ÖZLEM SÜER İLE SEZONUN BEŞ ANAHTAR PARÇASI

Koleksiyonumdan seçtiğim bu anahtar parçaların hepsi, zamansız bir stilin yansımaları ve aynı zamanda şehirli kadının kurtarıcısı niteliğinde. Çünkü bu zamansız parçaları zaman sorunu yaşayan şehirli bir kadın sabah giyip, akşama kadar şıklığını ve konforunu koruyabiliyor” diyen Özlem Süer’in yeni koleksiyonu bir hayli renkli. Özlem Süer House’a konuk olarak ondan koleksiyondan favori beş parçasıyla zamansız kombinler yapmasını istedik. Sonuç, oldukça ilham verici oldu…

Nasıl bir koleksiyon hazırladınız? 
Günümüzde sıkça rastladığımız kültür karışımlarının, kaotik kombinasyonların ve Doğu ile Batı’nın sentezlenmeye devam edişinin bir yansıması olarak kendi koleksiyonumda egzotik desenlerin kimonolar üzerinde yorumlamasını gerçekleştirme fikrinden yola çıktım. Yeni sezonda, kadınların günün her saati konforlu hissetmeleri için özellikle birbirleriyle rahatça kombinlenecek güçlü parçalar tasarladık. Yılın en çok sevdiğim renklerinden olan rose quartz’ın etkilerini hala görüyoruz. 2017’de de tropikal baskılarımız devam edecek. Tropikal desenli parçalar, son koleksiyonun ana parçalarını oluşturuyor. 

Koleksiyonu hazırlarken neler size ilham verdi?
Doğadan ve teknolojik gelişmelerden ilham alıyorum. Zira, teknolojinin hayatımızın her anına girmiş olduğu bu çağda aynı zamanda doğaya ve öze özlem duymaktayız. Bu hissiyatlar tasarımlarda da vücut bulmakta. Koleksiyonda son teknolojiyle basılmış dijital desenlerin geleneksel kimonolar üzerindeki yorumu da aslında bu hissiyata bir örnek teşkil ediyor. Bununla birlikte, Stephen Hawking’in 1988 yılında yazdığı ancak yeni basımıyla bir hayli yankı bulan kitabı ‘Zamanın Kısa Tarihi’ de evrene ve doğaya olan hayranlığımı artırarak ilham verdi. Bunun dışında, tabii ki her zaman ziyaret etmeyi sevdiğim Paris’teki Marché aux Puces’ler de koleksiyona ilham katan unsurlardan oldu.

Tasarım mottonuz nedir?
Deneysel ve avangart olmayı daima önemsiyorum. Bununla birlikte günümüzün en önemli kavramlarından biri haline gelen “multi-tasking” olma durumunu da göz önünde bulundurduğum tasarımlara imza atmayı seviyorum. Multi-tasking üzerinde durulması gereken bir kavram, zira çağımızın getirmiş olduğu bir gereklilik olarak bir moda tasarımcısı artık sadece bir kıyafet değil; aynı zamanda bir yaşam biçimi, bir fonksiyon, bir duruş ve çağa uyumu da tasarlıyor…

Sizin bugüne kadar aldığınız en iyi stil tavsiyesi neydi?
Oscar Wilde, “Be yourself, everyone else is already taken” der. Ben de bu sözü stile uyarladığımda, en iyi tavsiyenin kişinin kendi olması gerektiği ve kendinden yola çıkarak stilini bulması gerektiği kanısına vardım. Verebileceğim en iyi tavsiyeyse, herkes kendi stilini kendi yaratmalı. Özgün ve yaratıcı olabilirsiniz, genlerinizde gizlenmiş bu bilgiyi iyi kullanın. İçinde bulunduğunuz çağı iyi anlayın, gelecek olanı iyi gözlemleyin ve içgüdülerinize güvenin.

Her kadının gardırobunda olması gerektiğini düşündüğünüz parçalar neler?
İpek gömleklerin her kadının gardırobunda olması gerektiğini düşünüyorum. Hatta her rengi edinmenizi tavsiye ediyorum. Bu kış ise kadifeler, jakarlar, brokarlar, gold etkileri ve patch’ler her kadının gardırobunda bulunmalı. Bana bu soruyu yönelten özel isimlere de sık sık verdiğim bir tavsiyedir. Mutlaka pudra tonlarında mini bir elbise, siyah ama tasarım gücü yüksek bir etek sizi çok önemli davetlerde kurtaracaktır. Ve çok şık bir ayakkabı; bu konuda kolaya kaçmayın.

