Eylül Ayında Tekne ile Gezilebilecek Koylar

Eylül ayı demek, tekneyle yola çıkmanın vakti geldi de geçiyor demek. Tekneyle koyları gezeceğiniz bir turun tam vakti. Muhteşem sahiller romantik mevsimde herkesi kucaklamaya hazırlıyor kendini... Türkiye'nin en güzel sahillerini, en güzel koylarını sıraladığım bu yazıyla birlikte çıkacağımız tura hazır mısınız? Okumaya başlamadan giyin üzerinize bir şeyleri, yelkenleri dolduran rüzgar üşütmesin sizleri...

YAZAR: SERDA BÜYÜKKOYUNCU
ABONE OL
31 Ağustos 2020 Pazartesi 15:49 | Son Güncellenme:
15 dakika okunma süresi
Eylül Ayında Tekne ile Gezilebilecek Koylar

Yola Çıkmadan Ufak Hatırlatmalar

En az sekiz kişilik bir grupla seyahat edecekseniz mavi yolculuk yapan bir şirket aracılığıyla tekne kiralayabilir ve kendi rotanızı belirleyebilirsiniz. Ama eğer grup değilseniz, programı önceden belirlenmiş bir teknede kabin kiralayabilirsiniz.

Grup demişken, yolculuğa çıkacağınız insanları iyi seçin, derim. Gündüz kabinin ve güvertenin çok sıcak olması hareket alanını daraltıyor. Hiç tanımadığınız insanlarla fazla samimi bir ortamda tatil yapmak rahatsızlık verebilir. Yanlış insanlarla seyahat cennetteki tatili cehenneme çevirebilir.

Serinlik Önemli

Mavi yolculuğa çıkılan teknenin yaşı, sağlamlığı, konforu ve üretiminde kullanılan teknoloji, fiyatın belirlenmesinde önemli rol oynuyor. Günümüzün teknelerinin çoğunda klima bulunuyor, bu da ödeyeceğiniz rakamın daha yukarı çıkması demek. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında kamaralarda uyumak, sıcak dolayısıyla klimasız ortamlarda pek mümkün değil. O yüzden önümüzdeki günler daha serin olacak, uyumak da daha keyifli bir hal alacak.

Güvertede yıldızların altında yatıp romantik bir gece geçirmek isteyebilirsiniz. Ama sabah yağan çiğin yarattığı rutubet, rahatsızlığa sebep verebilir. Teknenin üstü kapalı olan arka bölümü bu açıdan daha sağlıklı.

Seyahat Taktikleri

Cep telefonlarınız yurt dışına açıksa çoğu yerde Yunan şebekeleri daha güçlü ve farkına varmadan görüşmelerinizi Yunanistan üzerinden yapabiliyorsunuz! Yunanistan’ın Sakız, İstanköy, Rodos, Simi gibi bazı adalarında Türk şebekeleri de çalışıyor. O sebeple telefonunuzu ayarlamayı unutmamalısınız.

Mümkün olduğunca küçük çantalarla seyahat etmelisiniz. Büyük bavullar teknede başa dert olabiliyor. Sinek kovucunuzu ve kulak tıkacınızı da atın, derim çantaya. Kaldığınız koyda gece 12.00’de müziği kapatmayıp, aşırı eğlenen komşularınız olabilir.

Bana göre mavi yolculuğun ideal süresi beş gün, maksimum süresi de bir hafta. Süre uzadıkça yaptıklarınız bir tekrara dönüşebilir.

Biraz da Tekne Kuralları

Teknelerde yemek pişirildiği gibi masaya geliyor, dolayısıyla çok taze ve lezzetli, bu da ekstra kilolara açılan kapı demek! Yemek saatleri genelde turun başlangıcında belirleniyor. Teknede çoğu zaman bir kaptan, bir aşçı ve aynı zamanda garsonluk da yapan bir denizci bulunuyor.

