Eşinizle ilk nasıl tanıştınız?
Bodrum’ da bir yaz akşamıydı. Kız kıza yemeğe gittiğimiz restoranda bir grup arkadaşımızla karşılaştık ve selamlaştık Yiğit de onların arasındaydı. Beni görür görmez “işte bu kız” demiş içinden... Sonraki birkaç gün tekrar karşılaşırız belki diye gittiğimiz yerlere gelmişler denk gelemeyince ortak arkadaşlarımızın vasıtasıyla kalabalık bir akşam yemeğinde ilk tanışmamız gerçekleşmiş oldu. Zaten çok kısa bir süre sonra ailelerimizin müsaadesini alıp sürpriz bir şekilde evlenme teklifi etti.
Evlenme teklifi nasıl oldu, hikayenizi bizimle paylaşır mısınız?
Evlenme teklifi benim için gerçek bir sürprizdi... Doğum günümde benim için hazırladığı organizasyonda tüm arkadaşlarımızın önünde sahneye çıktı. Düğünde ilk dans parçamız olan Tarkan’ın “Beni Anlama” parçası eşliğinde beni sahneye davet ederek dizlerinin üzerine çöküp evlenme teklifi etti. Hayatımın en duygulu, en heyecanlı anlarından biriydi.
Düğün hazırlıklarına ne kadar süre önce başladınız?
Düğün hazırlıklarına dört ay önceden başladık. Düğün, gelinlik, evle ilgili detaylar derken soluksuz geçen bir süreç yaşadık. Düğünle ilgili mekan seçme sürecimiz biraz uzun sürdü. Önce İstanbul’da bir nikah ardından şehir dışında bir düğün yapalım diye düşündük. Sonrasında bu fikrimizden vazgeçtik hem çok bölüneceğimizi hem de daha fazla yorulacağımızı düşündük. Sonunda Four Seasons Hotel Istanbul at the Bosphorus’a karar verdik. Bizi çok güzel ağırladılar. Tüm ekibe gerçekten çok teşekkür ederiz.
Gecenin organizasyonu kime aitti?
Düğün organizasyonumuz en yakın arkadaşlarımdan Aslı-Buğra Kahraman’ın yaratıcısı olduğu Bak Organizasyon’a aitti. Her detayıyla beni çok iyi tanıyan birinin en özel günümle ilgilenmesi kadar huzur verici bir şey olamazdı. Her şey kusursuz ve hayal ettiğimin bile ötesindeydi. Her zaman vizyonundan, fikrinden, titizliğinden en önemlisi de mükemmeliyetçiliğinden emin olduğum Aslı Kahraman’a ve disiplininden, yöneticiliğinden şüphe bile etmediğim Buğra Kahraman’a gecemizi unutulmaz kıldıkları için çok teşekkür ediyorum. Sizi seviyoruz.
Yeni evlenecek çiftlere de fikir vermesi açısından düğündeki çiçekler ve masa dekorasyonu hakkında bilgi verir misiniz?
Düğün dekorasyonumuzda yeşiller, pudralar, pembeler, vizon renkleri kullanıldı. Tabii ki Bak Organizasyon renk seçimi, dozu ve dağılımıyla ilgili o kadar güzel bir çalışma yapmış ki sanki her detay doğadan alınmışçasına bir bütün içinde duruyordu. Misafirlerimizden “Kendimizi peri masalında hissediyoruz, rüya gibi bir ormandayız sanki” gibi yorumlar duyduk. “Dolce& Gabbana defilesinde gibi hissettik” diyenler bile oldu.
Düğününüzün sizin için en unutulmaz anları nelerdi?
Geriye dönüp baktığımda gerçekten benim için her şeyin hayal ettiğimden de güzel ve kusursuz geçtiğini söyleyebilirim. Aklımda kalanlar Tarkan ve Ebru Gündeş’le sahnede geçirdiğimiz unutulmaz dakikalar, düğünün her saniyesinden inanılmaz keyif aldığım, bir saniye oturmadığım hatta pistten inmemek için saçımı pistin ortasında yaptırdığım. Son olarak tüm sevdiklerimin yanımda olduğu unutulmaz bir parti gibiydi benim için.
İlk dansınızı Tarkan’ın “Beni Anlama” şarkısıyla yaptınız. Sizin için özel bir anlamı var mı?
