20. yüzyılın en önemli sanatçılarından Pablo Picasso'yu, İspanya ve dünyanın en ünlü ressamlarından biri olarak tanıyoruz. Ressamlığının yanı sıra heykeltıraş, seramik sanatçısı, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarı kimlikleriyle de biliniyor. Picasso, aynı zamanda kübist sanat akımının da öncülerinden biri.
25 Ekim 1881'de Malaga, İspanya'da doğan Pablo Picasso'nun tam ismi toplam 23 kelimeden oluşuyor. Dünya ve sanat tarihi ise onu kısaca "Picasso" olarak tanıyor. Babası da bir sanatçı ve profesör olan Picasso'nun, ilk kelimesinin "kalem" olduğu söyleniyor. Sanat tarihine ismini altın harflerle kazıyacağının minik de olsa sinyallerini hayatının en başından itibaren vermeye başlıyor. Babası, Picasso'ya temel sanat eğitimini yedi yaşında vermeye başlıyor. 13 yaşına geldiğinde Picasso'nun babası, oğlunun, kendisini resim alanında geçtiğine kanaat getiriyor.
Pablo Picasso, ilk resmi olan "Le Picador"u dokuz yaşındayken tamamlıyor. Picasso, kendisinden beş-altı yaş büyüklerle okumasına rağmen sanat konusunda sınıf arkadaşlarının çok ilerisinde. Ancak zekasının handikaplarını da görüyor ve okulda sürekli olarak cezaya kalıyor.
Sanatını hayatı haline getiren Picasso, moda dünyasını da yakından takip ediyor. Muhtemelen çoğumuzun zihninde Picasso dendiğinde canlanan görselde sanatçının üstünde yatay çizgili bir tişört vardır. İşte bu Breton çizgili ikonik tişört, Coco Chanel tarafından tasarlanmıştı. Tişörtteki 21 adet yatay çizgi, Napolyon'un zaferlerini sembolize ediyor.
Picasso, sanatın yalnızca yaratıcı tarafında değil, maceralı dünyasında da yer alıyor. 1911 yılında Leonardo da Vinci'nin "Mona Lisa"sı Louvre Müzesi'nden çalındığında polis, Picasso'nun arkadaşı olan şair Guillaume Apollinaire'i sorguya çekiyor. Apollinaire, Picasso'yu şüpheli olarak gösteriyor. Polis, Picasso'yu gözaltına alıyor ancak daha sonrasında ikisi de serbest bırakılıyor. Louvre'dan dünyanın en ünlü tablosunu çalmakla suçlanan Pablo Picasso, bu olaydan 60 yıl sonra, 90 yaşındayken Louvre Müzesi'nde kendisi adına özel bir sergi düzenlenen ilk sanatçı olmayı başarıyor.
Dönemine göre oldukça uzun ve dolu dolu bir ömür geçirmiş olan Pablo Picasso, 8 Nisan 1973'te 91 yaşındayken Mougins, Fransa'da hayatını kaybetti. Mezarı ise Vauvenargues Kalesi'nde (Chateau de Vauvenargues) yer alıyor. Picasso, 1959-1962 yılları arasında burada yaşıyor, ardından son günlerini geçirdiği Mougins'e taşınıyor. Pablo Picasso ve eşi Jacqueline Roque'un mezarları, günümüzde hala Picasso Ailesi'ne ait olan Chateau de Vauvenargues'de bulunuyor.
"İyi sanatçılar kopyalar, büyük sanatçılar çalar" cümlesiyle ünlü Pablo Picasso'nun sanat hayatı boyunca pek çok farklı sanat akımını denediğini ve birçok sanatçıdan ilham aldığını biliyoruz. Bu değişim ve ilhamlarını da saklamaya hiç çalışmadı, hatta bunu bir onur nişanı gibi taşıdı. Ona göre gerçek sanatçı, her şeyi deneyebilmeli, bir başka sanatçının teknik veya sanatını alıp, üzerine kendi yetenek ve sanatsal yaklaşımını da ekleyip, yepyeni bir eser veya tarz yaratabilmeli.
Pablo Picasso, sanat hayatı boyunca sembolizm, fovizm, sürrealizm ve kübizm gibi farklı sanat akımlarında eserler üretti. Mavi Dönem akımına dahil olarak mavi ağırlıklı; hüzün, yas ve depresyon gibi temaları işlediği eserler yarattı. Afrika sanatından ilham alan dönemin de bir parçası oldu. Henri Matisse, Toulouse-Lautrec, El Greco, Edvard Munch gibi büyük sanatçılardan ilham aldı. Paul Cézanne'ı ise apayrı bir yere koyduğunu "benim bir ve tek ustam" sözüyle belli etti.
