Duygular, insan olmanın sağlıklı bir parçası; aksi halde robot gibi olurduk ve hayata tat, neşe ve mutluluk katan güzelliklerin ne olduğunu bile bilmezdik. Yin-Yang felsefesindeki zıtlıklar gibi, nasıl ki yüksek enerjili güzel duygular varsa, düşük frekansta, rahatsız eden duygular da hayatımızın bir gerçeği...
Anda kalmanın sırrı, o an gelen duyguyu kabul edip hissetmeye izin vermekte. O duygu seni zorlasa bile...
Bugün hissettiğimiz tekrarlayan duygular, geçmişten biriktirdiklerimizle doğrudan bağlantılı. Benim de en büyük tutkum bu bağlantıları dönüştürmek. Ancak bugün, günlük hayatımızda karşılaştığımız anlık zorluklarla başa çıkmanı sağlayacak pratik adımlara odaklanalım.
Sade ve Net
Hepimiz hoşnutsuz durumlarla başa çıkarken mantıklı neden-sonuç ilişkileri kurma eğilimindeyiz ya da duygularımızı tanımlıyoruz ama bu farkındalık çoğu zaman değişim için yeterli olmuyor, değil mi?
Süreci karmaşıklaştırmadan basit tutalım "Onun beni görmezden gelmesi, kendimi değersiz hissettiriyor; bu yüzden ona güvenemiyorum ve gelecekle ilgili kaygılanıyorum. Geçen hafta da ihtiyacım olduğunda arkadaşlarıyla birlikteydi..." gibi düşüncelerle zihnini yormak yerine, bu olayın sende nasıl bir his yarattığına odaklanmayı dene. İçine dönmeye başladığında zihnin biraz durulur, standby'a geçer.
Hissetmeyi Öğren
Çoğu zaman zor duyguları hissetmemek işimize gelir; rahatsız ederler bizi. Bu yüzden o duyguları bastırır, görmezden geliriz. Belki de duygularımızı göstermek ya da hissetmek yanlışmış gibi öğretilmiştir bize. Ancak, böyle yaparak hayatımıza negatif titreşen bir mıknatıs ekleyip yol boyu yanımızda taşıyoruz. Artık bu bilgiye sahip olduğuna göre, kendine bir iyilik yap hissetmeye izin vermeyi seç.
Duygular soyut görünürken, hissetmek dediğimizde bedende somut olarak gözlemlenen bir gerçeklik belirir. Peki, duygular ile bedenimiz arasındaki köprüyü nasıl kurarız? Duygular enerjidir ve bedenimizdeki hislerle bize mesaj verir; hislerimizin bedende bir yeri ve fiziksel bir etkisi vardır. Öncelikle, bir an durup yüzeye çıkan duygularını fark et. Şimdi gözlerini kapat ve bedenine odaklan; nerede ne hissettiğini fark etmeye çalış. Göğsünde bir sıkışma, boğazında bir düğümlenme, karnında bir ağırlık gibi... Senin deneyimin sana özel.
Terapist ve yazar John Bradshaw bu durumu şöyle açıklıyor: "Ancak hissedebildiklerini iyileştirebilirsin."
Döngüyü Tamamla
Şu soruyla başlayabilirsin "Bu duyguyu içinde daha fazla taşımak istiyor musun?"
Yalnızca fiziksel histe kalıp kabule geçtiğinde bile duyguların etkisinin çözülmeye başladığını fark edebilirsin. Kendin için harika bir adım attın! Unutma, bu gelişen bir kas gibi; sen ne kadar izin verirsen, hislerle olan iletişimin o kadar güçlenecek. Bu iletişim güçlendiğinde, sadece kriz anlarında değil, her zaman sana yol göstermeye başlayacak.
Kendine İyi Bakmak İsteyen Herkes İçin İpuçları
Biraz daha ileriye gitmek istersen, içsel iyileşme yöntemleri ile duyguları serbest bırakıp dönüştürmeyi öğrenebilirsin. Bu, duygu birikimlerinden ve tepkisel patlamalardan özgürleşmene destek olur.
Temiz Duygularını İfade Et
Hepimizin duygularımızı ifade etmeye ihtiyacı var. Yukarıdaki adımlardan sonra, duyguların daha "temiz" hale gelir, Duyguların temiz olması, anlık patlayıcı tepkilerden veya karşındakine zarar verme motivasyonundan uzak, doğal bir ifade sağlar. Böylece iletişiminin içeriği değişir. İlişki kalitesi ve hayat konforun artar.
Küçük Bir Not
Bu adımları hemen uygulayamayacağın anlar olabilir. Çocuğunu okula yetiştirirken, toplantıdayken ya da trafikte tetiklenmen çok normal. Böyle anlarda sadece duygunun fiziksel etkisini fark et, gözlerin açık ya da kapalı olabilir. İçinden kabul ver ve ilgileneceğini söyle. Merak etme, sonra gözlerini kapatıp zihninde o anı tekrar canlandırdığında o duygu yine canlanacak. Unutma, duyguların simyası burada gizli. Onları unuttuğumuzda gittiklerini sanırız ama aslında güçlenerek birikirler.
Ben de hâlâ yoldayım ve duygularımla bağımı kuvvetlendirmeye çalışıyorum. Birlikte bu yolculuktayız!