PODYUM’DA BİR MELEK; MICHAELA KOCIANOVA

Sagaza Madrid’in Fashionist’16 kapsamında gerçekleştirdiği defile için İstanbul’a gelen Victoria Secret modeli Michaela Kocianova ile defile öncesi Shangri La’da buluşup modellik ve moda üzerine keyifli bir söyleşi yaptık.

21 Ocak 2016 Perşembe 10:40 | Son Güncellenme:
16 dakika okunma süresi

Röportaj: Aslı Tandoğan
Fotoğraf: Metin Erdoğan

İspanya’nın başkenti Madrid’te gece elbiselerine yeni bir anlayış getirmek misyonu ile kurulan Sagaza Madrid’in 14 Ocak’ta Fashionist’16 kapsamında, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşen defilesine katılmak üzere İstanbul’a gelen Slovak model Michaela Kocianova ile Shangri-La’nın Boğaz’a nazır süitinde buluşup keyifli bir söyleşi yaptık. Sagaza Madrid’in “Profundo Del Mar” / “Denizin Derinliklerinde” konseptinde yer alan özel bir elbisesi ile bizi karşılayan Michaela Kocianova’yı pek çoğumuz yakından tanıyoruz aslında. Bir dönem Dior’un reklam yüzü ve Victoria Secret defilelerinin aranılan mankeni olan Michaela Kocianova bu kez özel gece ve düğünlerin vazgeçilmez markası Sagaza Madrid’in baş mankeni olarak podyuma çıktı. 

Modellik kariyerinize nasıl başladınız?
Slovakya’da arkadaşlarımla birlikte okul sonrası girdiğim bir mağazada şu anki ajansım tarafından keşfedildim. Ajans beni keşfettiğinde 15 yaşındaydım ancak tam anlamıyla seyahat ederek modellik yapmaya 18’imden sonra başladım çünkü annem aslında model olmamı istemiyordu ki hala da istemiyor aslında ama artık bununla yaşaması gerektiğini öğrendi. 

Mesleğe erken yaşta başlamanın avantajları ve dezavantajları var mı? Bunu hiç yaşadınız mı? 
Erken yaşta başlamanın avantajları da dezavantajları da var elbette. Her şeyden önce hayata çok erken atılmış ve erken olgunlaşmış oluyorsunuz ki bu bir yerde iyi, bir yerde kötü bir şey çünkü bir anda, daha dün okula giden bir çocukken hızla akan bir hayat temposu içinde buluyorsunuz kendinizi ve çocukluğunuzu yaşamaya vaktimiz kalmıyor. O yaşta çocukça yapmanız gereken şeyleri yaşamak yerine çalışmış oluyorsunuz. Mesela ben kendi mezuniyetime gidemedim çünkü o gün Victoria Secret defilesindeydim. O yaşta Victoria Secret ile çalışmak çok büyük artı ancak mezuniyetimi kaçırmış olmak da bir devantajdı benim için. Bu tip şeylerde hayatta çok önemli ama bundan asla şikayet etmedim. İşimi sevmediğimi asla söyleyemem işimi seviyorum hatta bayılıyorum. Adeta hayallerimin işi diyebilirim. Bana göre işimin en büyük avantajlarından bir tanesi sanat ve yaratıcılıkla iç içe olmak. Seyahat etmek, değişik ve güzel ülkeler görmek, o ülkelerdeki farklı designer’ların sanatlarını tanımak ve tanıtmak beni son derece mutlu ediyor. 

Victoria Secret mankeni olmak birçok manken için hedeflenen son nokta. Böyle bir dünya markası için podyuma çıkmak nasıl bir duygu? 
Victoria Secret mankeni olmak gerçekten önemli. Yanlış anlamayın diğer şovlar da tabii ki önemli ancak Victoria Secret bütün modellerin yaşayabilecekleri en farklı ve en güzel deneyimlerden bir tanesi... Her anı hayal gibi yaşanıyor. Gidiyorsun kapında hediyeler, şov zaten inanılmaz zevkli, kadrosu ve hazırlık aşaması bile inanılmaz keyifli... Bu nedenle Victoria Secret defilesinde yer almak pek çok model tarafından erişilebilecek en üst nokta ve yaşanabilecek en güzel deneyimlerden biri olarak nitelendiriliyor. 

Podyumda kendinizi nasıl hissediyorsunuz? Podyumda olmak mı sizce daha keyifli yoksa bir markanın yüzü olmak mı?
Ben şovları seviyorum çünkü orada o anı yaşıyorsunuz. Benim için asıl olay podyumda olmak ve defilelere çıkmak çünkü o anda tüm benliğinle o olayın içindesin ve bütün enerjini oraya yansıtıyorsun. Bir markanın kameralar ardındaki yüzü olmaksa apayrı bir olay... O anda aşkı anlatmak istiyorsan mesela, aşıkmışçasına poz vermen gerekiyor fotoğrafçına o da apayrı bir duygu tabii ki ama ben her zaman için podyumlarda olmayı tercih ediyorum. 