Teknelerin çoğunda elektrik voltajı 12 ya da 24 volt ve aküden geliyor. Su depodan geldiği için tedbirli kullanılıyor. Tuvaletleri tıkamasın diye tuvalet kağıdını sadece çöpe atıyorsunuz. Tekneye girer girmez ayakkabıları çıkartmak da ilk kurallardan biri.

Gelelim Rotalara

En popüler rotalar Bodrum ile Antalya arasında...

Şimdi bir karar vermeniz lazım.

1. Amacınız kafa dinlemek ve kendinizi doğanın kucağına bırakmaksa Gökova ve Hisarönü körfezlerini rotanıza koymalısınız.

2. Doğa yürüyüşlerine ve tarihe meraklıysanız, tüm gün güneşlenip yüzmek yerine biraz hareket etmek istiyorsanız, Marmaris’ten Antalya’ya doğru olan rotayı seçmelisiniz.

5 günlük Bodrum-Marmaris Kıyıları Arasında Bir Rota Önerisi:

1.Gün: Bodrum’dan erkenden yol çıkıp ünlü türküye adını veren Çökertme’ye gitmelisiniz. Öğle yemeğinden sonra Çamaltı Koyu’na demirleyip, yarım saatlik yürüyüş mesafesinde olan Keramos kalıntılarını görmelisiniz.

2.Gün: Sabah Sedir Adası’na gidip Kleopatra için özel olarak getirildiği rivayet edilen incecik kumlu plajda yüzebilirsiniz. Öğle yemeğinizi II. Dünya Savaşı’nda İngiliz donanmasına ait gemiler burada saklandığı için İngiliz Limanı adı verilen koyda yiyebilirsiniz. Koyun girişinde Kopenhag’daki ünlü deniz kızı heykelinin bir benzeri var, altında da Kısmet isimli teknesiyle dünyayı dolaşmış ünlü denizci Sadun Boro’nun bir yazısı. Geceyi Mersincik’te geçirebilirsiniz.

3.Gün: Bugünkü durağınız Datça. İ.Ö. 360’lı yıllarda ünlü heykeltıraş Praxiteles’in elinden çıkmış Afrodit heykeline ev sahipliği yapmış olan Knidos harabeleri burada. Geceleme Bencik Koyu veya Hisarönü’nde.

4.Gün: Orhaniye ve Selimiye’yi muhakkak görmelisiniz. Orhaniye Koyu’nun dip kısmında bulunan Kızkumu insanlara su üstünde yürüyormuş izlenimi veren çok güzel bir yer. Geceyi Bozburun’da geçirebilirsiniz.

5.Gün: Bozukkale Koyu’nda bulunan Loryma Kalesi’ni gördükten sonra öğle yemeğinizi yiyebilirsiniz. Bozukkale’nin iki mil yakınındaki Serçe Limanı’na kayaların arasından gireceksiniz. Bodrum Müzesi’nde sergilenen cam amforaların bir kısmı buradan çıkarılmış. Geceyi zeytin ağaçlarıyla çevrili Kadırga Limanı’nda geçirebilir, ertesi gün de Marmaris’e devam edebilirsiniz.

Marmaris-Antalya Arası Gezmek İstiyorum Derseniz, Bu Rotada Verdiğimiz Programı İstediğiniz Günden ve Limandan Kendinize Uyacak Şekilde Başlatabilirsiniz:

1. Gün: Rivayete göre Rodoslu şövalyeleri yenmek için kale inşaatı emri veren Kanuni ufacık bir yapıyla karşılaşınca hiddetlenir. “Mimarı as” emri verir. Türkiye’nin en gözde tatil beldelerinden birinin adını bu emir belirler. Kalesi evlerin arasına sıkışmış Marmaris’ten yola çıkıp üç saatlik bir yolculuktan sonra Ekincik’e varıyorsunuz. Önce Köyceğiz gölünü Akdeniz’e bağlayan Dalyan’a gitmeli ve Kaunos’u ziyaret etmelisiniz. Bir ara Caretta Caretta kaplumbağalarının üreme yeri olan İztuzu Plajı’na da gitmelisiniz. Yaşam pek bir güzel gözükebilir gözünüze.