Sanat tarihinin en üretken isimlerinden Pablo Picasso, 78 yıllık kariyeri boyunca toplam 147 bin 800 civarı sanat eseri yarattı. Bunların 13 bin 500'ü resim, 100 bini baskı ve oyma, 300'ü heykel ve seramik, 34 bini ise illüstrasyondan oluşuyor. Ayrıca 300'den fazla şiir ve iki sürrealist oyuna da imza attı.
Pablo Picasso ve Fransız sanatçı Georges Braque, 1909 yılında kübizm sanat akımını ortaya çıkardı. Akımın ismi ise sanat eleştirmeni Louis Vauxcelles'in, Picasso ve Braque'ın eserlerini "tuhaf kübikler" şeklinde tasvir etmesinden doğdu. Bu avangart sanat akımı, Avrupa'da resim ve heykel sanatını baştan sona değiştirdi. Hatta kübizmin ilhamı; müzik, edebiyat, mimari ve ilerleyen zamanlarda sinemaya kadar yayıldı. Fransa başta olmak üzere Avrupa ve çevresinde doğan fütürizm, dadaizm, 'art deco', süprematizm, konstrüktivizm, 'vorticism' ve 'de stijl' gibi pek çok sanat akımı, kübizmden ilhamla ortaya çıktı.
Pablo Picasso'nun ilk resmi kabul edilen "Le Picador", boğa güreşindeki bir matadoru tasvir ediyor. Picasso'nun sekiz yaşındayken yaptığı bu resim, hem doğup büyüdüğü kültürün eserlerine olan etkisini hem de Picasso'nun hayata duyduğu tutkuyu sanatına yansıtma biçiminin ön gösterimi görevi görüyor.
Picasso'nun mavi döneminin en bilinen eseri olan "La Vie", günümüzde Cleveland Museum of Art'ta sergileniyor.
Bir diğer önemli mavi dönem resmi olan "The Old Guitarist" ise Art Institute of Chicago'da görülebiliyor.
Mavi dönemin neşesizliğini tamamen geride bırakan Picasso, "Harlequin with Glass" ile renklerle yeniden kavuşmasını ve hayatı kutluyor.
Pablo Picasso'nun pembe dönem eserlerinden olan "Boy with a Pipe", sanatçının gelecekteki eserleri için bir öncü oluyor.
Picasso, "Les Demoiselles d'Avignon" tablosuna Afrika ilhamlı döneminde başladı. Soldaki üç kadın figürü Iberya heykelinden ilham alırken, sağdaki iki figürün yüzleri Afrika sanat eserlerinden ilhamla yeniden boyandı. Picasso, stüdyosunda tabloyu tanıdıklarına gösterdiğinde herkes rahatsızlığını belli etti; hatta Matisse, eseri bir aldatmaca olarak nitelendirerek öfkeyle karşıladı. Pablo Picasso, 1916'ya kadar eserini halka sergileyemedi. Bugün ise "Les Demoiselles d'Avignon", sanatçının en ünlü ve sevilen eserlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Picasso'nun eserleri, deşifre etmesi giderek daha karmaşık bir hale gelmeye başlıyor. "Girl with a Mandolin" de sanatçının daha soyut bir yöne doğru gitmeye başladığının göstergesi olarak önemli bir yere sahip.
Erken fovizmi anımsatan aşırı basitleştirilmiş ana hatlar ve kontrast renklerle karakterize edilen "Le Reve" tablosu, Picasso'nun çarpıklaşan tasvirler döneminin baş tacıdır.
Picasso'nun en ünlü eseri dendiğinde ise muhtemelen çoğunluğun aklına doğrudan "Guernica" gelir. İspanyol İç Savaşı döneminde Almanya'nın bombaladığı Guernica'yı resmeden sanatçı, savaşın vahşetini ve umutsuzluğunu ortaya koyuyor. Hikayeye göre "Guernica"yı gören bir Nazi askeri, Picasso'ya "Bunu sen mi yaptın?" diye sormuş, Picasso ise ona "Hayır, sen (siz) yaptın" şeklinde karşılık vermiş. Picasso'nun komisyon üzerine ürettiği bu dev tablo, bugün Madrid'deki Museo Reina Sofia'da yer alıyor.
Picasso'nun Dora Maar'ı resmettiği portrelerinden biri ve belki de en bilineni olan "Dora Maar au Chat", detaylara gösterilen inanılmaz özen ve renk kullanımı ile sanatçının yaptığı en etkileyici eserlerden biri.