En çok tüketilen ikinci içeceğin kahve olduğu Brezilya, çeşitli bölgelere yayılmış çok sayıda kahve çiftliğiyle dünyanın en büyük kahve üreticisi olma ünvanını taşıyor. Öyle ki ülke çapında kahve akademisi olarak çalışan yenilikçi Coffee Lab'in yaptığı gibi gibi trendler üzerinde çalışılıyor. Özellikle Sao Paulo şehri çok çeşitli kahve dükkanları, kavurma fırınları ve laboratuvarlarıyla tanınıyor. Sao Paulo'nun yanı sıra Minas Gerais ve Parana, özel bir kahve rotası için mükemmel bir başlangıç noktası olma özelliği taşıyor. Bu nedenle Brezilya, çiftliklere ziyaretler ve kırsal mülklerde konaklama dahil, kahve konusunda uzmanlaşmış eksiksiz güzergahlar sunuyor.
Dünyanın en geleneksel kahve destinasyonlarından biri olan Viyana'da kahve, UNESCO tarafından "Somut Olmayan Kültürel Miras" olarak kabul ediliyor. Kahve içmek buradaki sosyal yaşamın bir parçası halini alırken, Johannes Diodado tarafından açılan en eski kafenin tarihi 1685'e kadar uzanıyor. Ülkenin en ünlü kahvelerinden birini süt köpüğüyle servis edilen bir espresso olan "Wiener Melange" (Viyana Karışımı) oluştururken, gezginlerin karşısına diğer bir seçenek olarak ise süt köpüğü yerine çırpılmış krema ile kaplanan "Einspänner" çıkıyor. Şehri ziyaret ettiğinizde bölgenin yenilikçi semti Weiden'daki Viyana kafelerini veya kaffeehaus'u ziyaret etmeyi unutmayın. Viyana'da ayrıca ilk kahvehanenin kurucusu Diodado'ya adanan parkı ve ünlü Viyana Kahve Festivali'ni de ziyaret edebilirsiniz.
Kolombiya'da üretilen kahveler, dünyanın en iyi kahvelerinden kabul ediliyor. Hatta üretim alanları Avrupa Birliği tarafından IGP (Korunan Coğrafi İşaret) ile belgelenmiş olma özelliği taşıyor. Ülkede kahve turizmi özellikle Caldas, Risaralda ve Quindio şehirleri arasındaki Kahve Üçgeni bölgesinde popüler. Burada gezginler, bu ünlü mahsuller hakkında bilgi edinebiliyor, kendi kahve çekirdeklerini toplayabiliyor ve kavrulmadan aşamalarına yakından tanık olabiliyor. Kolombiya'da kahve tadımı, elbette kahve çiftliğine yapılan gezilerin bir diğer önemli noktasını oluşturuyor. Ziyaretçilerini deneyebilecekleri çeşitli kahve türleriyle şımartmayı seven yerli yetiştiriciler, kahvelerin farklı dokularını, kökenlerini ve aromalarını açıklamaktan da keyif alıyor.
Dünyaca ünlü puroların, siyasetin, salsanın ve kahvenin ülkesi Küba'nın kahve mirası, kahve endüstrisinin yaklaşık 300 yıl önce İspanyol ve Fransız yerleşimciler tarafından ülkeye tanıtıldığı sömürge dönemlerine kadar uzanıyor. Ülkenin kahve kültürü ise Kübalıların büyük gurur duyduğu, çok özel hazırlama biçimleri ve farklı tatlarla şekillenen derin kökleriyle tanınıyor. En iyi Küba kahvesi çekirdekleri doğuda Sierra Maestra Dağları, batıda Pinar del Rio ve adanın orta kesimi Escambray olmak üzere üç bölgede yetiştiriliyor. Bu çekirdekler kadifemsi dokuları, cesur lezzetleri ve tatlı aromalarıyla biliniyor. Bilhassa başkent Havana'daki kafeler, genellikle çekirdeklerini yerinde öğütüyor. Küba kahvesinin hazırlanışı da oldukça dikkat çekiyor. "Cubano" olarak adlandırılan ve ilk kez deneyimleyecek biri için çok şekerli bir espresso olarak tanımlanabilecek bu kahve, genellikle öğleden sonraları tek atışta içiliyor. Küba kahvesi günün geri kalanında enerji yükseltmek için harika bir seçim.