2.Gün: Sabah erkenden çıkıp Ağa Limanı’na gitmelisiniz. Kahvaltı sonrası güzel bir yürüyüş bekliyor sizi. Tepeye Lydae’ye çıkıp, oradaki yörüklerin ada çayını içmelisiniz. Artık Likya’da yani Işığın Ülkesi’ndesiniz. Birkaç tapınak kalıntısını fotoğraflayıp ormanın içinden aşağı inmelisiniz. Geçtiğimiz yıllarda National Geographic Dergisi’nin yurt dışı sayısında Likya Yolu’nun muhteşemliği üzerine bir yazı çıktı. Yolun sonunda Göcek’teki Batık Hamam’da bulacaksınız kendinizi. Tekne de oraya gelmeli ve artık öğle yemeğini hak etmiş bir şekilde masaya oturmalısınız. Öğleden sonra Bedri Rahmi Koyu’na gidip ilk mavi yolcuları anmalısınız.

3.Gün: Göcek’ten Fethiye bir buçuk saat sürüyor. Tavsiyem Fethiye’de vakit kaybetmeden Ölü Deniz’e devam etmeniz. Türkiye’nin en güzel plajlarından birinde serinledikten sonra Soğuksu’ya geçip Kaya Köy’e yürümelisiniz. 45 dakikalık yürüyüş size hoş manzaraların bitiminde hüzünlü bir sürpriz sunuyor.1923’teki mübadeleyle buradan ayrılmak zorunda kalan Anadolu Rumlarından kalan yüzlerce boş ev görebileceksiniz. Asırlar öncesine yolculuk yapmak için evlerin ve kiliselerin arasında dolaşmalısınız. Geceyi tepesinde manastır olan Gemiler Adası’nda geçirebilirsiniz.

4.Gün: Üç buçuk saatlik yolculuğun mükafatı, en güzel sahil kasabalarından biri olan ve şu anda İngilizlerin istilasına uğramış olan Kalkan. Tavsiyem, burada rotanız önce en güzel kuma sahip antik şehir olan Patara, sonra da Kalkan’ın üzerindeki köy olan Bezirgan olmalı.

5.Gün: İki saatlik bir yolculuktan sonra Kaputaş plajı ve Meis Adası’nı geride bırakıp Kaş’a varacaksınız. Güneydeki bütün yürüyüş yollarında kırmızı beyaz çizgiler var. Onun için trekking yaparken kaybolmaktan korkmayın, derim.

6.Gün: Kaş’tan ayrıldıktan sonra dünyanın en eski batığının çıkartıldığı Ulu Burun’dan geçeceksiniz. Önce Aperlae’ya uğramalısınız. Kekova’da dalış yasak ama burada serbest. Denizin altındaki kalıntılar sizi şaşırtabilir. Öğle yemeğinden sonra, Simena’ya (Kale Köy) bir saatte varacaksınız. Bana göre Türkiye’nin en güzel köylerinden biri olan Kale Köy’ün tepesindeki Haçlılardan kalma kaleye çıkıp manzaranın tadını çıkartmalısınız. Sonra da kendinizi batık şehrin büyüsüne bırakmalısınız. Tekne yavaşça ilerlerken bir depremin kurbanı olan bu şehrin su altı ve üstündeki zenginliklerini seyredin, derim. Geceyi kesinlikle Karalos Koyu’nda geçirmelisiniz, hele bir de dolunay varsa değmesin keyfinize.

7.Gün: Myra’nın limanı olan Andriake’den (Çayağzı) Noel Baba Kilisesi’ne gitmelisiniz. St. Paul’un esir olarak Roma’ya götürülürken uğradığı Anadolu’daki son yer olan Myra’daki tiyatro ve kaya mezarları geçmişin mimarisi hakkında size ipuçları verebilir. Bir minibüs ayarlayıp Finike’nin üstündeki Arycanda’ya (Arif) geçebilirsiniz. Anadolu’nun en iyi korunmuş Yunan tiyatrosunu görmeden önce alabalık çiftliklerinden birinde karnınızı doyurmalısınız. Geceleme ise Finike Limanı’nda olmalı, derim.

