Baki & Alin Süslüer ile Babalar Günü Özel| Alem Dergisi

Alin ve Baki her alanda birbirini besleyen, çok iyi anlaşan bir baba-kız. "Açıkçası babamla bir şey yaptığımızda bana bir vakit geçirme gibi gelmiyor, biz zaten doğal olarak her şeyi birlikte paylaşıyoruz, beraber olmaktan keyif alıyoruz" sözleriyle anlatıyor Alin babasıyla paylaştığı hayatı. Biz de bir günlüğüne onların mutlu anlarına ortak oluyoruz.

Baki Süslüer

Baba olacağınızı öğrendiğinizde ne hissettiniz?

Baba olacağınızı öğrendiğinizde farklı duygular hissediyorsunuz ama ne hissettiğiniz de tam olarak belli değil, biraz karmaşık duygular. Ancak baba olmamın hikayesi çok güzeldir, Alin de hep "Baba anlatır mısın o hikayeyi bir daha?" der. Alin'in ismini daha doğmadan üç sene önce İspanya'da yaşarken Sagaza'yı kurduğumuzda koymuştum. Kızım olacak ve ismi de Alin olacak demiştim. Annesi, Sagaza'nın kreatif direktörü de olan Zelia Kaçar ise erkek çocuğu olacak diye düşünüyordu. Zelia hamileyken doktora gitmeye başladığımızda doktor dört aylığa kadar erkek olduğunu söyledi. Ben de ısrarla her yerde Alin ismini görüyorum, böyle işaretlere de inanırım. Ve diyorum ki "Benim kızım olacak." Sonra başka bir doktora gittik. Zelia kontroldeydi içeride, bebeğin de uyanması gerekiyormuş. Ben sonradan girdim içeri. Doktor "Aa, kıza bak!" dedi. Tabii inanamadım, çok büyük bir sevinç yaşadım. Hep kadın kariyeri üzerine çalıştığım için, özellikle kız çocuğum olmasını çok istedim. Kızım olacağını öğrendiğim an, esas baba olduğumu hissettiğim an oldu.

Alin doğduktan sonra hayatınızda neler değişti?

Alin doğduktan sonra aslında hayatım köklü olarak değişti. Hem iş hayatım hem de hayata olan bakış açım farklılaştı. Öncelikle daha düzenli bir hayata geçtim. O sıralar yurt dışına çok sık gidip geliyorduk, yeni bir marka kuruyorduk ve onu Türkiye'de tanıtmamız gerekiyordu. Ama Alin doğduktan sonra biraz daha ayaklarımız yere basarak hareket ettik; Alin ile beraber Sagaza'yı da büyütme çabası işine giriştik. Alin'in geleceğini planlama, kendi geleceğimizi düşünme bakış açısıyla yol aldık. O yüzden hem iş hayatıma hem özel hayatıma büyük etkisi oldu.

Alin'e hayata dair verdiğiniz en önemli tavsiye nedir?

Alin'de oluşmasını önemsediğim en önemli özelliklerden bir tanesi, öz disiplindi. Zaten annesinden dolayı gözlem yeteneği çok gelişmiş, benim de iletişim tarafımı aldı. Eğer öz disiplini olursa bir insanın çalışarak, okuyarak, yaratarak her şeyi yapabileceğini düşünüyorum. O yüzden Alin'e en büyük tavsiyem bu. Gerek okula giderken gerek yapmak istediği hobilerinde konu ne olursa olsun... Bunu da sağladık; hem onun kişiliğinden dolayı hem ben biraz destek oldum. Örneğin, buz patenine gidiyor sabah okul öncesi, saat 05.00'te kalkıyor, 06.00'da orada oluyor. İki saat buz patenini yapıyor, sonra okula gidiyor. Bu disiplinin onun geleceğine dair bütün çalışma hayatını olumlu yönde etkileyeceğini düşünüyorum.

Babalar Günü yaklaşıyor. O güne dair özel bir planınız var mı?

Özel bir planımız yok. Bir gün öncesinde iş amaçlı bir etkinliğimiz var, Bursa'da olacağız. Akşam da yakın arkadaşım Berkay sahne alıyor. Alin de gelecek. Özel günlerde Alin mutlaka kendi eliyle resim veya el işi bir hediye hazırlar. Güzel bir mesaj ile Babalar Günü'nü kutlar. Bu anlamda beni güzel bir sürpriz bekliyor.

Çekimde adeta iki yakın arkadaş gibiydiniz. Siz kendinizi nasıl bir baba olarak görüyorsunuz?