“Beni Anlama”nın bizdeki yeri çok ayrı. Şarkımızı bizim için özel yapan birden çok sebep vardı. Ailemiz ve benim için çok kıymetli olan aile dostumuz Pakize Barışta’nın sözlerini yazmış olması, bir diğer sebebi ise yine çok sevdiğim, beraber çalışmaktan en keyif aldığım Mega starımız Tarkan’ın inanılmaz yorumuyla hayat bulan bir şarkı olması.
Bu özel gün için dans dersi aldınız mı?
Aslında bu süreçte üç ayrı dans dersi aldık. Birincisi ‘Moulin Rouge’ konseptli kına partimizde yaptığımız Tango, ikincisi benim şovlara eşlik ederken aldığım dans dersleri ve son olarak düğündeki ilk dansımız için Özgül Tuncer ile çalıştık. Hepsi birbirinden keyifliydi.
Balayı için rotanız belli mi?
Balayında çok kararsız kaldık nereye gideceğimize dair fakat sonunda Bali’de karar kıldık.
Gelinliğinizi ilk giydiğinizde neler hissettiniz?
Bana göre giydiğimiz şeyler bizim kimliğimizi yansıtır. Her zaman buna inanan biri olarak gelinliğimi ilk giydiğimde kendimi içinde inanılmaz mutlu hissettim. Gerçekten tam olarak beni yansıtan bir gelinlikti.
Gelinliğin yanı sıra dört farklı kıyafet daha giydiniz...
Bir tane evden alınma elbisem vardı mini bir gelinlik diyebiliriz onun için. İkinci olarak odada nedimelerimle fotoğraf çektirirken inci detaylı bir elbise tercih ettim. Nikahın ardından masaları rahat dolaşıp dans edebilmem adına daha az kuyruğu olan hafif bir gelinlik giydim. Son olarak gecenin ilerleyen saatlerinde arkadaşlarımla daha rahat eğlenebilmek için bir tane de ‘after party’ elbisem vardı.
Bu özel günde ayakkabı tercihiniz ne oldu?
Evden çıkarken Amina Muaddi’nin çok sevilen şeffaf taşlı stilleto’sunu tercih ettim. Sonrasında kişiye özel çalışılmış daha rahat bir ayakkabı giydim ardından after party’de rahatlığı daha da göz önünde bulundurarak Miu Miu’nun önü taşlı az topuklu bir modelini tercih ettim.
Sizin gibi evlilik hazırlığı yapan gelin adaylarına bu süreçte zorlanmamaları için ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?
Çok sistematik ve organize bir şekilde işlerini sıraya koyup halletmelerini öneririm. Gerçekten çok zorlu ve yorucu bir süreç olduğunu ben de içine girince anladım. Hiçbir şeyi son dakikaya bırakmamaları en büyük tavsiyem.
Düğününüz kadar yeni evinizin dekorasyonunu da merak ediyoruz. Evde hangi renkler hakim?
Evimizin dekorasyonu 3 Homes’a ait. Alara Koçibey o kadar içimize sinen, güzel bir projeyle karşıladı ki bizi ardından Tuvana Büyükçınar tüm renklerin ahengini çok güzel buluşturdu ve son olarak Emine Kütük tüm süreci sorunsuz bir şekilde yönetti. Modern ve klasik dokunuşların kesiştiği cesur, genç ve iddialı. İkimizin de karakterini yansıtan mekan ve tasarımlarla çok özgün bir ev olduğunu düşünüyorum. Renklere gelince zeminde koyu maun parkeler duvarlarda da ‘pearl’ dekoratif boya ile açık ve koyunun kontrastı hakim.
Kına gecenizin yankıları da hala devam ediyor. Moulin Rouge konseptinde yapmak hep istediğiniz bir şey miydi?
Ne kadar eski olsa da hala en sevdiğim üç filmden biri olma özelliğini koruyan ‘Moulin Rouge’ u benim için daha özel yapan şeylerden biri görüntü yönetmeni Baz Lurman’ın ın favorim olan diğer iki filmin de görüntü yönetmeni olması. Seçimlerimin beni yansıtmasını, her detayın benden bir şey taşımasını istedim. Film sahnelerini aratmayan bir dekor ve şovla misafirlerimize bunu yansıttığımızı düşünüyorum.
Fotoğraflar: Fevzi ONDU, Ertan DEMİRBİLEK