Sağlıklı İlişki Nedir, Ne Değildir?

Uzman Klinik Psikolog Cansu Güney, sağlıklı ilişkinin sırlarını anlatıyor.

4 Ağustos 2020 Salı 12:14 | Son Güncellenme:
10 dakika okunma süresi

Sağlıklı Bir İlişki Nasıl Olmalı?

"Kiminlesin?... Ne zaman eve döneceksin?...Bir daha onunla konuşma...Bu giydiğini değiştir...Benden izin aldın mı? " ve niceleri... Bunlar aslında hiç de yabancısı olmadığımız cümleler. İlişkilerin çoğunda; samimiyet ve yakınlık düzeyi arttıkça, kişilerin özel alanlarının kısıtlanmaya başlaması ve tarafların birbirlerine fazlaca nüfuz etmesi sonucunda sıklıkla kullanılan cümle kalıpları. Peki sevgi nedir, ne değildir?

Sevgi, karşıdaki kişiyi olduğu gibi kabul etmektir. O kişiye körü körüne tutunmamak, kendimiz gibi olmayanı kabul etmek, birden fazla doğru, birden fazla özellik olduğunu kabul edip, sırf kendimizde olanı empoze etmeye çalışmamaktır. Sevgi, karşıdaki kişinin özel alanına saygı duymak, bireyselleşme ihtiyacına anlayış göstermektir. İlişkilerde kişilerin içine düştüğü en büyük aldatmaca, sevgi ile sahiplenmeyi karıştırmaktır. "Beni seviyor, o yüzden kıskanıyor. Beni sevdiği için kısıtlıyor..." Belki de en büyük yanılgı bu işte. Sevmeyi, sevgiyi olabilecek en yıkıcı duygular ve davranışlarla eşleştirmek...Günümüz ilişkilerinde yaşanan en büyük problemlerin kaynağı işte bu. Sevmek ve sevilmeyi, sevmek ve sevilmek harici her türlü yıkıcı duyguyla eşleştirmek esas problem.

"En sağlam ilişkiler, birbiri olmadan da yaşayabilecek ama bunu istemeyen iki kişi arasında kurulur" demiş Herriet Lerner. "Sensiz yaşayamam" cümlesi ilişkide ağır bir baskı yaratır. İki tarafın kişiliği, zevkleri tamamen iç içe geçer ve iki taraf da birbirlerini hayatlarının merkezine koyar. Ayrı bir birey değil de, sanki kendisine bağlı bir uzuvmuş gibi davranırlar. İşte bu noktada bu ilişki saplantılı ve nüfuz edici bir hal alır ki, böyle bir ilişki genelde yıkıcı bir şekilde bitmeye mahkum olur.

Kıskançlık, aşırı sahiplenme, sevgiden dolayı oluşmaz. Kıskançlığı oluşturan şey, kişinin kendisine olan güveninin eksikliğidir ve aşırı sahiplenme ihtiyacının altında karşı tarafı kaybetme korkusu yatar. Bu korku, ilişkide tehlikeli boyutlara kadar uzanan düşüncelere ve eylemlere zemin hazırlayabilir. Maalesef günümüz kadın cinayetlerine baktığımızda, pek çoğunun altında kontrol edilemeyen öfke ve kıskançlık krizleri yatıyor.

Öncelikle şunu bilmeliyiz ki, mental anlamda sağlıklı olmayan bir insanla yaşanacak romantik ilişki her şekilde olumsuzluğu beraberinde getirir. Fiziksel ve duygusal şiddet, aşırı talepler, isteğiniz dışında eylemlere zorlanmanız, kişiliğinize ve hayatınıza fazlasıyla müdahale edilmesi, bu ilişkiden uzak durmanız için ciddi sinyallerdir. İlişki; kişiye kendisini iyi hissettirdiği ve gelişmesine yardımcı olduğu takdirde sağlıklıdır.

Unutulmaması gereken bir diğer önemli detay da şudur: İnsanları değiştiremezsiniz! İnsanlar siz onlarla tanıştığınız anda nasıllarsa, ilişki içinde ve ayrıldığınız anda da odurlar. Karşınızdaki kişi, eğer istiyorsa sizinle beraber dönüşür, kendisini geliştirir. Sonuçta sevgi, ilişki, bunlar insanı dönüştüren kavramlardır...Ama kimse, baskı yaparak birini geliştiremez ve değiştiremez. İlişkilerdeki en büyük hatalardan birisi de, karşı tarafın üstünde hakimiyet kurarak onu değiştirmeye çalışmaktır ve bu her zaman hüsranla sonuçlanır.

