BETTERDAYS'i yaratmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz? Sizi markayı kurmaya teşvik eden şey neydi?
Pelin Kaya: BETTERDAYS, pandemi döneminde kurulmuş bir marka. Uzun zamandır bir abiye markası kurma hayalim vardı ama tek başıma cesaret edemiyordum. İki sene önce yolda karşıma Ayşe çıktı; kendisini tanıyorum ama herhangi bir sohbet etmişliğimiz hiç yok. Yanıma geldi ve direkt, "Ben sizinle ortak olup bir marka çıkartmak istiyorum" dedi. Ve benim gibi kılı kırk yaran biri bu teklifi o an, orada kabul etti. Meğerse bir gece önce Ayşe, Özgür Masur ile sohbet ederken Özgür, Ayşe'ye "Seni Pelin Kaya ile tanıştıracağım" demiş. Ayşe de sosyal medyası kuvvetli biriyle ortak bir iş yapmak istediğini ama kimseyi bulamadığını söylemiş. Özgür ile bu sohbetin ertesi günü karşısına benim çıkmam, evrenin bir mesajı değildir de nedir! İşte bu hikaye bile tek başına BETTERDAYS isminin anlamını oluşturmuş oluyor. İnsanların geleceğe dair umutlarının tükendiği zamanlarda daha iyi günlere ışık tutması amacıyla markamıza verdiğimiz isim, bizim bir araya gelip keyifli bir yol ve iş arkadaşlığına çıktığımız yolun yörüngesini de belirlemiş oldu. Hep daha iyi günlere...
Ayşe Brav: Uzun zamandır bir abiye markası kurmak istiyordum ama kafamda tam oturtamıyordum. Beraber bu yolu yürümek isteyebileceğim biri de yoktu. Bir gün kuaförde Pelin ile karşılaştık, "İşte bu!" dedim ve hemen yanına gittim. "Seninle marka çıkaralım mı?" diye sordum pat diye; o da olumlu bakınca son sürat giriştik işe.
Markanızın DNA'sını nasıl anlatırsınız?
P.K.: Öncelikle zamansız parçalar olmasına çok önem veriyoruz. Altını önemle çizmek istediğimiz, BETTERDAYS'in bir tasarım markası olmadığı. Günümüz kadın silüetinden uzaklaşmadan, modern detaylar ekleyerek, iyi kalıp ve kaliteli kumaşın buluştuğu bir markayız. Müşterilerimiz koleksiyonumuzda mezuniyetinde de, ilk randevusunda da, iki gün sonra katılacağı düğünde de giyeceği kıyafeti bulabilmeli. Ayşe bu konuda rahat ama ben 15 yıldır moda eleştirmenliği de yaparak, Türk markalarının ve modacılarının yabancı markaları kopyalamasını eleştirdiğim için, koleksiyona eklediğimiz her modelin bilindik bir modele benzer olmaması için çok özeniyorum. Hatta farkına varmadan çok benzerini çalıştığımız birçok modeli koleksiyondan çıkarıyoruz. Hedefimiz, ışıltısını yansıtmaktan vazgeçmeyen, özgüvenli, cesur ve en iyi halini göstermekten geri durmayan kadınların markası olmak.
A.B.: Markamız gerçekten moda kurbanı olmayan, iyi kaliteli, zevkli ürünlerle kendini buluşturmak isteyen kadınların DNA'sını taşıyor.
Yeni koleksiyonunuz kaç parçalık? Hangi renk ve kumaşlar ağırlıkta? Koleksiyonda en çok beğenilen tasarımlar hangileri?
P.K.: Online mağazamızda şu an 64 parça mevcut fakat bu sayı yeni tasarımların gelmesiyle günden güne değişiklik gösterebiliyor. Showroom'da da online mağazamıza eklemediğimiz ve müşterilerimize sunduğumuz parçalar olabiliyor. Bunu showroom ziyaretini seven, alışverişini keyifle yapmak isteyen müşterilerimiz için özellikle yapıyoruz. Bu vesileyle meraklı ve heyecanlı bir müşteri kitlesi yaratmış olduk. Yeni parçaların olup olmadığına dair merakla bizlere ulaşıyorlar. Bu şekilde bir trafiğimizin olması bizi çok mutlu ediyor. Markamızı ilk dore ve lame renkleri üzerine açtık. Ama Ayşe'nin de benim de siyah renge olan tutkumuz sebebiyle bir noktadan sonra siyahı da renklerimize ekledik. Yeni sezonda canlı tonları da göreceksiniz. Mart ayında çıkaracağımız yaz koleksiyonumuzla pastel tonlara da girmiş olacağız. En sık kullandığımız kumaşlar; sezonuna göre saten, krep ve dantel. El yapımı 3D çiçeklerin kullanıldığı modellerimizin sayısını da artırdık. Yaz koleksiyonundaki en büyük yeniliğimiz, abiye ceket-pantolon takımlar. Davetlerde kadınların üzerinde iyi kesim takımları görmeyi seviyoruz. Bunu markamızda da uygulamak istedik. Ayrıca koleksiyonumuzda yer alan birçok ürünün farklı renklerini de hazırlıyoruz. Sitemizde satın alma işlemi sırasında müşterilerimiz aldığı ürünün farklı renklerini de sipariş olarak verebiliyor. Koleksiyonda en beğenilen modellerimiz Carolina tafta etek, yağ yeşili Margot, dore payetten Doris ve siyah püsküllü Marion elbiseler...
