Egon Schiele'nın Hayatı, Sanatı ve Eserleri

Tartışma yaratan eserlerinden sanat dolu ancak kısa yaşamına dek ekspresyonizmin usta ressamlarından Egon Schiele'nın hayatı, sanatı ve eserlerini mercek altına aldık.

YAZAR: Çisem Danacı
ABONE OL
17 Kasım 2023 Cuma 15:19 | Son Güncellenme:
12 dakika okunma süresi
Sanatçı Portresi: Egon Schiele

Egon Schiele Kimdir?

Egon Schiele -tam ismiyle Egon Leo Adolf Ludwig Schiele- Avusturya'nın en ünlü ressamlarından ve ekspresyonizmin önemli isimlerinden biri. İzleyicide yoğun hisler yaratan, ham cinselliği ve insan bedenini gözler önüne seren eserleri ve çıplak otoportreleri de dahil birçok portre çalışması ile biliniyor.


Egon Schiele'nın Hayatı:

Egon Schiele, 12 Haziran 1890 tarihinde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nun Tulln an der Donau şehrinde doğdu. Avuturyalı en ünlü ekspresyonist ressamlardan biri olmadan önce çocukluğundan itibaren resim yeteneğiyle öne çıkıyordu.

Egon Schiele, çocukken trenlere hayrandı ve babasının, eskiz defterlerini yok etmek zorunda hissettiği noktaya kadar onları çizmek için saatler harcardı. Bu nedenle çok küçük yaştan itibaren karakteriyle ilgili iki önemli noktanın belirgin olduğunu söyleyebiliriz; biri, resim yapmaya olan ilgisi ve yeteneği, ikincisi de belli bir konuya olan ve saplantı düzeyine varabilen odağı.


Egon Schiele'nın Sanat Eğitimi:

Egon Schiele 1906'da, Gustav Klimt'in de bir zamanlar eğitim gördüğü Viyana'daki Kunstgewerbeschule'ye (Sanat ve Zanaat Okulu) başvurdu. Buradaki ilk yılında Schiele, birkaç öğretim üyesinin ısrarı üzerine 1906'da Viyana'daki daha geleneksel Akademie der Bildenden Künste'ye gönderildi. Akademideki başlıca hocası, katı doktrini ve aşırı muhafazakar üslubuyla Schiele'yı ve öğrenci arkadaşlarını hayal kırıklığına uğratan ve memnun etmeyen bir ressam olan Christian Griepenkerl'di ve bu nedenle Egon Schiele, üç yıl sonra 1909'da akademiden ayrıldı.


Egon Schiele ve Gustav Klimt:

Gustav Klimt ile tanışması, Schiele'nın sanatına önemli etkilerde bulundu. Klimt'in modernizme ve sembolizme olan yaklaşımı, Schiele'nın eserlerinde de görülebilir. Egon Schiele, 1907'de, genç sanatçılara cömertçe akıl hocalığı yapan Gustav Klimt ile tanıştı. Klimt, genç Schiele'ya özel bir ilgi gösterdi, çizimlerini satın aldı, kendi çizimleriyle değiştirmeyi teklif etti, onun için modeller ayarladı ve onu potansiyel müşterilerle tanıştırdı. Hatta bu nedenle Egon Schiele'nın 1907 ve 1909 yılları arasındaki ilk çalışmaları, Klimt'inkilerle güçlü benzerlikler ve Art Nouveau'dan etkiler içerir. Klimt, Schiele'yı 1909 Viyana Kunstschau'da bazı çalışmalarını sergilemesi için davet etti ve Schiele, burada diğerlerinin yanı sıra Edvard Munch, Jan Toorop ve Vincent van Gogh'un çalışmalarıyla karşılaştı.


Egon Schiele'nın İlk Sergisi:

Egon Schiele, ilk sergisini Klosterneuburg'da açtı. Schiele, üçüncü yılını tamamladıktan sonra 1909'da akademiden ayrıldı ve diğer memnuniyetsiz öğrencilerle birlikte Neukunstgruppe'yi ("Yeni Sanat Grubu"nu) kurdu.


Egon Schiele ve Ekspresyonizm:

Egon Schiele'nın resim ve çizimlerini karakterize eden kıvrımlı vücut şekilleri ve dışavurumcu çizgiler, sanatçıyı ekspresyonizmin erken dönem temsilcilerinden biri haline getirdi. Schiele'nın resimleri, genellikle cinsellik, ölüm ve insanın içsel dünyasını keşfetme eğiliminde. Cinsellik ve çıplaklık, sanatının önemli temaları arasındaydı. Bu nedenle sanatçı, döneminin toplumsal normlarına meydan okuyan ve provokatif eserlere imza atan bir figür olarak biliniyor.