İyi kahve demlemenin Avrupalı öncülerinden İtalya, Roma ile kahve gurmeleri için bir cazibe merkezi haline geliyor. İtalyan kahvesinin tarihi ise 16'ncı yüzyıla kadar uzanıyor. Kahve dükkanlarının bar olarak adlandırıldığı İtalya'nın her bölgesi kahveleri kendi kültürel kimliğini harmanlayarak hazırlıyor. Gün ağardığında, İtalya'da günün ilk kahvesi geleneksel olarak mutlaka sütle tüketiliyor. Çünkü tipik bir İtalyan kahvaltısı kesinlikle lezzetli bir fincan kahveyle eşleştirilmiş tatlı bir hamur işi içeriyor. Saat 11'den sonra ise sütlü kahve yerine espresso tercih ediliyor. Normal espressonun ekstraksiyonunun uzatılmasıyla yapılan Caffè Americano ve Caffè Lungo da alternatif seçenekler olarak sunuluyor. Aynı zamanda İtalya'nın her bölgesi kendine özgü ve rengarenk bir kahve kültürü de içeriyor. Marche bölgesinde anason aromalı Caffè Anisette'in tadını çıkarmak mümkün olurken; Sicilya tarçın, karanfil ve kakao içeren Caffè d'u Parrinu ile farklı bir deneyime kucak açıyor.
Komşu Yunanistan, her ne kadar Türk mutfağı ile çekişmeleri, ortak lezzetleri, cacikisi ve sirtakisi ile anılsa da bunlarla sınırlı değil elbette. Tam bir kahve bağımlısı olan ülkenin gün içinde en çok tükettiği kahve çeşidi ise frappe! Yunanistan'da kahve, Yunan kültürünün büyük bir parçası. Frappé ise Yunanistan'ın en ünlü kahve türlerinden biri. Soğuk su ve birkaç buz küpüyle birlikte çalkalanarak hazırlanan kahveye, isteğe bağlı süt ve şeker de eklenebiliyor. Uzun bir bardakta, pipetle ve üzerinde kalın bir köpük tabakasıyla servis edilen bu kahve, bir şehir efsanesine göre Lentzos Cafe'nin sahibi Hristo tarafından tesadüfen keşfediliyor. Bugün ise Ege'nin sıcağına bulunmuş leziz bir çözüm olarak tüketiliyor. Kahveyi bahane edip rotanıza yeni duraklar eklemek isterseniz, Yunanistan'ı da seçenekleriniz arasına alabilirsiniz.
Avrupa'da kahve kültürü denildiğinde akla ilk gelen ülkelerden biri şüphesiz Fransa. Fransız kahvesi, belirli bir kahve türü değil, daha çok kahve tüketme ve hazırlama tarzı. Pek çok kahve tutkunu, Fransız kahvesini orta kavrulmuş çekirdeklerden yapılmış, hafif acı bir kahve olarak görüyor. Fransa'da kahve kültürü ise kahvenizin tadını çıkarmaya ve gerçek bir kahve deneyimi yaşatmaya odaklanan zengin bir kültürel gelenek. Bu kültürün izleri 17'nci yüzyıla, Paris'in ilk gerçek kahvehanesinin 1686'da kurulmasına kadar uzanıyor. Bundan önce kahve, ülkede oturup vakit geçirilebilecek işletmeler yerine sokak arabalarında satılıyordu. Bugün ise özellikle Paris'in büyüleyici sokaklarının kaldırımlarında sayısız masa yer alıyor. Rotanızda Fransa varsa Paris usulü bir kafeye oturmak bir film sahnesinin içinde gibi hissettirebilir.