Ayrılık Psikolojisi: Nasıl Baş Etmeli?

Uzman Klinik Psikolog Cansu Güney, ayrılık psikolojisiyle nasıl baş edilmesi gerektiğini anlatıyor.

YAZAR: CANSU GÜNEY
18 Ağustos 2020 Salı 11:08 | Son Güncellenme:
6 dakika okunma süresi

Her ne kadar ilişki yolunda gitmese de ayrılık, sarsıcı ve acı verebilen bir deneyimdir. Bir ilişki sonlandığı zaman; ilişkinin içeriğinde yaşananlar ne olursa olsun, yüksek heyecan ve beklentiyle başlayan bu ilişkilerin bitimi, genellikle beraberinde hayal kırıklığı, öfke ve hüznü beraberinde getirir. Alışılmış olan rutinin bozulması, değiştirilmek zorunda hissedilen çevre, bireylerin adapte olabilme becerisini zorlar. Bu nedenle de kişiyi oldukça olumsuz etkileyebilen bir sürece girilmesine neden olabilir.

Ayrılık Psikolojisi Nasıl Atlatılır?

Ayrılık, sadece ilişkinin noktalanması değil aynı zamanda alışılmış, sevilmiş bir kişinin de hayatımızdan gitmesi anlamını taşır. Kişiden kişiye şiddeti farklı olmakla birlikte, geçmiş yaşanmışlıklarımızdan edindiğimiz deneyimler, yaşamış olduğumuz travmatik olaylar, ayrılığa verdiğimiz tepkiyi büyük ölçüde etkiler. Kimisi için oldukça zorlu ve sancılı geçen bu süreç, kimisi için daha kısa süreli olabilir.

Ayrılığa verilen tepkiler, kişiden kişiye değişmekle birlikte, genelde ilişkinin bitiminden sonraki ilk birkaç hafta yoğundur. Bu süreçten sonra, hissedilen negatif duyguların yoğunluğunda azalma olduğu ve kişinin normal yaşantısına dönmeye başladığı, işlevselliğini geri kazanmaya başladığı gözlemlenir. Depresyon ve kaygı bozukluğu, bu süreçte en sık gözlemlenen psikolojik bozukluklardır.

Ayrılığın yarattığı bu olumsuz duygu durumun sağlıklı bir şekilde üstesinden gelinebilmesi için, yas sürecinin tamamlanması gerekir. Yas sürecini yaşamak için illa ki ölüm olması gerekmez… Alıştığımız, sevdiğimiz, bağlandığımız bir kişiyle bağlarımızın kopması da bir kayıptır ve beraberinde yas sürecini getirir.

Yaşanılan kaybın ardından; kişiler şiddetli bir depresyon sürecine girebilir ve beraberinde geri dönüşü olmayan olumsuzluklar deneyimleyebilirler. Peki bu ayrılık dönemini daha az sancılı atlatmanın yolları nedir?

Öncelikle şunu bilmek önemlidir ki; ayrılık acısı bir anda yok olabilen bir duygu değildir. Duyguların bastırılması üzerimizde büyük yük oluşturur ve bu duyguların sağlıklı bir şekilde ifade edilememesi; zamanla, fiziksel rahatsızlıklara varıncaya dek patlak verir. Bu sebeple her şeyden önce, üzüntünüzü yaşamak için kendinize izin verir. Ağlamak, mutsuz ve enerjisiz hissetmek çok normal. Birbirinden farklı duyguları aynı gün içinde veya kısa aralıklarla şiddetli bir şekilde deneyimleyebilirsiniz. Bir gün çok enerjik ve sakin hissederken, başka bir gün yataktan çıkmak istemeyecek kadar kötü hissedebilirsiniz, bu çok normal.

Yas yaşanılan dönemde, kişiler arası iletişim ve ilişki becerilerinin kısıtlanması, iş ve eğitim hayatında düşüşler olağan karşılanır. Kişi, bedenen ve ruhen zayıf hissettiği dönemlerde, işlevselliğinde otomatik olarak düşüş olur. Kendinize biraz zaman tanıyın. Hem böyle bir üzüntü yaşayıp, hem de son derece verimli olmak oldukça zorlayıcıdır. Kendinizi biraz dinlenme moduna alın. Aceleci olmayın, yaşadığınız kaybın size hissettirdiklerini yaşamak için kendinize zaman tanıyın. Üstü örtülen her şey bir süre sonra daha şiddetli olarak size geri dönecektir...

