Beymen Artistik Direktörü ve Beymen Collection’ın baş tasarımcısı Murat Türkili, işini tutkuyla yapan ve fark yaratan bakış açısıyla tanınan bir isim. Koleksiyonların yanı sıra görsel düzenlemelere ve moda kampanyalarının styling’ine de imza atan Türkili, 25 yıldır çalıştığı markayla bağını “Biz, Beymen ile birlikte olgunlaştık ve aramızda birbirini çok seven ve saygı duyan bir ilişki var. Hem sevdiğiniz işi yapıp, hem de tutkuyla bağlı olduğunuz bir yerde çalışmak çok büyük bir lüks” sözleriyle anlatıyor. Murat Türkili ile Beymen Collection’ın 2016 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’ndan ilham kaynaklarına uzanan keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Modayla çocuk yaşta tanışanlardansınız. O yıllarda tasarımcı olma hayalleri kuruyor muydunuz?
Modaya ilgim hep vardı. Tasarımcı olma hedefi ne yazık ki Türkiye’de o zamanın şartlarında hayalin bile ötesindeydi ama o yaşlarda bile moda ile ilgilenmek istediğimi hep biliyordum.
Endüstri tasarımı okumaya nasıl karar verdiniz?
Modaya olan ilgim elbette üniversite zamanında da devam etti. O dönem Türkiye’de moda eğitimi alabileceğimiz bana uygun bir eğitim kurumu yoktu. Ben de ODTÜ’de modaya en yakın olduğunu düşündüğüm Endüstri Ürünleri Tasarımı bölümünü tercih ettim. Ancak şunu özellikle belirtmem gerek, eğitimim süresince öğrendiğim her şeyi zihnimde moda ile birleştirdim. Dolayısıyla hep moda odaklı düşünerek eğitimimi tamamladım.
Beymen ile yolunuz oldukça ilginç bir şekilde kesişmiş. Bu hikayeyi sizden dinleyebilir miyiz?
Ankara’da yaşadığım zamanlarda Beymen’in Kızılay’da büyük bir mağazası vardı. Dev vitrinleri olan bu mağazaya gerçekten hayrandım ve günün birinde Beymen’de çalışma hayalleri kurardım. Üniversite 1. sınıftayken atık malzeme kullanarak hazırlamam gereken bir proje vardı. Proje kapsamında kağıt poşetleri, elbise, etek ve ceket gibi formlarla birleştirdim. Bu esnada sunumu izleyen Beymen Ankara mağaza müdürü gördüğü bu fikirden çok etkilenerek beni Beymen’e davet etti ve kısa bir süre sonra da iş teklifi aldım. Beymen’de o yıllardan itibaren birçok farklı görevde bulundum. Şu anda da Beymen Artistik Direktörü olarak çalışmaya devam ediyorum.
Moda dünyasında uzun soluklu işbirliklerinin sayısı çok fazla değil. Beymen’deki görevinizi bunca yıldır aynı heyecanla yapmanızın sırrı nedir?
25 yıldır Beymen’de çalışıyorum. Birçok insan bu kadar uzun zaman aynı yerde çalışmanın sıkıcı olduğunu düşünebilir. Ancak benim için bu mutluluk verici bir durum. Biz, Beymen ile birlikte olgunlaştık ve aramızda birbirini çok seven ve saygı duyan bir ilişki var. Hem sevdiğiniz işi yapıp, hem de tutkuyla bağlı olduğunuz bir yerde çalışmak çok büyük bir lüks. Dolayısıyla sanıyorum aynı heyecanla çalışmamın en büyük sırrı bu.
Koleksiyon hazırlıkları, görsel düzenlemeler ve moda kampanyalarının styling’i… Oldukça kapsamlı ve fark yaratan bir bakış açısı gerektiren bir işiniz var. Her birini yürütmek zor olmuyor mu?
Kolay oluyor diyemem, tüm bunları yürütebilmek işinize aşık olmanızı gerektiriyor. Oldukça yorucu ancak bir o kadar da keyifli çünkü işimin her alanında düşünüyorum, planlıyorum ve üretiyorum. Bu süreçte emek verirken ne kadar yorulsanız da, sonuçlandığında aynı motivasyonla baştan başlıyorsunuz.