Bugüne kadar hangi markaların yüzü oldunuz?
Bu güne kadar birçok markanın reklam kampanyasında yer aldım ama ben size favorilerimi söyleyeyim. Benim için Dior ve Givenchy markalarının reklam yüzü olmak apayrı bir deneyimdi. Bu biraz da arka planda çalışan ekiple alakalı tabii ama Dior ve Givenchy benim için her zaman özel marklardı o yüzden bu iki markanın reklam kampanyalarında yer almış olmak benim için oldukça önemli deneyimlerdi.

Günümüzde birçok model oyuncu olmak istiyor. Sizin böyle bir isteğiniz var mı? Sizin de Jude Law ile oynadığınız bir reklam filminiz var. Reklam filmleri iyi bir başlangıç olabilir mi bunun için?
Evet, benim kendi kariyerimde böyle bir deneyimim oldu. Dior’un reklam fiminde Jude Law ile birlikte oynama fırsatı buldum. Müthiş bir oyunculuğum var diyemem ama çok keyif aldım o dönemde. Oyunculuk okulu ya da kursu gibi bir yerlere gideceğimi zannetmiyorum ama doğal olarak gelişen bir durum olur da, benim gibi bir kıza ihtiyaç duyulursa tabii ki de kabul ederim çünkü Dior’un reklam filminde Jude Law ile birlikte rol almak çok keyifli bir deneyimdi benim için. 

Sürekli olarak modayla iç içe olan biri olarak moda ve markalarla ile aranız nasıl? Giyim stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
Giyim stilimi basitçe ‘sade’ olarak tanımlayabilirim. İnanın bana dolabımı görseniz neredeyse tümü siyah, gri ve beyazdan oluşan sade parçalardan oluşuyor. Ben günlük giyimde kıyafetlerin rahat olması gerektiğini düşünüyorum. Beni sokakta işe giderken bile, topuklular giymiş makyajlı bir şekilde göremezsiniz. Sade giyinmeyi seviyorum ve net kesimleri olan parçaları tercih ediyorum. Çok sofistike ya da çok abartı olmayan şeyleri tercih ediyorum. Arada daha Rock’n Roll tarzı giyindiğim de oluyor. Tabii ki galalardan bahsetmiyorum. Galalara giderken güzel elbiseler giymeye özen gösteriyorum ancak günlük giyimde sade parçaları tercih ediyorum. 

Şu an Sagaza Madrid’in çok güzel ve çok şık bir elbisesi var üzerinizde... Kendinizi nasıl hissediyorsunuz bu elbise içerisinde? 
Bu çok güzel ve çok rahat bir elbise... Çok rahat oturabiliyorum ve en önemlisi çok dar olmadığı için rahatlıkla nefes alabiliyorum ama bazı elbiseler var ki hem çok dar hem de çok ağır oluyor. Özellikle de gelinlikler... Bu dediklerim sadece şovlar için geçerli değil tabii, gerçek hayatta da genellikle çok ağır gelinlikler tercih ediliyor ve sonrasında ikinci bir elbise bulundurmak gerekiyor rahat hareket edebilmek için... 

Sagaza Madrid defilesi için buradasınız bu birlikteliğin sürekliliği olacak mı? 
Bu gelişim tek seferlik, bu şova özel olarak ayarlandı ancak ben inanılmaz mutluyum çünkü çok iyi anlaştım tüm ekiple... Markanın sahibi de designer’ları da o kadar tatlılar ki, Londra’da bir dükkan açtıklarını ve orada da beraber çalışmak isteyeceklerini söylediler. Ben de zamanı ayarlayabilirsek seve seve kendileriyle çalışabileceğimi söyledim. Beni bir daha çağırırlarsa çok mutlu olarak gelirim. Bütün olay bu zaten. Neticede bu bir iş ama ne kadar çok anlaştığınız ve sevdiğiniz insanlarla çalışırsanız o kadar güzel işler çıkıyor ortaya... 

Defile öncesi Sagaza Madrid kıyafetleri ile ilgili görüşlerinizi alabilir miyiz?
Sadece üç tanesini, kendi giyeceklerimi görebildim ve çok çok beğendim. Hepsi el işçiliğiyle yapılmış emek harcanmış, üzerinde çok uğraşılmış detaylı ve çok özel parçalar... Özellikle son giyeceğim gelinlik çok özel bir parça. 

Gelinlik demişken... Yakın zamanda evlilik var mı?
Evet özel biri var hayatımda. Kendisi başıma gelen en güzel şey. Kim bilir bakarsınız ben de o gelinlikle yürürüm ileride...

