18 yaşında Paris’te Parsons School of Art and Design’da fotoğrafçılık okurken bir okul projesi için merhum Abidin Dino’yu çekmiştim. Abidin Dino’yu çeken son kişiyim. Galeri Nev de, Abidin Dino’nun ölüm yıldönümü için benim çektiğim fotoğraflardan kitap ve bir sergi gerçekleştirdi ve sonra aklıma bir fikir geldi. Kendime ‘neden çevremdeki insanları çekmeye devam etmiyorum?’ diye bir soru sordum.
Başarılı fotoğraf sanatçısı Bennu Gerede, 25 yıllık sanat çalışmasının ürünü olan “Bennu YÜZ 25” başlıklı bir sergi hazırladı. Gerede “25 yılımın içine tam 125 önemli insanın yüzünün sığdığını görmemin heyecanı ise benim için bambaşka bir deneyimdi. “Yüz 25” benim 25 yılım olduğu kadar bu ülkenin de 25 yılını anlatıyor. Bana yüzlerini emanet eden herkese ve projemin hayata geçmesine vesile olan Heavenlymade ve Opel’e teşekkür ediyorum” diyor. Gerede’ye “Bennu YÜZ 25” isimli projesinin öyküsünü sorduk.
Bennu Gerede’nin 25 yıllık sanat çalışması: “Bennu YÜZ 25” nasıl oluştu?
18 yaşında Paris’te Parsons School of Art and Design’da fotoğrafçılık okurken bir okul projesi için merhum Abidin Dino’yu çekmiştim. Çektiğim bu fotoğraf Türk basınında yıllarca kullanıldı. Abidin Dino’yu çeken son kişiyim.
Galeri Nev de, Abidin Dino’nun ölüm yıldönümü için benim çektiğim fotoğraflardan kitap ve bir sergi gerçekleştirdi ve sonra aklıma bir fikir geldi. Kendime neden çevremdeki insanları çekmeye devam etmiyorum diye bir soru sordum. Bu sorunun cevabı aslında “Yüz 25”. Türkiye’ye katkıda bulunmuş, ülkede değer yaratmış simaların portrelerini fotoğraflamaya başladım. Bir liste hazırladım. Fırsat bulduğum her an, listemde kim varsa peşlerine düşüp onları portrelemeye başladım.
Süreç uzun oldu. Arada bir sürü çocuk yaptım, onların büyümesi eğitimi… Bu arada hayatımın en büyük acısı, en büyük ilhamım, beni ben yapan canım babamı kaybettim. Yüz 25 kitabımı da babama ithaf ettim. Yirmi beş yıldan bahsediyorum. 25 yılımın içine tam 125 önemli insanın yüzünün sığdığını görmemin heyecanı ise benim için bambaşka bir deneyimdi. “Yüz 25” benim 25 yılım olduğu kadar bu ülkenin de 25 yılını anlatıyor. Bana yüzlerini emanet eden herkese ve projemin hayata geçmesine vesile olan Heavenlymade ve Opel’e teşekkür ediyorum.
“Opel’imle Ben” projesi için Opel ile nasıl buluştunuz?
Opel’in 25.yaşına özel Opel sevdalıları için Heavenlymade bir proje daha hazırlamak istiyordu. Türkiye’de Opel’ine tutku ile bağlanan, Opel’ine gözü gibi bakan hatta direksiyon başına kendinden başkasını oturtmayan bir aşktan bahsediyorum. “Opel’imle Ben, aslında Opel’in 25.yılında kullanıcılarına bir teşekkürü. Opel bu projenin çekimlerini de benim yapmamı istedi. Opel ile aramızda güzel bir dostluk zaten sergim Yüz 25 için başlamıştı. Beni de “Opel’imle Ben” projesinin içeriği çok etkiledi ve birlikte yollara çıktık. Ülkenin dört bir yanında yaşayan Opelcilerle çok güzel çekimler yaptık. Onların sevgisini görünce ben de Opelci oldum. “Opel’imle Ben” diyerek Opel’in son model otomobili Monza ile sergide bir fotoğrafım var.
Bundan sonra Opel ile birlikte yapacağınız çalışma ve planlar nedir?
Şu an sergimde “Opel’imle Ben”de dumanı üstünde tüten işler. Çok taze ve çok yeni bitti. Birlikte çok güzel çalıştık. İlerde de birlikte güzel işler yapacağımıza inanıyorum.
25 yıllık profesyonel fotoğraf hayatınızda en etkilendiğiniz kişi ve olaylar nedir?
Her bir anı ölümsüzleştirdiğim, beni ben yapandır. Kendimi inanılmaz şanslı hissediyorum. Çektiğim her insan ile yaşadığım süreç çok değerli oldu. Bu yüzden tek bir kişi ya da olay yoktur. Fakat şöyle söyleyebilirim, Paris’teki en önemli basın ajanslarından, Gökşin Sipahioğlunun kurduğu, Sipa Press ajansta okulumun yanı sıra staj yapmamın, fotoğraf hayatıma çok şey kattığına inanıyorum. Bana verdiği bu fırsat çok değerli idi. Gökşin Sipahioğlu’nun sağ kolu Ferit Düzyol da sağ olsun inanılmaz destek oldu. Bana ilk kamera önerisinde bulunan Coşkun Aral da benim için çok önemlidir. O zamanlar Nikon FM2 vardı ve ailem bana ondört yaş hediyesi olarak sundukları zaman inanılmaz mutlu olmuştum! Bir de tabii ki büyük babam, daha on üç yaşımda kendi Olympus’unu hediye etmişti. Kullanım açısından çok zor bir makinaydı ama o zorluklar sayesinde çok şey öğrendim.
Bundan sonra yapacağınız diğer çalışmalarınız?
Heavenly made Alaçatı ile birlikte gerçekleştirdiğimiz 25. yıl projesinden sonra Çeşme Belediyesi için “YÜZ ÇEŞME YÜZÜ” kitabı yapıyoruz Bu bir sözlü tarih kitabı. Yarım adada yaşayan en yaşlı yüz kişinin portrelerini çekiyorum. Ebru Turgut’ da bu insanlarla konuşup hikayelerini yazacak. Portre çekmeye sanırım hep devam edeceğim. İçinde bulunduğumuz zamana tanıklık eden yüzleri ölümsüzleştirmek beni çok etkliyor. Bunun dışında sonbahar da yapmayı planladığım bir sergi için de çekimlerim devam ediyor.
Melis BAYRAKTAROĞLU-Alem.com.tr
Fotoğraflar: Oğuz BİRKARDEŞLER
Mekan sponsoru Avantgarde Collection Hotels'e teşekkür ederiz.