Birçok röportajınızda ismini vermek istemediğiniz bir ilham perisinden bahsediyorsunuz. Bu gizemin sebebi nedir? Tasarımlarınızı etkileyen başka esin kaynaklarınız var mı?
İnsanların kendilerine sakladıkları şeyler vardır ve büyüsü bozulmasın diye bunu dile getirmezler. Bu yüzden bu sırrı saklamaya devam edeceğim. Onun dışında hep söylediğim gibi, bana en çok arkadaşlarım ilham veriyor.
Beymen Collection’ın 2016 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’nu sizden dinleyebilir miyiz?
Beymen Collection kadını, zarif, entelektüel seviyesi yüksek ve bulunduğu ortamda enerjisi ile fark edilen, güçlü ve eğlenceli bir karaktere sahip. Beymen Collection kadınını tarif ederken kullandığım bu sıfatlar aslında her sezon daha da detaylanıyor. Bunun sebebi de O kadının hiç bir zaman aynı kalmaması, kendini tekrarlamaması yani gelişimini devam ettirmesi... Gelişimin kişiye getirdiği gereksinimler de her sezon koleksiyonu hazırlama sürecimizde bizim çıkış noktamızı oluşturuyor. Bu sezon Beymen Collection kadını farklı kültürleri keşfetmeyi artık hayatının merkezine koyuyor. Bu anlamda da gerçekleştirdiği seyahatlerde hem kendini hem de dünyayı yeniden keşfediyor. Kendine has duruşu ile detayları kullanmaktaki ustalığını gözler önüne sermekten çekinmiyor. Bu sezon, Beymen Collection’ın en özel ve dikkat çekici özelliklerinin başında primitif desenler, artizan detaylar ve romantizmi yansıtan dokunuşlar oluyor.
Bu sezon olmazsa olmaz parçalar ve öne çıkan renkler hangileri?
Bu yaz parlak renklerin hakimiyetinde oldukça canlı bir koleksiyon hazırladık. Turuncu, sarı ve turkuazın öncülüğünde, özel tasarlanan desenler ve detaylarla zenginleştirilmiş 2016 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu’nda cocoon ceketler, dantel takımlar ve tay derisi parçalar ön planda.
Beymen kadınını en iyi tarif eden sözcükler hangileri sizce?
Beymen kadını, günümüzün aranan özelliklerine sahip. Güçlü, feminen ve eğlenceli... Kendine has bir duruşu var ve mükemmeliyetçiliği hayatının her noktasında kendine esas alıyor, hem işinde hem özel hayatında detaylara önem veriyor. Gardırobunda hem klasiklere hem de onu çok iyi anlatan parçalarla yer veriyor.
“Farklı kültürleri keşfetmeyi hayatının merkezine yerleştiren zarif ve entellektüel bir kadın Beymen Collection kadını”… Seyahatler sizin de vazgeçilmezlerinden değil mi?
Seyahatler sadece benim değil, işimin de vazgeçilmez bir parçası. Tatiller dışında da sık sık iş seyahatine çıktığım için aslında işimden hiçbir zaman tam anlamıyla uzaklaşamıyorum. Bu yüzden seyahatler hem dinlenebildiğim hem de gördüklerimle beslenebildiğim bir zaman dilimi benim için.
Kişisel giyim tarzınızla da oldukça övgü topluyorsunuz. Tarzınızı nasıl tarif edersiniz?
Çabasız, zamansız, sakin, spor.
Dünya modasında rekabet oldukça fazla. Son dönemde sizin dikkatinizi çeken tasarımcılar var mı?
Yeni isimleri takip etmeyi seviyorum. Farklı vizyona sahip kişilerin gelişimini gözlemlemenin ve bu anlamda algıları açık tutmanın, bir insanın hangi sektörde olursa olsun yapması gerekenlerin başında geldiğini düşünüyorum. Son dönemde takip ettiğim iki favori tasarımcı var. Bunlar Paula Gerbase ve Ryan Lo.
Gelecekte farklı alanlarda tasarım yapmayı planlıyor musunuz?
Hayır, gelecek planlarımda yılın yarısını İstanbul’da yarısını Paris’te geçirmek var.
Röportaj: Ayça BARUT TANMAN
Fotoğraf: Ferhat Kaan ŞAHİN