Evde, okulda, sosyal çevrelerinde sürekli eleştirilere maruz kalabilmekte, iletişim kurmakta zorluk çekmektedirler. Bu şekilde iletişim sorunu yaşayan çocuklar her alanda sosyal dışlanmayla karşılaşabilir. Okul hayatlarında tembel olarak nitelendirilen bu çocuklarda özgüven eksikliği gibi yeni sorunlar ortaya çıkabilir. Bu sorunların önlenebilmesi, hastalığın erken dönemde fark edilerek harekete geçilmesi çocuğun kişisel gelişim konusunda önemli bir noktadır.
Çok hareketlilikleriyle bilindiklerinden dolayı halk arasında hiperaktif çocuklar ve enerjisi yüksek çocuklar aynı kavram olarak düşünülmektedir. Fakat bu aşırı hareketliliğin yanında başka belirtilerinde varlığına bakılarak bu konuda bir sonuca varılmaktadır. Bu aşamada çocuk psikiyatristinden yardım almak en doğrusudur.
Aşağıdaki belirtilerde bu konuda ipucu olabilir.
-Dikkat Dağınıklığı
-Sıkılgan Olma
- Kural Tanımama
- Söz Kesme
- Saldırgan Davranışlar
- Düşünmeden Hareket Etme
- Rahatsız Edici Davranışlar
Hiperaktivitenin tedavisi için ilk olarak klinik tanı konulması gerekmektedir. Daha sonrasında çocuğun bakımında ve gelişiminde etkili olan anne, baba, varsa bakıcısı, öğretmeni gibi çocukla iletişimi olan herkesin gözlemlerinden hareketle yola çıkılmalıdır. Bu varsayımlardan sonra çocuk psikiyatristi gerekli test ve ölçeklerle çocuğun durumunu kesin olarak belirlemektedir. Çocuğun hastalığının seviyesine göre ilaçlı ve ilaçsız şekilde tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Çocuk için en iyi yöntem ikisinin bir arada yürütülmesidir. Çünkü sadece ilaçla yürütülen bir tedavi sorunun altında yatan nedenin üstünü örterek sadece gün yüzüne çıkan problemi çözmekle sınırlı kalmaktadır.
İlaç tedavisinin elbette ki yan etkileri bulunmakta ve bu yan etkilerin dışında çocuğun gelişimine de etkisi bulunmaktadır, bu yüzden çocuk için en doğru yöntemi psikiyatrist seçmelidir. İlaçsız tedaviler arasında ebeveyn eğitimi, bireysel görüşme, aile ve grup görüşmesi yöntemleri bilinmekte olup bu sürecin uzun ve zorlu olduğu bilinmektedir.