Öncelikle ALEM'e kapak olduğum için "Yılın Babası" değilim, onu söyleyebilirim. Ben Alin ile ilişkimde daha çok ona nerelerde destek olabilirim, ne zaman arkasında durmalıyım, ne zaman durmamalıyım, ne zaman kendi başına mücadele etmeli, bunlara dikkat ediyorum. Yakın çevremizin söylediğine göre de ilgili bir babayım. Haliyle Alin ile ilişkimiz gelişmiş durumda. Beş yıldır annesiyle ayrıyız ama hem annelik, babalık görevimiz hem de Sagaza ortaklığımız devam ediyor. Alin o yüzden bu konuda hiçbir eksiklik hissetmedi. Annesi daha çok yurt dışı projeleriyle ilgilenip yurt dışına gidip geldiği için Alin ile yaklaşık iki senedir birlikte yaşıyoruz. Bu da tabii ilişkimizi daha da başka bir boyuta taşıdı, güçlendirdi.

Alin'i birkaç cümleyle anlatmanızı rica etsek... Size benzeyen yanları var mı?

Önce sağlıklı, sonra düşünceli, kibar, sakin, gerektiği zaman güçlü durabilen bir kızım olsun istiyordum. Bire bir tam arzu ettiğim özelliklerde biri Alin. Dürüst bir çocuk, böyle olması sizin de ev içinde bazı diyaloglarda dürüst olmanızı gerektiriyor. Aynı zamanda düşünceli. Çok da duygusal. İletişimi güçlü. Sabah bir yere gittiysek oradaki herkese "günaydın" der, işini yapanlara "kolay gelsin" der. Hatta insanlar şaşırıyor bazen ama bu tamamen onun kendi kişilik ve karakter özelliği. Elbette modaya çok meraklı. Bir de ben de İzmirli olduğum için Alin'in güzelliği oradan geliyor.

Anne-baba olarak kızınızla ilgili geleceğe dair hayalleriniz neler?

Zelia ile ayrı olsak da Alin ile ilgili hayallerimiz bu konuda ortak. Alin'in hayatta güçlü durması, her şeyle baş edebilme, mücadele edebilme gücünün olması, dayanıklılığının, sürekliliğinin olması hayatındaki en önemli kriterlerden bence. Bir markamız var ve markayla ilgili uluslararası anlamda yurt dışı ile ilgili projelerimiz devam ediyor. Tabii ki Alin'in de burada markayla ilgili, mutlaka tasarım ve koleksiyon bazında; hatta sosyal medya ve marketing alanında katkısı olacağını düşünüyorum. Şimdiden destek oluyor, "TikTok'ta şunları yapabilirsiniz" diye önerilerde bulunuyor. Hatta Cemre Solmaz ile tanışmamıza vesile olan Alin'dir. "TikTok'ta öne çıkmayı düşünüyorsak Cemre Solmaz'a giydirmeliyiz önce" demişti. Alin sanata yatkın bir çocuk. Bu durumun ister mimarlık ister endüstriyel tasarım ya da moda tasarımcılığı olsun, mutlaka kendisine faydası olacağını düşünüyoruz. Liseden itibaren yurt dışı eğitimi alıp, kendi kararıyla ne yapmak istiyorsa, hangi dalda ilerlemek istiyorsa onunla ilgili uluslararası okullarda okuyup, 2-3 dil öğrenip, sonra isterse Sagaza ile ilgili hangi bölümde ilerlemek istiyorsa onu yapması, bizim Alin ile ilgili hayalimizi gerçekleştirir.

Çekimde Sagaza tişörtlerinizle objektifimize poz verdiniz. Sagaza koleksiyonunda baba-kız kombinleri olacak mı?

Öncelikle şunu söylemek isterim. ALEM ile ilişkilerimiz hem şahsi anlamda hem kurumsal anlamda her zaman çok güçlü oldu. Hatta ben 19 yaşında moda organizasyonu yaparken, ilk haberlerim ALEM'de çıkardı. İstanbul'a geldiğimde ilişkilerimiz devam etti. Sonra markamızı kurduk, ilişkiler daha da büyüdü ve bugünlere geldik. Bugün de benim ilk kapağım; Sagaza'nın CEO'su olarak gerçekleşti. Babalar Günü olması benim için çok daha anlamlı. Burada özel bir şeyler olsun istedik Sagaza ile ilgili. Yeni koleksiyondan "Angel Sagaza" temalı tişörtümüzün çocuk bedenini yaparak Alin'e giydirdik. Ben de yaz koleksiyonunda yer alan Sagaza Army erkek tişörtünü giydim. Hem esprili, hem trendi, hem anlamlı oldu. Baba-kız kombini düşünmüyoruz ama Sagaza Men ile yeni yeni erkek kategorisine yönelmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki yazdan itibaren çıkmış olacak.

