Kısa bir süre önce hayatında yeni bir döneme giren Beyza Uyanoğlu’yla çekim için stüdyoda bir araya geliyoruz. Karşımda eskiye nazaran çok daha huzurlu ve ışıl ışıl bir kadın var. Sebebini sorduğumda ise; “Hep şükrediyorum, her şey insanlar için. Anı yaşamaya çalışıyorum, dünü veya yarını düşünmenin insana bir şey kazandırmayacağını biliyorum” sözleriyle cevap veriyor. Sizi samimi bir söyleşiyle baş başa bırakıyoruz.
Röportaj: Ceylan YENİACUN
Fotoğraflar: Lara SAYILGAN
Styling: Ebru GÜLÇEK
Saç: Talat KIVRAK
Makyaj: Murat AKBULUT
Styling asistanı: Ece ŞİŞİK, Yaren KARABULUT, Maya BAKKALOĞLU
Catering için Misafirliq'e teşekkür ederiz.
Tekstil işletmeciliği bölümünden mezun olan biri olarak kendi markanızı yaratmayı hiç düşündünüz mü?
Genç yaştaki hayaller ve istekler yaş aldıkça değişiyor. Lise çağlarında modayla daha ilgiliydim ve tekstil sektöründe bir şeyler yapmayı düşünmüştüm, fakat daha sonra baba mesleği hem daha cazip geldi hem de onun yanında olmam gerektiğini hissettim. Bu beni ruhen de daha iyi hissettiriyor, elimizdeki şeylere hakim ve sahip olmamız gerektiğini düşünüyorum.
Stilinizle dikkat çeken bir isimsiniz, bunu neye borçlusunuz?
Farklı yelpazelerden giyinebiliyorum ve hep farklı tarzlar bulunduruyorum, çoğu zaman son dakika karar veriyorum. O günkü ruh halime göre giyinince bence o bir bütünlük oluşturuyor. Bazı şeyler içten geliyor. Oldum olası farklı şeyler denemeyi de sevmişimdir ve tercih etmişimdir. İlla günün modasına bağlı kalmıyorum. Yakışanı bulmaya çalışıyorum.
Hayatınızda yeni bir döneme girdiniz, nasıl hissediyorsunuz?
Tabii ki zorlukları var, alışmaya çalışıyoruz, özellikle oğlumun dengeleri ve düzeni benim için çok önemli ve hassas bir konu. Ama şükrediyorum, her şey insanlar için. Hep anı yaşamaya çalışırım, dün veya yarını düşünmenin insana bir şey kazandırmayacağını biliyorum.
Aşk sizin için ne ifade ediyor?
Aşk tüm insanlarda, eşyada, bitkide, hayvanda, yaratılmış her şeyde görebilmek, her şeyin ondan olduğunu ve emaneti olduğunu bilip her şeyi sevmek ve edepli olabilmektir benim için. Böylelikle kendi halinde de o duygu ve halde de olabilmek. Öbür türlü gelip geçicidir her şey.
Hayatta uzun vadeli planlar yapar mısınız, yoksa anı mı yaşamayı tercih edersiniz?
Tabii ki insanın hedefleri ve geleceğe dair planları olmalı ama bu planlar insana endişe verecek, yetersizlik duygusu verecek bir boyuta gelmemeli. Anda yaşarken bir yandan zamanı hedeflere doğru değerlendirmeye çalışıyorum.
Bir gününüz genelde nasıl geçiyor?
Hafta içi Muratcan’ı okula yolcu edip, spor yapıyorum. Gün ortasında iş arkadaşlarımla bir kahve molası veriyorum, akşamları ise evdeyiz genelde. Hafta sonları, yurt içi veya yurt dışı hiç olmazsa ayda bir geziye gitmekten çok hoşlanıyorum.
Hayatta asla neyi affetmezsiniz?
Affetmem dediğim bir şey olamaz sanırım ama riyadan hiç hoşlanmıyorum. Çok kırılabileceğim şey de kendimin değil de sevdiklerimin arkasından konuşulması veya onların kasıtlı üzülmesi.
Çok kontrollü ve sakin bir yapınız var. Hep böyle misinizdir yoksa arada kontrolünüzü kaybettiğiniz olur mu?
Muratcan’la ilgili konularda olabiliyor, nadiren de olsa.
Sanatla aranızın iyi olduğunu biliyoruz. İşlerini yakından takip ettiğiniz sanatçılar kimler?
Yabancı sanatçıları pek tanıyıp takip etmiyorum. Tabii sanatın birçok dalı var. Eğer resimden bahsediyorsanız kendimce ilgiliyim. Şu sıralar Haluk Akakçe’nin eğlenceli, iç açıcı canlı renklerden oluşan tablolarını beğeniyorum.