Dünya çapında tanınmış bir şef olan Kyung Soo Moon, annesinden aldığı ilhamla başlamış şeflik macerasına... Dünyanın dört bir yanındaki mutfaklarda eşsiz deneyimler kazanmış. Japonya, Çin, Endonezya, Singapur, İtalya, Londra, Katar ve daha pek çok ülkede lezzet serüvenine çıkan Moon, Jumeirah Group'un Mutfak Direktörü Şef Uwe Faust'un rehberliğinde kariyer basamaklarını hızla tırmanmış. Şu anda Sunset Hospitality Group'un Kıdemli Mutfak Direktörü olan ve Dubai'deki Sushisamba'nın menüsüne imzasını atan Moon, METT Bodrum Beach Resort'ta da Attiko'nun menüsünü yeniden tasarladı. Moon'un sezona özel tasarladığı imza lezzetlerini ondan dinlerken; şefin ilham kaynaklarını, mutfak sırlarını ve yeni projelerini keşfe çıkıyoruz.
Benim ilham kaynağım her zaman annem oldu. O mükemmel bir şef, ben de onun gibi olmak istedim. Bu nedenle aşçılık okuluna kaydolmaya karar verdim. Şeflik serüvenim böyle başladı.
Aşçılık dünyasındaki akıl hocam Jumeirah Group'un Mutfak Direktörü Şef Uwe Faust'tur. Bana sayısız fırsat sağladı ve harika bir öğretmen oldu. Hatta kendi Instagram sayfamı kurmam için bana ilham verdi. Günümüzde iyi bir şef aynı zamanda sosyal medya konusunda da yetenekli olmalı, bunu Şef Uwe Faust'a borçluyum.
Mutfak yolculuğumda Japonya, Çin, Endonezya, Singapur, Bodrum Türkiye, Milano, İtalya, Londra, Katar, Bahreyn, Suudi Arabistan, Vietnam gibi adreslerde bulundum, şimdi de Dubai'de çalışıyorum. Sunset Hospitality Group'un küresel genişlemesinin bir parçası olarak daha fazla destinasyonu ekleme olasılığı beni çok heyecanlandırıyor. Bu büyüme bize özellikle mutfak alanında daha fazla ilham veriyor.
Sushisamba, dünya çapında tanınan bir marka. Ben de Sushisamba'nın dünya çapındaki genişlemesini yakından takip ettim, daha yüksek bir seviyede gelişimine katılmayı ve katkıda bulunmayı çok arzuladım. Sushisamba Dubai'nin menüsünde suşi, robata ve ana mutfak olmak üzere üç mutfak türünden çeşitli yerel ve farklı yemeklere yer verdim. Sushisamba'nın DNA'sında Brezilya, Peru ve Japon mutfağından ve yaşamından izler mevcut.
Bu sezon, konuklarımız Attiko'nun canlı atmosferinde zengin menümüz ile eşsiz bir mutfak deneyimi yaşayacaklar. Lezzetin, atmosfer ile bir kombinasyona dönüşeceği bu durakta gastronomi yolculuğuna hazır olun. Attiko'da imza yemeklerimiz olan Miso Marine Şili Levreği ve Ton Balığı Carpaccio, menümüzün öne çıkan lezzetleri arasında yer alıyor.
"Zirvede" anlamına gelen Attiko, keyifli yaşam tarzını müzikle birleştirerek muhteşem manzara ve ambiyans eşliğinde güzel bir kombinasyon sunuyor. Menümüz, konumumuzun doğal manzaralarından canlı atmosferine ve bulunduğumuz ülkeye özgü benzersiz unsurların bir araya getirilmesine kadar, Attiko'yu güzelleştiren tüm unsurlardan ilham alıyor.
Evet, Bodrum'un yerel ürünleri menümüze özel bir katkı sağlıyor. Özellikle de Bodrum mandalinası menümüzün yıldızlarından biri. Farklı aromasıyla bilinen bu malzeme, Attiko Bodrum'daki yemeklerimizi zenginleştiren etkileyici bir tat.
Attiko'da her yemek bir başyapıt. Geleneksel teknikleri kullanarak oluşturduğumuz menüde, yaratıcı dokunuşlarla konuklarımızı lezzet yolculuğuna çıkarıyoruz. En sevdiğim yemeklerden biri "Şili levreği". Bu levreği Den miso ile marine ettikten sonra fırında pişiriyoruz. Karnabahar ve pancar püresi, beyaz miso sos, togarashi ve karışık tere ile "Şili levreği"ni servis ediyoruz.
"Wagyu beef gyoza", "Beef Tataki", "Chilean seabass", "Scallop Maki", Attiko'nun mutlaka denenmesi gereken lezzetlerinden.
Yeni yemekler geliştirmeye yönelik yaratıcı sürecim genellikle yerel kültür ve malzemelerle başlar. Çünkü bunlar keşfedilecek zengin bir atmosfer dokusu sağlıyor. Çevremden, yerel ürünlerden ve bölgenin geleneksel mutfak uygulamalarından ilham alıyorum. Bu unsurları yenilikçi pişirme teknikleriyle bütünleştirerek hem yerel damak tadına hem de uluslararası lezzetlere hitap eden benzersiz yemekler yaratmayı hedefliyorum. Bu yaklaşım, taze ve heyecan verici bir yemek deneyimi sunarken, her yemeğin kökeni hakkında yeni bir hikaye anlatmasına olanak tanıyor.
Menümüzü hazırlarken üç temel noktaya dikkat ediyorum. Bunlardan birincisi yerel tat ve malzemeler. Bölgenin lezzetlerini ve ürünlerini vurgulamayı çok seviyorum. Eşsiz bir yemek deneyimi için yemeklerin paylaşılmasının kolay olmasını sağlamak en önemli husus. İkinci nokta o yüzden paylaşım kolaylığı ve keyif oluyor. Üçüncüsü ise akılda kalıcı ve görsel olarak çekici yemekler. Sadece harika bir tada sahip olmakla kalmayıp aynı zamanda fotojenik olan ve sosyal medya için mükemmel hale getirilen imza ürünler yaratmak. Kişisel tercihlerim bir rol oynasa da yerel kültürü ve mutfak yeniliklerini sergilerken geniş kitlelere hitap eden bir menü oluşturmak için bu hususlar dengeleniyor.
Benim pişirme tarzım basittir, orijinal lezzetleri korumaya ve minimalist tutmaya odaklanırım.
En sevdiğim yolculuğum, Asya Yemek Kanalı için Doğu Asya'yı dolaştığım 2013-2014 yılı seyahatiydi. Bu yolculuk birçok yeni ve heyecan verici malzemeyi keşfetmemi, bunlarla çalışmamı sağladı.
Birlikte çalışmayı en sevdiğim malzemelerden biri pancar. Basit ama besleyici ve yemek pişirmede çok yönlülük sunuyor.
Gençken ikinci hayalim polis olmaktı. Ancak suçluları yakalamak yerine, ürünleri keşfederek onları muhteşem yemeklere dönüştürdüm.