Alin Süslüer

Çekim için neler söylemek istersin, keyif aldın mı?

Çok keyif aldım. Daha önce annemle de kapak çekimim olmuştu ama bu, hem babamın ilk kapağı olması hem de Babalar Günü olması nedeniyle benim için çok anlamlıydı. İlk duyduğumda çok heyecanlandım. Dergiyi daha önce Sagaza'nın haberleri çıktığı için biliyorum, boyutu büyük olduğu için de çok hoşuma gidiyor. Kendi fotoğrafımı öyle kocaman göreceğimi düşününce heyecanlandım açıkçası. Annemle kombinlerimi hazırladık. Stylist Ece abla ve annemle birlikte kombinleri yaptık. Makyaj malzemelerinden ilgilendiklerimi ben de yanımda getirdim. Ekip de çok güzeldi. Bugün büyüyünce de çok güzel bir anı olarak kalacak hatıralarımda. Çok sevinçliyim.

Baban ile birlikte en çok ne yapmayı seviyorsun?

Açıkçası babamla bir şey yaptığımızda bana bir vakit geçirme gibi gelmiyor, biz zaten doğal olarak her şeyi birlikte paylaşıyoruz. Babam gittiği yerleri bile haber verir bana. Birlikte maç izleriz, Fenerbahçe'nin gollerine seviniriz. Basketbol maçlarına gideriz. Babamın kıyafetlerini birlikte seçiyoruz bazen. Beğendiğim zaman "Bir adam her haliyle yakışıklı olur mu!" diye motive ediyorum. Bazen resim yapıyorum, ona gösterip fikirlerini öğreniyorum. Çok güzel spor yaparız, babam beni o konuda çok teşvik ediyor. Yüzüyoruz, sinemaya gidiyoruz, bisiklete biniyoruz, piyano çalıyoruz... Eğlence yerlerini çok seviyoruz. Tabii sadece benim vakit geçirmek istediklerimde değil babamın da yapmak istediği şeylerde yanında olmak istiyorum. İşle ilgili bir şey olduğunda ben de soruyorum, ilgileniyorum. Ya da sorunları olduğunda dinliyorum. O yüzden biz babamla her anı birlikte geçirip birlikte olmaktan keyif alıyoruz.

Babalar Günü için özel bir sürprizin var mı?

Ben özel günler için mutlaka özel bir şeyler hazırlarım. Arkadaşlarıma olsun, öğretmenlerime olsun, annemin, babamın arkadaşlarına olsun, akrabalarımıza, dedeme, babaanneme olsun, mutlaka bir şeyler düşünürüm. Yine onlardan biri olacak. Gerek resim, gerek bir mesaj, gerek bir yazı veya not; güzel bir şey planlıyorum.

Çekim sırasında buz pateni yaptığından bahsettin. Pistte kendini nasıl hissediyorsun?

Hobilerimi tutkuyla yapıyorum. Sonra da onları daha profesyonel yapmaya çalışıyorum. Her yerden, YouTube'dan, Tiktok'tan videolar izliyorum. Babamın kız arkadaşı bana doğum günümde bir paten aldı. Arada bir buz pateni yapıyordum ama o paten alınca benim hevesim yükseldi. Sonra hoca tuttuk, hoca tuttuktan sonra kulübe girdim. Kulüpte lisansım çıktı. Testlere giriyorum yarışmalara katılmak için. Haftada üç gün antrenmana gidiyorum. Tutkularımı gerçekleştirmek benim için çok büyük bir zevk oluyor. Ve ileride bunun bana çok büyük faydası olacağını düşünüyorum. Hayattan veya sorunlardan kaçış noktam olabilir; çünkü orada kendimi çok özgür hissediyorum.

Yakın zamanda annen ve babanla Paris'e gideceksin, heyecanlı mısın?

Disneyland'a gitmeyi çok istiyordum. Annemle babam da ilk Disneyland gezimde benimle birlikte olmak istediler. O yüzden beraber gidiyoruz. Paris'i çok merak ediyorum. Annemin anlattığıyla, televizyonlardan, dizilerden gördüğüm kadarıyla modayla da çok ilgili bir yer olduğunu biliyorum. Bu özelliklerini düşününce hem Disneyland'da çok keyif alacağım hem de Paris'te güzel yemekler yiyip, lezzetlerin tadını çıkaracağım için mutluyum. Bir de Paris'teki tarihi yerleri ve müzeleri; özellikle Louvre Müzesi'ni çok merak ediyorum.