Röportaj: Lara MUTLU
Moda dünyasına ihtiyaç duyduğu mutluluk hormonunu tasarımları ile salgılayan Anya Hindmarch, markasını günden güne büyütüyor. İlk kez bir mum koleksiyonu da tasarlayan Hindmarch, “Bu sadece küçük bir başlangıç; ben her zaman parfüm tasarlamayı hayal ettim” diyor. Mizah anlayışını, lüksle harmanlayarak tasarımlarına yansıtan İngiliz tasarımcı ile tasarımları üzerine sohbet ettik.
Mizah anlayışınızı lüks ile birleştiriyorsunuz. Nasıl gelişiyor bu süreç?
Eğlence, kaliteli el işçiliği ile birleştiği zaman ortaya daima iyi tasarımlar çıkıyor. 30 yıldır bu işi yapıyorum. Tasarımlarımda, gündelik kullandığımız objelere yer veriyorum. Kellogg’s çantalar, bunun en iyi örneklerinden biri. İlkbahar-Yaz 2018 koleksiyonumda, kebap kutusu formunda tasarladığım portföyleri göreceksiniz. Onlar da şimdiden favorilerim listesinde.
İşinizle ilgili sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?
Zanaatkarlık ve el işçiliği konusunda takıntılıyım. İşimi ve kendilerine AH ekibi adını takan ekibimi gerçekten çok seviyorum. Birlikte çok çalışıyoruz ama gerçekten çok da eğleniyoruz. Çalışırken pastalar ve kahkahalar da bizim benzinimiz.
Tasarımcı olmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz?
16 yaşındayken bir süre İtalya’da kaldım ve bütün şık İtalyan kadınlarının elinde hep aynı tarzda çantaların olduğunu fark ettim. Ben de bunu farklılaştırmak istedim ve bir fabrika bulup ilk sıra dışı çanta siparişimi verdim.
Tasarım motto’nuz nedir?
Satın aldığınız güzel bir şeyin aslında rahatsız olduğunu fark etmek kadar hayal kırıklığı yaratan bir şey yok. Bu nedenle benim için fonksiyonellik çok önemli. Bu da çok çalışmayı gerektiriyor.
İşinizin en önemli yanı nedir?
Anya Hindmarch markasının büyümesini izlemek bana çok ilgi çekici geliyor. Çantalar her zaman markamın mihenk taşları ama sneaker’lar ve yeni tasarlamaya başladığım trikolar da gittikçe popülerleşiyor.
Röportajın tamamı bu hafta ALEM'de...