Her sporcunun şüphesiz en büyük hayali Olimpiyatlarda yer almak ve ülkelesini en iyi şekilde temsil etmek. Ersu Şaşma, sırıkla atlamada kazandığı uluslararası başarılarla bu hayali gerçeğe dönüştürmüş bir isim. Paris 2024 Olimpiyatları'nda gösterdiği performans ve yaşadığı deneyimler, onu sadece bir sporcu değil, aynı zamanda ilham verici bir figür yapıyor. Bu ihtişamlı sahnede, sırıkla atlamada beşinci olarak ülkemizi gururla temsil eden Ersu'nun spora olan tutkusunu, olimpiyat serüvenini ve geleceğe dair hedeflerini konuştuğumuz sohbetimize davetlisiniz.
Paris 2024, benim için ikinci Olimpiyat deneyimiydi. Tokyo 2020'ye çok zorlu bir süreçten geçerek katılmıştım. Bu nedenle Paris Olimpiyatları benim için daha da önemli bir adımdı. Burada tüm dünyaya sadece tesadüfen değil, madalya adayı olarak bulunduğumu gösterdiğimi düşünüyorum. Sonuçtan memnun olmasam da finallere kalıp tüm Türkiye'yi temsil etmek benim için büyük bir gurur ve onur kaynağı oldu.
Antrenman programımızı yarışlara göre planlıyoruz. Özellikle büyük hedef yarışlar için özel bir hazırlık yapıyoruz. Bazı yarışlar bizim için adeta bir prova niteliğinde oluyor. Büyük başarılar büyük fedakarlıklar gerektirir; bu nedenle her yarış için özel bir plan oluşturuyoruz.
Paris Olimpiyatları'na Antalya ve Almanya'daki kamplarda hazırlandım. Antrenörüm ve masörümle birlikte sıkı bir program uygulayarak hedefimize odaklandık. Sırıkla atlama son derece teknik bir branş olduğu için hem jimnastik, hem koşu hem de güç antrenmanlarını birlikte yapmamız gerekiyor.
Olimpiyat atmosferi, tüm şehre yayılan bir heyecanla doluydu. Stade de France'ı çok beğendim; tartan pist ve minder tam istediğim gibiydi, atmosfer ise son derece heyecan vericiydi.
Performansım aslında %100'dü... Ta ki son atlayışıma kadar. Seçmeler ve finaller boyunca dokuz atlayışı hatasız tamamlamak her sporcunun başarabileceği bir şey değil. Ancak 5.90 metre ve sonrasında yaşadığım sıkıntılar, istediğim sonucu elde etmemi engelledi. Daha önce sert gelen ve 5.90 metre üzerinde kullanmayı planladığımız sırıklar, hızım ve gücümden dolayı yumuşak geldi. Yarış adrenalini performansımı üst düzeye taşıdı fakat madalyayı az bir farkla kaçırdığım için üzgünüm.
O pozu 2022'den beri yapıyorum. Başta antrenörüme ithaf ederek yapıyordum ancak masörüm beni destekleyen pankartlar hazırlayınca ona doğru yapmaya başladım. Bu yarışta ailem de yanımda olduğu için onları da işaret ettim.
Daha önce birçok yarışta Armand Duplantis ile yarıştığımız için benim için diğerlerinden farklı bir yanı yoktu. En etkileyici an, tüm yükseklikleri ilk hakkımda geçip rahat bir şekilde finale kalmaktı. Ayrıca, 80.000 kişilik stadyumda böylesine farklı bir branşta bir Türk sporcunun olduğunu tüm dünyaya göstermek gurur vericiydi.
Olimpiyatlarda karşılaştığım en büyük zorluk yemeklerle ilgiliydi. Bunun dışında kayda değer bir zorluk yaşamadım.
Finalde her yüksekliği ilk hakkımda geçerek avantaj elde etmeyi hedefledim. 5.90 metreye kadar bu stratejiyi başarıyla uyguladım ancak ne yazık ki bu madalya kazanmama yetmedi.
Elbette zorlandığım anlar oluyor ancak hedeflerim ve sorumluluklarımı düşünmek beni motive ediyor. İstiklal Marşımızı dünyaya dinletmek için sabırsızlanıyorum.
Sırıkla atlama gibi bir branşta her an her şey olabilir, bu yüzden iniş ve çıkışlar yaşamak normal. Beklediğim sonucu alamadığımda elbette hayal kırıklığı ve üzüntü duyuyorum ancak bu duyguları motivasyon kaynağı olarak kullanıyorum ve çabucak toparlanıp bir sonraki hedefime odaklanıyorum.
Sırada Fenerbahçe ile kulüp yarışlarım ve yurt dışında iki özel yarışım var. On yıl sonra, hedeflediğim tüm madalyaları kazanmış ve dünya rekoru da dahil olmak üzere istediğim yüksekliklere ulaşmış olarak kendimi görüyorum. Umarım bu süreçte spora ilgi duyan çocuklara da ilham kaynağı olmuş olurum.