Bu sezon alışveriş yaparken en çok neye yatırım yapmalı?
Kaftan tarzı ve kimono etkili dış giyim parçalarına yatırım yapabilirsiniz. Biz de bu sezon kendi koleksiyonlarımızda kaftanlarımızı anahtar parça olarak konumlandırdık. Hem dijital ve modern baskılara çok uygun hem de el işçiliğine oldukça elverişli bu parça gardırobunuzda mutlaka bulunmalı.

Siz en çok neye yatırım yaparsınız?
Oversize ve slimfit gömlek ile ergonomisi iyi çözülmüş zarif ayakkabılar benim için adeta bir tutku.

Stiliniz yıllar içinde nasıl oluştu ve değişti? 
Neo romantik bir stile sahibim. Yıllar içinde bu tarzın hem akademik hem de tasarımcı kimliğimi çok iyi yansıttığını düşünüyorum. 

Stil oluştururken nelere dikkat etmek lazım?
Stil zamansızdır ve kişinin ruhunu yansıtan hayattaki en önemli duruşudur. Stilin oluşumunda kültür çok önemlidir; neye bakıp ilham aldığınız bu kültürü besler. Stil oluştururken iyi bir gözlemci olmalısınız… Hem çevreden ilham almalı, hem de kendinizi iyi gözlemlemelisiniz.

Tasarımcı olmaya ne zaman, nasıl karar vermiştiniz, hatırlıyor musunuz?
Hayatımda edebiyat her zaman oldu; erken yaşlarda okuduğum kahramanları hep kostümle hayal ederdim. Biyografiler her zaman çok önemli oldu benim için. Dokunaklı tasvirler, okurken zamanla o figürleri çizmeye, artık canlandırmaktan öte, kağıda döküp somutlaştırmaya kadar gitti. Lise yıllarımda sanatı takip etmek çok önemliydi. Resim ve heykel atölyelerine çok katıldım, oradaki eğilimim hep moda tasarımı yönünde oldu. Ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’ndeki akademik hayatımdaki teorik ve sanatsal bilgilerimi sektörde fark yaratmak üzere kullanma fikriyle ilk adımı attım diyebilirim. 

Özlem Süer House’ta yıllar içinde neler değişti?
10 seneyi devirdik. Yıllar içinde büyüme trendimizden hep çok memnun kaldık. Markamızı geleceğe taşıyacak yeni yüzler tanımaktan keyif aldık. House’un ilk kurulduğundan beri yanımızda olan kişiler kadar, ekibimize yeni enerji ve vizyon getiren arkadaşlarımız da var. Yıllar içinde değişim anlamında hep pozitif yönde yol aldık ve House’un o büyülü enerjisi ilk günkü kadar taze kaldı.

Klasik bir iş gününüz nasıl geçiyor?
Her sabah güne atölyede başlıyorum. Tasarım ekibiyle ve ihracat departmanımızla bir araya geliyorum. Mutlaka danışmanlık ve eğitim verdiğimiz markalarla yoğun bir iletişim trafiğini yönetiyorum. Günün diğer kısmını ise Özlem Süer House’da misafirlerimi ağırlıyorum. Özel misafirlerimizle yakından ilgileniyorum. Gün sonunda yine ekibimle bir araya gelerek hedeflerimizi gerçekleştirmenin mutluluğunu paylaşıyor ve motivasyonu yüksek bir şekilde günü bitirmenin haklı gururunu yaşıyorum.

Vizyonunuzu nasıl genişletiyorsunuz?
Markamızın araştırmacı kimliğini çok önemsiyoruz. Dünyadaki trend ofisleriyle birlikte projeler üretiyoruz. Tasarım kavramını bir deneyim olarak gören uluslararası platformlarda yer alıyoruz ve paylaşımlarda bulunuyoruz. Aynı zamanda bol seyahat ve bol okumak da çok önemli hayatımda… Her jenerasyondan farklı düşünme tarzları olan kişilerle sohbet etmek, bilgi paylaşımında bulunmak da benim için ayrı bir besin kaynağı. 

Tasarımlarını beğendiğiniz markalar hangileri?
Alessandro Michele yorumuyla yeni Gucci, Yohji Yamamoto, Dries Van Noten ve Antonia Marras.

Stilleriyle size ilham veren isimler var mı?
Sophia Loren, bana daima ilham kaynağı olmuş bir isimdir.