Lara MUTLU - [email protected]
Fotoğraflar: Pınar GEDİKÖZER
Tasarımları ile gönlümüzü fetheden Aslı Filinta, ”Önce başkaları beğensin diye tasarım yapmaya çalıştım; sonra, ”Aslında herkes beğenmese de olur, ben beğensem yeter” dedim. Şimdi ise zevk denen şeyin yaratıcılığı baltaladığına eminim” diyor. Filinta ile kişisel stili üzerine sohbet ettik.
Stilinizi nasıl ifade edersiniz?
Kendi stilimde zamansızlık öğesi hakim ama stil sahibi olabilmek için daha çok kitap okumak gerektigine inanırım hep.
Hangi kıyafetlerin içerisinde kendinizi daha güçlü hissedersiniz?
Kendimi herhangi bir kıyafetle daha güçlü hissetmem. Spor yaptığımda dinç, heykel çalıştığımda huzurlu, meditasyon yaptığım zamanlarda da daha mutlu hissediyorum.
Vintage parçalarla aranız nasıl? Hangi dönemleri seviyorsunuz?
1980’lerdeki Yoshi Yamamoto ve her dönem Issey Miyake.
Koleksiyonlarını merakla takip ettiğiniz favori tasarımcılarınız kimler?
Junya Watanabe, Issey Miyake, Sacai ve Undercover Jun Takahashi.
Sanat eserlerine ne kadar meraklısınız?
Oldukça! Heykel, resim, seramik sanatına oldukça meraklıyım. Alev Ebuzziya, Fikret Mualla, Avni Arbaş, Kazım Karakaya ve vazgeçilmezim Ali Elmacı.
Hayatınıza renk katan lüksleriniz neler?
İşim, ailem ve köpeklerim. Cidden hepsi birbirinden renkli.
Favori seyahat rotalarınız nereler?
Bu aralar İznik, her zaman Tokyo. En çok gitmek istediğim yer ise Galapagos Adası.
Favori sehpa üstü kitaplarınız hangileri?
Bir keresinde babam bana bir tır kitap hediye etti. Ben de onu çeşitli okullar, cezaevleri ve bakım evleriyle ve arkadaşlarımla paylaşmıştım. Benim sehpa üzerime de hala açmaya fırsat bulamadığım birbirinden alakasız ve enteresan o kadar çok kitap var ki! Dünyanın en güzel hediyesiydi.
İşinizin en zevkli yanı sizce ne?
İşimin en zevkli yanı çalıştığım zamanlarda çalıştığımı anlamıyor olmam. Babam bir keresinde, “Dünyanın en tembel insanı sevdiği işi yapandır” demişti; doğruymuş!