Emily Cooper
Paris'i çok seven bir frankofon olarak "Emily in Paris", son yıllarda severek izlediğim yapımlar arasında üst sıralarda. Lily Collins'in hayat verdiği Chicago'dan Paris'e taşınan Emily Cooper'ın Işıklar Şehri'ndeki yeni hayatı kadar dizideki kostümler de merakla izleniyor. Darren Star'ın yarattığı dizinin üçüncü sezonu 21 Aralık'ta Netflix'te izleyicilerle buluşmaya başladı. Yeni sezon prömiyeri için Paris'te bir araya gelen yapımın yıldızlarına İstanbul'dan bağlanarak birbirinden keyifli röportajlara imza atmak unutulmaz bir deneyimdi. Daha önce yaptığım röportajlarda farklı ülkelerden gazetecilerle bir aradayken bu kez tek başıma yıldızlarla sohbet etme fırsatı buldum. Sıcak tavırlarıyla kalbimi bir kez daha kazandılar. Sohbetimize ortak olmaya davetlisiniz!
Fransızca'yı Emily'den daha iyi anlıyorum. Bu en büyük fark ama onun sayesinde yeniden öğrenmekten de keyif alıyorum. Ama bazen ne olduğunu bilmiyormuş gibi davranmak zor oluyor.
Renk paleti ve aksesuar konusunda daha çok risk almayı öğrendim sanırım. Kostüm tasarımcımız Marylin Fitoussi'den çok şey öğrendim. Emily'den daha farklı bir stilim var ama daha cesur tercihler yapmaktan korkmuyorum artık.
Eyfel Kulesi'nin tepesinde çekim yapmak kesinlikle çok özeldi.
Bizi kucaklayan şehirde hep beraber kutlama yapmak çok özeldi.
Karakterin genişliyor. Aynı zamanda yapımcı olarak diğer karakterler hakkında daha fazla şey öğrenmek de beni heyecanlandırdı. Emily'yi çok çok seviyorum ama aynı zamanda diğer karakterleri de sevme fırsatım olmasını istiyordum. Birinci sezondan sonra bunu gerçekleştirme şansınız oluyor. Birkaç sezon devam etmesi dizinin daha çok yönlü olmasını sağlıyor.
Gabriel
Kabul etmedim, bu teklifi aldığım ve onlar benimle çalışmak istediği için şanslıydım. Seçmeler uzun bir süreçti. Senaryoyu aldığımda hayranı olduğum Darren Star ismini gördüğümde çok heyecanlandığımı hatırlıyorum. "Sex and the City" ile büyüdüm. Bunun hayatta bir kez karşınıza çıkacak bir fırsat olduğunu düşündüm. Daha önce hiçbir seçme öncesi bu role hazırlandığım kadar emek vermedim.
Sanırım ben de onun kadar hassasım. Onun kadar iyi olmasam da yemek yapmayı seviyorum. O restoranıyla Michelin yıldızı alma yolunda ilerliyor. Benim henüz yıldızım yok.
Camille ile benim için en zoru abi kardeş gibi olmamız. Romantik, yakınlaştığımız bir sahne çekmek bu projede en çok zorlandığımız nokta oldu.
Büyük bir aileyiz. Şovun lideri her zaman setteki ortamı belirler. Lily hem çok profesyonel hem çok kibar. Bu eğlenceli bir yolculuk olmalı ve biz gerçekten çok eğleniyoruz.
Mindy
Dizinin başında Mindy'nin yalnızca Emily ile diyalogları vardı. Şimdi şarkı da söylüyor. Seçimlerinde, Paris'teki yaşamında bir denge tutturduğunu söyleyebilirim. Bir yandan da nasıl bir kadın olduğunu çözmeye de devam ediyor.
Bence arkadaşı Emily'nin desteği olmadan oldukça korkak aslında. Üçüncü sezonda yanında biri olmayınca hayallerinin peşinden tam anlamıyla koşmak konusunda neredeyse tereddüt ettiğine tanık oluyoruz.
