Günler kısalıyor, geceler uzuyor ve sonbaharın son ayına giriyoruz. Kış kendini hissettirmeye başladı. Mevsim değişimlerinin vücudumuz üzerinde inanılmaz etkileri olduğu bir gerçek. Kış mevsimine doğru gün ışığının azalması ve sıcaklıkların düşmesiyle, terleme ve harekete dayalı detoks mekanizmalarımız azalıyor. Buna ek olarak gün ışığının azalmasıyla hormonlarımız da etkileniyor ve mevsimsel duygu durum bozuklukları yaşayabiliyoruz. Kış depresyonu derken, bundan bahsediyorum. Pandemi dönemini de işin içine katınca, kendimize en iyi bakmamız gereken aylara giriş yaptık diyebilirim. Kendimize iyi bakarken beslenme, fiziksel hareket, stres azaltıcı yöntemler ve hobiler gibi birçok kaynaktan yararlanabiliriz. Bu yazımda bahsetmek istediğim nokta ise tedavinin en doğal hali olan, bitki çayları. Toplumumuzda çayın apayrı bir yeri olduğu kesin. Sıklıkla siyah çay, yeşil çay ve beyaz çay tüketiyoruz. Peki ya diğer bitki çayları? Maalesef tüketim oranları çok düşük. İçeriğindeki harika aktif bileşenlerle mutfağınıza ve rutininize bitki çaylarını katmak için en uygun dönemdeyiz.
Kuşburnu çayı, gül bitkisinin meyvesinden yapılır. C vitamini ve faydalı bitki bileşikleri bakımından yüksektir. Kuşburnunda bulunan bazı yağlara ek olarak değerli bitki bileşikleri, anti-enflamatuar (iltihabı iyileştirici) özellikler sağlar. Bu konudaki çalışmalarda kuşburnu içeriğinin kilo kaybı için beden kütle indeksinde ve göbek yağlanmasında azalma sağladığı kanıtlanmıştır. İçerdiği yüksek antioksidanlar sayesinde cilt yaşlanmasını yavaşlatmaktadır. Aynı zamanda tat olarak da diğer bitki çaylarından daha yoğun bir tada sahiptir ve tatlı isteğini azaltabilir.
Nane çayı, dünyada en çok kullanılan bitki çaylarından biridir. En popüler olarak sindirim sistemi sağlığını desteklemek için kullanılsa da, aynı zamanda antioksidan, antikanser, antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir. Diğer etkileri bilimsel anlamda kesin olmasa da birkaç çalışma, nanenin sindirim sistemi üzerindeki yararlı etkilerini doğrulamıştır. Çeşitli araştırmalar, genellikle diğer bitkileri de içeren nane yağı preparat’larının hazımsızlık, mide bulantısı ve mide ağrısını hafifletmeye yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Hibiskus çayı, ebegümeci bitkisinin rengarenk çiçeklerinden yapılır. Pembe-kırmızı bir renge ve ferahlatıcı, ekşi bir tada sahiptir. Sıcak veya buzlu olarak içilebilir. Çarpıcı rengi ve eşsiz lezzetinin yanı sıra hibiskus çayı oldukça sağlıklıdır. Bağışıklık sistemini de desteklemektedir. Bununla birlikte, araştırmalarda hibiskus çayının yüksek tansiyon üzerinde olumlu bir etkisi olduğu gösterilmiştir. Diüretik (idrar söktürücü) bir ilaç olan hidroklorotiyazid alıyorsanız, hibiskus çayı içmekten kaçının; çünkü ikisi birbiriyle etkileşime girebilir. Hibiskus çayı, aspirinin etkilerini de kısaltabilir, bu yüzden en iyisi ikisini üç- dört saat arayla almaktır.
Ekinezya çayı, soğuk algınlığını önlediği ve kısalttığı söylenen son derece popüler bir çaredir. Kanıtlar, ekinezyanın bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabileceğini ve bunun da vücudun virüsler veya enfeksiyonlarla savaşmasına katkı sağlayacağını göstermiştir. Birçok çalışma, ekinezyanın soğuk algınlığının süresini kısaltabileceğini, semptomlarının şiddetini azaltabileceğini ve hatta önleyebileceğini bulmuştur.
Rooibos, Güney Afrika'dan gelen bir bitki çayıdır. Rooibos veya kırmızı çalı bitkisinin yapraklarından yapılır. Güney Afrikalılar bunu tarihsel olarak tıbbi amaçlar için kullanmışlardır, ancak konuyla ilgili çok az bilimsel araştırma vardır. Özellikle kafeinsiz bir çay tercihi yapmak istiyorsanız Roobios çayı bu seçeneği size sunabilir. Bu sayede gün içerisinde içebileceğiniz miktarı daha güvenle arttırabilirsiniz. Kalp sağlığını destekleyici etkisi, içeriğindeki fitokimyasal'lardan gelmektedir. Buna ek olarak kemik sağlığını desteklediği ve kötü kolesterolü azalttığı ileri sürülmüştür.