İnsanlar modellerin hayatlarını çok merak ediyor. Özelinizi korumakta zorlanıyor musunuz?
Aslında bu olay o kadar da karmaşık değil, eğer özel hayatınızı korumak istiyorsanız öncelikle özel hayatınız hakkında konuşmayacaksınız. Bu konu hakkında konuşmadığınız sürece özel hayatınızı zaten korumuş oluyorsunuz. Ben bu konuda zorlanmıyorum açıkçası. Siz kendiniz nasıl yürütmek istiyorsanız o şekilde yürüyor bu olaylar biraz da, o yüzden ben kendi özelimi koruyabiliyorum. Tabii ki de Miami’de bir sahile giderseniz uzun boylu olduğunuz için dikkat çekersiniz ve paparazziler anında sizi çeker. Bu biraz da sizin bu olaydan ne kadar kaçtığınızla alakalı. Resimlerimizin çekilmeyeceği yerleri de biliyoruz hepimiz, pekala oralara da gidilebilir. 

Mesleğiniz gereği her zaman formunuzu korumak zorundasınız. Bunu nasıl başarıyorsunuz? Sporla aranız nasıl?
Ben formumu spor yapmaya borçluyum. “Aman tanrım onu, bunu yiyemem” tarzı bir insan değilim. Canımın çektiğini yiyip bunu sporla destekleyen biriyim. Bugün de gördünüz üzere öğlen yemeğinde kebap yedim, demin tatlı yedim. Bir şeylerden mahrum kalmak yerine istediğini yiyip, sonrasında sporla destek verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii ki bu çok fazla yiyip spor yaptığım anlamına gelmiyor, genel olarak sağlıklı besleniyorum ama canımın çektiğinden de mahrum etmiyorum kendimi. Spinning ve boks yapmayı çok seviyorum bunlar da beni formda tutan şeyler. Genel olarak sağlıklı ve fit görünmemin en temel nedenlerinden biri spor. Biz modellerin rutin tempomuzun dışında boş zamanlarımız olabiliyor ve o zamanları spora ayırmayı seviyorum. 

Güzellik sırlarınızı öğrenebilir miyiz?
Güzellik sırrımın su, uyku ve kremlerim olduğunu söyleyebilirim. Ben kremlerim konusunda oldukça detaycıyımdır. Krem kullanmayı ve cildime iyi bakmayı seviyorum. Peeling’ler yapmayı, cilt masajlarına ve yüz terapilerine gitmeye bayılıyorum. Bunlar beni çok rahatlatıyor. Cildimle çok ilgileniyorum, uykuma dikkat ediyorum ve bol su içiyorum. Bunlar bana çok yarıyor. 

Mesleğiniz gereği sürekli seyahat halindesiniz. Bulunmayı en sevdiğiniz ülkeler hangileri? İstanbul ile ilgili fikirlerinizi alabilir miyiz? 
Çok fazla gezme fırsatım olmadı ama İstanbul’a bu ilk gelişim değil, daha önce bir kez daha gelmiştim. O zaman da yine yoğun bir tempo içerisinde gelip gittiğim için fazla fırsatım olmamıştı ama İstanbul Shangri La’nın süitinden de gördüğüm üzere çok güzel bir şehir. Dünyada en beğendiğim yerlerden biri Fas –Moraco oldu. Yemekleri ve ortamı çok güzeldi, kültürü beni çok etkilemişti. Yakın zamanda da Hindistan’a gitmeyi planlıyorum orası için de son derece heyecanlıyım. 

EN ÇOK OKUNANLAR

Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

4 dakika okunma süresi
Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

Moda Dünyasında Oyuncu Değişiklikleri

6 dakika okunma süresi
2024 MTV Avrupa Müzik Ödülleri: Unutulmaz Anlar

2024 MTV Avrupa Müzik Ödülleri: Unutulmaz Anlar

2 dakika okunma süresi
Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

Monan Mücevher'den 10. Yılına Özel Sergi

1 dakika okunma süresi
2024 Baby2Baby Gala'da Yıldızlar Geçidi

2024 Baby2Baby Gala'da Yıldızlar Geçidi

2 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Niş Lezzet Üssü: La Plage No: 14

Niş Lezzet Üssü: La Plage No: 14

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Tuba Ünsal Hakkında Merak Edilenler

Tuba Ünsal Hakkında Merak Edilenler

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

Refik Anadol ve Rafet Fatih Özgür ile “Inner Portrait” Projesi Üzerine

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Buse Terim'in Bilinmeyenleri

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Luigi Stinga ile İtalyan Mutfağı

Lisa Resling-Halpern ve Kathryn Oskay ile Türk Tasarım Sergisi Üzerine

Lisa Resling-Halpern ve Kathryn Oskay ile Türk Tasarım Sergisi Üzerine

Aslı Gümüşel Hakkında Bilinmeyenler

Aslı Gümüşel Hakkında Bilinmeyenler