Her zaman daha büyük ve anlamlı bir şeyin gerçekleşeceğine dair beklentim vardı. İlk kez Paris'e gelmek, bu projede yer almak heyecan vericiydi. Kültürü, ekibi tanımak tarif edilemez bir deneyim oldu.
Hepimiz aynı otelde kalsak da daha önce böyle bir kutlama yapma şansımız olmamıştı. İnanılmazdı.
Bir sezon bittiğinde bizim var olduğumuz insanlar da değişiyor. Hayattan, yaşadıklarımızdan öğrendiklerimizi bir sonraki sezon yeniden çekimlere başlayınca canlandırdığımız karaktere yansıtma şansımız oluyor.
Sylvie Grateau
Onun zırhının altındaki savunmasızlığını seviyorum. İkisi arasındaki tezat hoşuma gidiyor.
Tabii ki. Birçoğumuz kişiliklerimizi saklıyoruz. Sylvie çok otoriter gözükse de aslında yufka yürekli olduğunu görüyoruz.
O kadar çok eğlenceli an var ki. Aklıma ilk olarak bu sezon altıncı bölümde lavantaların arasından koştuğumuz sahne geliyor. O sahneyi seviyorum çünkü çok komikti. Yeniden çocukluğunuza döndüğünüz anlardan biriydi.
Paris'te insanlar bu anlamda çok sakinler. Kaldırımda yürürken karşılarına tanınmış bir oyuncunun çıkmasından etkilenmiyorlar. Umursamıyorlar. Buraya gelen turistler "Paris'i ziyaret ediyorum, 'Emily in Paris turu yapıyorum ve birden dizideki karakterlerden birini görüyorum." diyerek heyecanlanıyorlar.
Camille
Aslında tam tersi oldu. Benim kendi kişisel tarzım Camille'i etkiledi. Kostüm tasarımcısı Marylin Fitoussi ile beni daha çok yansıtmaya çalıştık. Camille karakterini geliştirmeyi denerken tarzının da gelişmesini istedik.
Fransa'daki insanlar tanınmış sinema oyuncularına karşı son derece saygılılar. Sizi gördüklerinde sadece kibarca el sallarlar, sizi durdurmaya çalışmazlar.
Lucas ile ikimizden bahsedersek bir formülü olduğunu düşünmüyorum. Bizim için son derece kolaydı çünkü bu diziden önce birbirimizi tanıyorduk. Beraber bir kısa film yaptık. Abi kardeş gibiyiz. O yüzden birbirimizi her öptüğümüzde kahkaha atmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Erkek kardeşimi öpüyor gibi hissediyorum.
Birbirimizi üç senedir tanıyoruz. Bir şekilde oyunculuk anlamında beraber büyüdüğümüzü düşünüyorum. Her yeni sezonda performanslar daha da üst seviyeye geliyor çünkü karakterlerimizi özümsüyoruz. Lily Collins'in hem yapımcı hem de dizinin başrol oyuncusu olmasının büyük şans olduğunu düşünüyorum. Çok kibar ve sabırlı. Hepimiz iyi insanlarız, iyi de anlaşıyoruz.
Alfie
Paris'e aşığım. İnsanlar, şehrin enerjisi ve mimarisi, yemekler... Tüm atmosferiyle çok özel bir yer. Bu dizide yer alarak Paris'te hayallerimi yaşıyorum.
Merdivenlerden düşmüştüm. Bence herkes için komik bir andı.
Lily Collins ile çalışmak büyük bir zevk. Sete her gün enerjisini yansıtıyor. Herkesin kendini iyi ve işe yarar hissetmesini sağlıyor. Senaryoda yazılanları söylemek son derece kolay oluyor yanınızda o olduğunda. Karakterini çok iyi tanıyor. Lily Collins benim için bir numara.
Röportaj: Ayça Barut Tanman
Fotoğraflar: Netflix / Carin BACKOFF