Egon Schiele'nın Tartışmalı Sanatı:

Egon Schiele'nın portreleri sıklıkla çıplak figürler içeriyordu ve bu figürler; özür dilemeyen bir yaklaşımla resmedilmiş, çarpıtılmış ve duygusal olarak yüklüydü. Polis, cinsel içerikli olmaları nedeniyle yüzlerce eserine el koydu. Schiele, 1912'de reşit olmayan birini baştan çıkarma ve kaçırma iddiasıyla tutuklandı. Suçlamaları müstehcen çizimler dağıttığı için kamu ahlaksızlığına indirildi ve sanatçı, 24 gün gözaltında kaldı.


Egon Schiele'nın Portreleri:

Sanat tarihçisi Albert Elsen'a göre Schiele, gevşek ve akıcı figüratif eskizlerini oluşturmak için Auguste Rodin'in sürekli çizim tekniğini kullanmıştı. Gerçek modelle sürekli göz teması gerektiren bu teknik, Schiele'nın çizim sürecini kendisiyle öznesi arasında samimi bir deneyim haline getirdi. Modelleri genellikle karısı, kız kardeşi ve sevgilileri gibi tanıdığı kişilerden oluşuyordu, ancak zaman zaman Viyana sokaklarından genç seks işçileri de yer alıyordu. Tabii ki Schiele, pek çok otoportreye de imza attı.


Egon Schiele ve Sigmund Freud:

Egon Schiele ve Sigmund Freud, benzer dönemlerde Viyana'da yaşayıp çalışmış ve kökleri Çek Cumhuriyeti'ne dayanan iki büyük isim. Biri sanat dünyasında ismini duyurmuş, diğeri ise psikanalizin babası olarak anılıyor. Ancak sanat ve psikoloji daima iç içe geçen konular ve özellikle de Schiele'nın portrelerinde insan psikolojisini yansıtmaya ne kadar önem verdiğini göz önünde bulundurursak, bu iki önemli ismin, birbirlerini beslememiş olma ihtimalinin kaçınılmaz olduğunu görebiliriz. Schiele'nın en sevdiği konular; Sigmund Freud'un ilkel içgüdüler olarak gördüğü eros ve thanatos, yaşam dürtüsü ve ölüm dürtüsüydü. Schiele'nın birçok resminde ürkütücü bir şekilde beslendiği bu konular, izleyicinin gözlerinde görüntüyü şaşırtan ve sabitleyen bir doğallıkla, gergin ve doğru vuruşlarla yakalanıyor.

Ayrıca 1910'a gelindiğinde Egon Schiele'nın, Gustav Klimt etkisine sahip geometrik desenlerden uzaklaşarak, kendine özgü üslubunu oluşturmasında üç büyük etken olduğu düşünülüyor. Bu esin kaynakları; babasının geçmişte verdiğini gördüğü psikolojik mücadeleler, muhtemelen bundan doğmuş olan insan zihnine duyduğu kişisel ilgi ve tabii ki Sigmund Freud'un Viyana'daki büyük etkisi.


Egon Schiele ve Sinema:

Schiele'nın resimlerine, bugün başka ressamların eserlerinin yanı sıra filmlerde bile gönderme yapıldığını görebiliyoruz. Örneğin; 2019 yılındaki "Joker" filminde, ana karakterimizin bir sahnedeki duruşu, vücut yapısı ve kamera açısı Egon Schiele'nın otoportrelerinden birine hayli benziyor. Bütün bir film boyunca Joaquin Phoenix'in canlandırdığı Arthurt Fleck'in, nam-ı diğer Joker'in, duygu durumunu, iç hesaplaşmalarını ve var olma çabalarını izlerken, resimlerinde kendisi de dahil modellerinin duygu durumlarını vurgulamaya özen gösteren Egon Schiele'nın otoporesiyle kurulan bağ da oldukça yerinde oluyor.


Egon Schiele'nın Ölümü:

Egon Schiele, 31 Ekim 1918'de İspanyol gribinden kaynaklanan bir salgında Viyana'da hayatını kaybetti. Schiele'nın hamile eşi Edith de kendisinden yalnızca üç gün önce aynı kaderden hayatını kaybetti. Hatta Edith'in son çizimi olan "Edith Schiele on Her Deathbed", onun bitkinliğini ve çektiği acıyı yansıtıyor. Schiele, kısa ömrüne rağmen modern sanatın önde gelen figürlerinden biri olarak kabul edilmeyi başardı ve bugün hala özgün, ifade dolu ve cesur eserleriyle tanınıyor.