Ayrılığı deneyimlediğiniz dönemde; çevrenizde güvendiğiniz, konuşabildiğiniz, duygularınızı ifade edebildiğiniz yakın arkadaşlarınızın varsa, bu süreçte onlarla vakit geçirmeniz, size iyi gelecektir. İçe kapanmamak, kendinize iyi gelen sosyal aktiviteleri aksatmamak, dış dünyayla bağı koparmamak, bu süreci daha sağlıklı atlatabilmek için önemli adımlardır.

Ayrılık sürecinde sıklıkla yaşanan durumlardan birisi de, ayrılığı atlatabilmek adına alkol ve uyuşturucu maddelere yönelmek, günü birlik ilişkiler yaşamaktır. Bunlar, anlık olarak rahatlama sağlasa da; kişinin acısını dindirmeyeceği gibi, beraberinde suçluluk, pişmanlık gibi negatif duyguları getirir.

Ayrılık Sonrası Ne İyi Gelir?

Duygularınızı bastırmaya çalışmayın ve onlarla savaşmayın... Bu üzüntülü dönemi rahatça yaşamak için kendinize zaman tanıyın. Alışık olduğunuz bir düzenden kopuyorsunuz, adapte olmak için zamana ihtiyacınız var. Üzülmemeye, düşünmemeye çalışmanın hiçbir olumlu dönüşü olmaz. Üzülmeye ve düşünmeye hakkınız, ihtiyacınız var. Tüm bunların işe yaramadığı, baş etmekte çok zorlanıldığı noktada ise, profesyonel bir yardım almanız, bu süreci kendinize ve başkalarına zarar vermeden atlatabilmeniz için önemli olacaktır....

EN ÇOK OKUNANLAR

Kışa Özel Nail Art Trendi

Kışa Özel Nail Art Trendi

1 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

Sonbaharın Yeni Trendi: Yeşil

1 dakika okunma süresi
Göz Altı Kapatıcıları Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

Göz Altı Kapatıcıları Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey

14 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Şehrin Stresinden Kısa Bir Kaçış: Yoga ile Yenilenme Rotaları

Şehrin Stresinden Kısa Bir Kaçış: Yoga ile Yenilenme Rotaları

2025'te Cesur Musun, Temkinli Mi?

2025'te Cesur Musun, Temkinli Mi?

Ünlülerden İlhamla Yeni Sezon Güzellik Trendleri

Ünlülerden İlhamla Yeni Sezon Güzellik Trendleri

İstanbul'un En İyi Hamam ve Spa'ları

İstanbul'un En İyi Hamam ve Spa'ları

Prada'dan İmza Parfüm: Paradoxe Virtual Flower

Prada'dan İmza Parfüm: Paradoxe Virtual Flower

Geçmişten Günümüze: Emily Blunt

Geçmişten Günümüze: Emily Blunt

Eylül Ayında Makyaj Çantanıza Eklemeniz Gerekenler

Eylül Ayında Makyaj Çantanıza Eklemeniz Gerekenler

Güzelliğin Gözde İçeriği: Biberiye

Güzelliğin Gözde İçeriği: Biberiye

500 Yıllık Hamamda Spa Deneyimi: Zeyrek Çinili Hamam

500 Yıllık Hamamda Spa Deneyimi: Zeyrek Çinili Hamam

2024 MET Gala'nın En İyi Saç ve Makyaj Görünümleri

2024 MET Gala'nın En İyi Saç ve Makyaj Görünümleri

İlkbahar/Yaz 2024 Podyumlarından En Güzel Saç Aksesuarları

İlkbahar/Yaz 2024 Podyumlarından En Güzel Saç Aksesuarları

Geçmişten Günümüze: Winona Ryder

Geçmişten Günümüze: Winona Ryder