BETTERDAYS tasarımlarını en çok yakıştırdığınız isimler kimler?
P.K.: Ünlü ya da ünsüz hiç fark etmiyor. İnsana kendi çocuğu kötü görünmez misali markamızı giyen herkesi daha da güzel ve özel görüyoruz.
Koleksiyondan sizin favori parçalarınız hangileri?
A.B.: Smokin elbisemize, tafta eteğimize bayılıyorum, payetli Faye takım da favorim. Galiba bu liste uzayıp gidecek.
P.K.: Çok renkli Louise ceketimiz, ipek payetten gömlek pantolon Faye takımımız, smokin kesim Edithy ve püsküllü Marion elbiselerimiz favorilerim.
Davetlerde kusursuz bir görünüm yakalanması için sizce mutlaka dikkat edilmesi gereken noktalar neler?
A.B.: Bu soru tam benlik. bir kere davetin yeri, mahiyeti çok önemli. Kombin, yere, zamana ve duruma göre seçilmeli. Vücut yapınız çok önemli; kendinizi, yani bedeninizi iyi tanımalı ve güzel bölgelerinizi ortaya çıkarıp kusurlarınızı saklayacak parçalar seçmelisiniz. Benim sloganım "Less is more" yani az çoktur. Sadelikten uzaklaşmamalı, abartıdan kaçmalıyız.
P.K.: Ses getirmek için trendler takip edilse de vücut yapınızı iyi bilip buna uygun seçimler yapmak, içinde kendinizi rahat hissetmeniz ve giydiğiniz elbisenin ruhuna uygun aksesuarla dengeyi kurabilmeniz, şık olmanız için yeterli olacak. Giydiğinizi özgüvenli bir şekilde taşıyabilmek de işin bonusu.
"Her giydiğini yakıştırıyor" dediğiniz isimler var mı, hem Türkiye'den hem dünyadan?
P.K.: Tabii ki de var. Öncelikle dünyadan örnekler vermem gerekirse hepimizin bildiği Zendaya, Kendall Jenner ve Hailey Bieber gibi genç isimlerin seçimlerini çok beğeniyorum. Klasiklerden Cate Blanchett, Naomi Watts ve Gwyneth Paltrow, yıllardır hayranlıkla takip ettiğim isimler. İkonlardan ise Jackie Onassis, Audrey Hepburn ve Jane Birkin derim. Türklerden Ece Sükan, Burcu Esmersoy, Derin Mermerci, Berrak Tüzünataç, Serenay Sarıkaya, Ahu Yağtu; takip etmekten en keyif aldığım, her daim şık, çarpıcı ve farklı olmayı başaran isimler.
A.B: Burcu Esmersoy'a her giydiğini yakıştırıyorum. Zamansız ikonlarım ise Jacqueline Kennedy Onassis, Carolyn Jeanne Bessette-Kennedy ve Jane Birkin.
Kişisel stillerinizi nasıl tarif edersiniz? Mesela "Bir davette asla giymem" dediğiniz şeyler var mı?
A.B.: Kişisel sitilim sade, biraz maskülen ve zamansız. Asla üzerinde marka yazan kıyafetler ve hangi marka olduğu çok "bağıran" tasarımlar giymem. Onun dışında ürünler; tamamen nasıl kombinlediğin, nasıl kullandığınla alakalı. "Bu nasıl bir şey!" dediğiniz bir parçayı, bir başkası öyle bir kullanıyor ki, "Vay be" diyebiliyorsunuz.
P.K.: İlla pahalı olmasına gerek yok ama iyi kalite ürün kullanmayı seven biriyim. Mantonun kaşesi, kumaşın kalitesi, aksesuarın malzemesi, ayakkabının modeli, çantanın derisi derken aslında birçok kez giyebileceğim, şık ve çarpıcı ürünlerle, dikkat çekici ama aynı zamanda sakin bir görünüm yakalamak, stilimin özeti diyebilirim.
Davetlerde aksesuar seçimleri nasıl yapılmalı? Nelerden uzak durulmalı, nelere dikkat edilmeli?
P.K.: Seçtiğiniz tek bir aksesuar ile kıyafetinizin tüm enerjisini yükseltebildiğiniz gibi yanlış tek bir ayakkabı ya da çanta seçimiyle de kıyafetinizin tüm havasını sıfıra indirebilirsiniz. Yokluğu eksiklik yaratır, fazlalığı ise gözleri tırmalar. Giyeceği parçanın dilini iyi öğrenmiş ve benimsemiş bir kişinin aksesuar seçiminde yanılgıya düşmesi pek de kolay değildir.
A.B.: Davetlerde aksesuarlar tamamen giydiğiniz kıyafetle alakalı olmalı. Yani şıkır şıkır parlayan, detayları ve kumaşıyla çok önde olan bir kıyafet ile asla abartılı bir aksesuar kullanılmamalı. Kombinde tek bir parça çarpıcı olmalı. Büyük bir küpeyse, diğer aksesuarlar oldukça sade olmalı.