Egon Schiele'nın Eserleri:

"Self-Portrait with Physalis" (1912)

Kendi portresini içeren bu eser, Schiele'nın özgün ve çarpıcı portre çalışmalarından biri.


"The Embrace" (1917)

Bu tablo, Schiele'nın figüratif çalışmalarının bir örneği ve resmedilen çiftin birbirine olan yoğun duygusal bağını başarılı bir şekilde gösteriyor.


"Portrait of Wally Neuzil" (1912)

Schiele'nın model ve sevgilisi Wally Neuzil'in portresi. Sanatçının portre çalışmalarında duygusal derinlik ve ifade ön plana çıkıyor.


"Death and the Maiden" (1915)

Ölümü temsil eden bu eser, Schiele'nın ölüm ve çürüme gibi temalara olan ilgisini yansıtıyor.


Sanatçı Portresi: Damien Hirst

Sanatçı Portresi: Edvard Munch

Sanatçı Portresi: Vincent Van Gogh

EN ÇOK OKUNANLAR

2025 Pantone Rengi Açıklandı: Mocha Mousse
2025 Pantone Rengi Açıklandı: Mocha Mousse

2025 Pantone Rengi Açıklandı: Mocha Mousse

1 dakika okunma süresi
En İyi 20 Kore Dizisi
En İyi 20 Kore Dizisi

En İyi 20 Kore Dizisi

11 dakika okunma süresi
Michelin Rehberi 2025 Türkiye Seçkisi Açıklandı
Michelin Rehberi 2025 Türkiye Seçkisi Açıklandı

Michelin Rehberi 2025 Türkiye Seçkisi Açıklandı

4 dakika okunma süresi
ALEM Talks Podcast: İdil Yazar
ALEM Talks Podcast: İdil Yazar

ALEM Talks Podcast: İdil Yazar

1 dakika okunma süresi
Buckingham Sarayı'nda Beckham Rüzgarı
Buckingham Sarayı'nda Beckham Rüzgarı

Buckingham Sarayı'nda Beckham Rüzgarı

2 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Sanatçı Portresi: Yoko Ono
Sanatçı Portresi: Yoko Ono

Sanatçı Portresi: Yoko Ono

Sanatçı Portresi: Damien Hirst
Sanatçı Portresi: Damien Hirst

Sanatçı Portresi: Damien Hirst

Sanatçı Portresi: Louise Bourgeois
Sanatçı Portresi: Louise Bourgeois

Sanatçı Portresi: Louise Bourgeois

Cemal Reşit Rey Dinleyici Okulu ile Müzikal Bir Yolculuğa Çıkın
Cemal Reşit Rey Dinleyici Okulu ile Müzikal Bir Yolculuğa Çıkın

Cemal Reşit Rey Dinleyici Okulu ile Müzikal Bir Yolculuğa Çıkın

Sanatçı Portresi: Gustav Klimt
Sanatçı Portresi: Gustav Klimt

Sanatçı Portresi: Gustav Klimt

Sinema, Moda ve Müzik Dünyasının Efsanesi Jane Birkin
Sinema, Moda ve Müzik Dünyasının Efsanesi Jane Birkin

Sinema, Moda ve Müzik Dünyasının Efsanesi Jane Birkin

Sanatçı Portresi: Haluk Akakçe
Sanatçı Portresi: Haluk Akakçe

Sanatçı Portresi: Haluk Akakçe

Türk Resminin Öncü İsmi Mehmet Güleryüz
Türk Resminin Öncü İsmi Mehmet Güleryüz

Türk Resminin Öncü İsmi Mehmet Güleryüz

Sanatçı Portresi: Semiha Berksoy
Sanatçı Portresi: Semiha Berksoy

Sanatçı Portresi: Semiha Berksoy

Sanatçı Portresi: Selma Gürbüz
Sanatçı Portresi: Selma Gürbüz

Sanatçı Portresi: Selma Gürbüz

Grammy Ödüllü Seal İstanbul'da
Grammy Ödüllü Seal İstanbul'da

Grammy Ödüllü Seal İstanbul'da

Sanatçı Portresi: Frida Kahlo
Sanatçı Portresi: Frida Kahlo

Sanatçı Portresi: Frida Kahlo