8.Gün: Sabah üç saatlik bir seyir sizi önce Adrasan Koyu’na getirecek, ardından yolda Olympos’u göreceksiniz. Benim için Olympos ülkemizdeki en ilginç antik şehirlerden biri, insanı adeta bir ‘Indiana Jones’ filminin içine sokuyor. Ormanın içinde kaybolmuş eserler ağaçların arasından selamlıyor sizi. Biraz ileride Chimera (Yanartaş) ise hikayesi ve hala yanan ateşiyle nefes kesiyor. Geceyi Ceneviz Limanı’nda geçirebilirsiniz.

9.Gün: Son gün Phaselis. En romantik şehirlerden biri olan Phaselis’i sabah gezmekte fayda var, derim. Şehir ve liman öğlene doğru günübirlikçilerin istilasına uğruyor. Phaselis’in antik tiyatrosunda otururken arkada tüm heybetiyle yükselen Tahtalı Dağı’na göz kırpın, belki binlerce yıllık sırlarından birini paylaşıp Kanatlı atı Pegasus’la Chimera’yı öldüren Bellarophon’un hikayesini fısıldayacak size.

EN ÇOK OKUNANLAR

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones
Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

4 dakika okunma süresi
"Mufasa: Aslan Kral" Galası'nda Beyonce ve Blue Ivy'den Metalik Uyum
"Mufasa: Aslan Kral" Galası'nda Beyonce ve Blue Ivy'den Metalik Uyum

"Mufasa: Aslan Kral" Galası'nda Beyonce ve Blue Ivy'den Metalik Uyum

1 dakika okunma süresi
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

16 dakika okunma süresi
Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı
Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

2 dakika okunma süresi
Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları
Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Dubai'de Festival Sezonu
Dubai'de Festival Sezonu

Dubai'de Festival Sezonu

Türkiye'nin En İyi 10 Kamp Rotası
Türkiye'nin En İyi 10 Kamp Rotası

Türkiye'nin En İyi 10 Kamp Rotası

Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler
Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

Doğu Ekspresi ile Yeni Keşifler

Kopenhag'da Mutlaka Yapmanız Gerekenler
Kopenhag'da Mutlaka Yapmanız Gerekenler

Kopenhag'da Mutlaka Yapmanız Gerekenler

Mavi ile Yeşilin Dansı: Garda Gölü
Mavi ile Yeşilin Dansı: Garda Gölü

Mavi ile Yeşilin Dansı: Garda Gölü

2024'ün En İyi Otelleri
2024'ün En İyi Otelleri

2024'ün En İyi Otelleri

Tatil ve Gastronomi Deneyimi Bir Arada: Susona Bodrum
Tatil ve Gastronomi Deneyimi Bir Arada: Susona Bodrum

Tatil ve Gastronomi Deneyimi Bir Arada: Susona Bodrum

Seyahat Rehberi: Balkanlar
Seyahat Rehberi: Balkanlar

Seyahat Rehberi: Balkanlar

Doğanın İçinde Yer Alan En İyi Otel ve Restoranlar
Doğanın İçinde Yer Alan En İyi Otel ve Restoranlar

Doğanın İçinde Yer Alan En İyi Otel ve Restoranlar

Londra Gezi Rehberi: Keşfedilecek 10 Muhteşem Yer
Londra Gezi Rehberi: Keşfedilecek 10 Muhteşem Yer

Londra Gezi Rehberi: Keşfedilecek 10 Muhteşem Yer

Yeni Yıla Tiflis'te Girmeye Ne Dersiniz?
Yeni Yıla Tiflis'te Girmeye Ne Dersiniz?

Yeni Yıla Tiflis'te Girmeye Ne Dersiniz?

Kapadokya'nın En İyi Otelleri
Kapadokya'nın En İyi Otelleri

Kapadokya'nın En İyi Otelleri