1970 yılında Psikolog John Gottman öncülüğünde, sağlıklı ve uzun ömürlü ilişkileri oluşturan faktörleri belirleyebilmek amacıyla gönüllü bazı evli çiftler, laboratuvar ortamında incelemeye alındı. Bu çalışmada, yeni evli çiftler elektrotlara bağlanarak nasıl tanıştıkları, yaşadıkları önemli çatışmalar ve paylaştıkları mutlu hatıraları hakkında birtakım sorulara tabi tutuldular. Cevaplama esnasında kan basınçları, kalp atışları ve terleme oranları ölçüldü. Bu veriler sonucunda çiftler ''İyiler'' ve ''Felaketler'' olarak iki gruba ayrıldı. Deney bittikten altı yıl sonra aynı çiftlerle iletişime geçtiklerinde ''İyiler" Grubu'nun hala mutlu bir beraberlik sürdürdükleri,''Felaketler" Grubu'nun ise ya ayrılmış ya mutsuz bir beraberlik içinde oldukları tespit edildi. Çiftlerin bu iki gruptan hangisine ait olduklarını belirleyen temel faktör, partnerleri ile birlikteyken gösterdikleri fiziksel tepkilerdi. ''İyiler'', partnerleri ile beraber kendilerine yöneltilen sorulara cevap verirken rahat ve sakin bir tutum içindeydiler. ''Felaketler'' ise eşlerinin yanında hırçın bir tutum sergiliyor, her cümlelerinde agresif bir taban mevcut oluyordu. Bu tutum, mutlu anıları hakkında konuşurken bile devam ediyordu. Bu iki grubu birbirinden ayıran temel fark şuydu: ''İyiler'' partnerleri hakkında konuşurken onlarla ilgili pozitif özelliklere odaklanıyor ve bundan memnuniyet duyuyorlardı. "Felaket"ler ise sürekli eşlerinin eksik ve kendilerini rahatsız eden yönlerine odaklanıyorlardı.

Biriyle birliktelik yaşandığı zaman, o kişinin olumlu ve olumsuz özelliklerini, kendi algımızda istediğimiz gibi şekillendirebiliyoruz. Belki bu şekilde, olası bir hayal kırıklığından kaçınıyoruz. Hani derler ya "İlk başlarda bu huyu batmıyordu ama artık tahammül edemiyorum" diye... Bunun sebebi başta bizi rahatsız edebilecek özellikleri kafamızda örtbas ediyoruz. Bunu yaparak da, kafamızda ideal bir eş oluşturuyoruz. Başlangıçtaki heyecanla bunu yaparken farkındalığımız o kadar düşük oluyor ki, kafamızda idealleştirdiğimiz eş, bizim için karşıdaki kişinin gerçekliğini oluşturuyor. Zamanla bu gerçeklik bozulmaya başladığında ise, karşımızdaki kişinin başlangıçta gözümüze batmayan özellikleri, sonradan rahatsız etmeye başlıyor. Bu sebeple ilişkilerin başında, birbirini olduğu gibi kabul etmek en önemli faktörlerden biri.

Bazen yaşanan problemler çözümsüz gözükebilir. İşin içinden çıkılamaz gibi hissettirir ve ilişki içindeki kişiler birbirlerine karşı tamamen olumsuz bir tutum içine girebilirler. Önemli olan problemlerin çözülmesinden ziyade, partnerler tarafından sorunların ele alınış şeklidir. Sorun her ne olursa olsun, sağlıklı iletişim ve saygı çerçevesinde, yaşanılan problem sağlıklı olarak ele alınabilir. Sorun tamamen ortadan kalkmasa da, bu yolla en azından yıkıcı etkisi biraz daha hafifler ve çiftler arasındaki kopukluğun önüne geçer. Psikolog Gottman'ın güzel bir sözü var: "Aşkınızın ve evliliğinizin uzun sürmesinin yolu, sevdiğinize değer vermeniz ve o hayatınızda olduğu için şanslı hissetmenizdir. Ve bu değer duygusunu, çiftler ilişki içinde birlikte geliştirirler."

Karşılıklı saygı ve sevgiyi ebediyen canlı tutacağınız, güzel ilişkilere...

EN ÇOK OKUNANLAR

Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

1 dakika okunma süresi
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
Göz Altı Kapatıcıları Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Göz Altı Kapatıcıları Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

14 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Prada'dan İmza Parfüm: Paradoxe Virtual Flower

Prada'dan İmza Parfüm: Paradoxe Virtual Flower

2024 MET Gala'nın En İyi Saç ve Makyaj Görünümleri

2024 MET Gala'nın En İyi Saç ve Makyaj Görünümleri

Sofia Tilbury İle Makyajın Sanat Hali

Sofia Tilbury İle Makyajın Sanat Hali

Ekim Ayında Makyaj Çantanıza Eklemeniz Gerekenler

Ekim Ayında Makyaj Çantanıza Eklemeniz Gerekenler

2024 Yılının Saç Kesim Trendi: Bob Kesim Modeller

2024 Yılının Saç Kesim Trendi: Bob Kesim Modeller

Eylül Ayında Makyaj Çantanıza Eklemeniz Gerekenler

Eylül Ayında Makyaj Çantanıza Eklemeniz Gerekenler

500 Yıllık Hamamda Spa Deneyimi: Zeyrek Çinili Hamam

500 Yıllık Hamamda Spa Deneyimi: Zeyrek Çinili Hamam

Güzelliğin Gözde İçeriği: Biberiye

Güzelliğin Gözde İçeriği: Biberiye

2025'te Cesur Musun, Temkinli Mi?

2025'te Cesur Musun, Temkinli Mi?

Geçmişten Günümüze: Nicole Kidman

Geçmişten Günümüze: Nicole Kidman

Ünlülerden İlhamla Yeni Sezon Güzellik Trendleri

Ünlülerden İlhamla Yeni Sezon Güzellik Trendleri

Kérastase'ın 60. Yıl Kutlaması

Kérastase'ın 60. Yıl Kutlaması