğunu gösteriyor.
Damien Hirst, bu zorlu seçimi -aynı zamanda bir izleyici de olan- alıcılara bırakmış olsa da çekilip bir kenarda beklemiyor. Var eden olduğu gibi yok edici olmanın da sorumluluğunu üstlenerek, "The Currency" koleksiyonunu neredeyse performatif bir sanat projesine çevirerek, fiziksel eserleri herkesin gözü önünde yakacak.
"Somebody you can go home to", 2016
Koleksiyonun adının "The Currency (Para Birimi)" olması aslında seçimi yapan alıcıların bakış açısının nasıl olması gerektiğini açıklıyor. Her bir eser, kağıt paralar gibi dışarıdan bakıldığında benzer gibi de görünse benzersiz ve kopyalanamaz. Eserlerin orijinalliği, hologramik damgalar ve Damien Hirst'ün imzasıyla korunuyor. Sanat eserlerinin, kişisel zevk, tercih ve sanat aşkı bir yana, yatırım amaçlı da satın alındığını zaten biliyoruz. Yeni çağın para biriminin de NFT olduğunu göz önünde bulundurursak Hirst, sanatsal bir düzlemin altında çok daha maddi bir soru sormuş oluyor, paranızı nasıl tercih edersiniz; banknot olarak mı, yoksa dijital olarak mı? Aslında baktığımızda banknot da dijital para birimi de sembolik bir sahiplik. Değerini biz belirlemiyoruz, yalnızca ne kadar ve nasıl sahip olacağımızı seçiyoruz. Burada da sanatçı, seçimi her ne kadar alıcıya bırakmış gibi görünse de aslında fiziksel eserle NFT'nin aynı şeyler olduğunu gösteriyor olabilir. Yani seçim yapanlar, eserin fiziksel veya dijital kopyasının yok edilişinden sorumlu olabilir ama var oluşundan sorumlu değiller, değerini onlar belirlemiyor. Sanat eseri, tıpkı para gibi görülmeden, varlığı kabul edilmeden, alınmadan eksik ve yarım kalır. Ama tıpkı tek bir kişinin parayı kullanmaması hiçbir şeyi değiştirmeyeceği gibi kolektif farkındalıkla varlığını ve değerini sürdüren sanat eserinin de var oluşu, bir kişiye değil, toplumun ve insanlığın kendisine bağlıdır.