Seal İstanbul'a Konuk Oluyor

Sanatın ve müziğin sınırları aşıp nesiller boyu yankılandığı bir hikaye... Yıllardır zamansız parçalarıyla milyonları büyüleyen Seal yeniden İstanbul'a konuk oluyor. Peki, onu bu türler arası özgürlüğe iten ilham kaynakları neler? Seal'in anlatımıyla müziğin başrolde olduğu zamansız bir yolculuğa davetlisiniz.

YAZAR: Kübra Bıçak
ABONE OL
11 Ekim 2024 Cuma 13:18 | Son Güncellenme:
18 dakika okunma süresi
Seal İstanbul'a Konuk Oluyor
Müziğin büyülü dünyasında türlerin ötesine geçmek, farklı kültürlere dokunmak ve en önemlisi dinleyicilerin kalplerinde silinmez izler bırakmak her sanatçının hayalidir. O, bu hayali başarıyla gerçekleştirmiş bir sanatçı. "Crazy", "Kiss from a Rose", "Love's Divine" gibi hitleriyle müzik dünyasında kendine özgü bir yer edinen sanatçı, zamansız hitleriyle geniş bir yelpazede müzikseverlerin kalbinde taht kurdu. Ünlü sanatçının müziği, dinleyicilerine sadece ritim ve melodi değil, aynı zamanda umut, hüzün ve aşk gibi evrensel duygular da sunuyor. BKM Organizasyonu ile DenizBank Açıkhava Etkinlikleri kapsamında 12 Ekim'de Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'na konuk olacak Seal ile konser öncesinde, sanat yaşamındaki dönüm noktalarını konuştuğumuz müziğe ve hayata dair ilham dolu bir sohbet gerçekleştirdik.

Müzik kariyeriniz yıllar içinde büyük bir evrim geçirdi. Bu uzun yolculuğunuzda sizi en çok etkileyen anlar neler oldu?

Bu konuda tek bir şey söylemek mümkün değil. Çünkü hayattaki her anın bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Bir önceki gerçekleşmezse bir sonraki de gerçekleşmez. O yüzden her an mutlaka domino taşları gibi bir şeyleri etkiliyor. Ama bir şey söylemem gerekirse, konserler ve turneler diyebilirim. Devam etmek için bir şeylerden ilham almamız gerekiyor. Gittiğim her ülke ve şehir, konserlerde karşılaştığım dinleyiciler, o şehrin mutluluğu ve hüznü. Birlikte çalıştığım müzisyenler, ekip. Etrafımdaki her şey, her an bir ilham kaynağı.

"Standards" albümü, dinleyicilerinize müziğinize farklı bir pencereden bakmasını sağladı. Rat Pack döneminden bu klasik parçaları seslendirmek sizin için nasıl bir deneyimdi? Albümde özellikle sizi en çok etkileyen şarkı hangisiydi?

Bu şarkılar ben doğmadan önce de vardı ve doğduktan sonra da var olmaya devam etti. Bunun en büyük nedeni melodilerin titizlikle güzel yazılmış olması. Bu yüzden benim yaklaşımım, onlara kendi damgamı vurmak ve değiştirmek değil. Aksine onların kesin versiyonunu öğrenmek. Böylece karakterinizin, kişiliğinizin sesinize yansımasına izin veriyorsunuz. İşte bu albümü yaparken yaşadığım deneyimler bunlardı. Orijinal bir materyal kaydı yapmaktan çok farklı bir deneyimdi. Bu şarkılarda daha fazla özgürlüğe sahip olabilirsiniz çünkü bu farklı bir müzik türü. Ancak bu standartlarla, belki de şimdiye kadar yaptığım en zor projelerden biri olduğunu söyleyebilirim.

Kariyeriniz boyunca türler arasında özgürce dolaştınız, soul, rock, dans müziği ve caz gibi farklı tarzları harmanladınız. Müzikal çeşitliliğiniz, albümlerinizdeki yaratıcı süreci nasıl etkiliyor?

Yaratıcılık çeşitlilikten gelir. Onu bir kalıba ya da sabit bir şeye koyamazsınız. Tek bir türe bağlı kalırsanız müzik yapamazsınız. Bu yüzden farklı türleri bir araya getirmek yaratıcı sürece olumlu katkı sağlıyor. Her şey denge ile ilgili.

"Crazy" ve "Kiss From a Rose" gibi unutulmaz hitlerinizin üzerinden yıllar geçti, ancak bu şarkılar hala milyonlarca kişi tarafından dinleniyor. Sizce bu parçaları bu kadar zamansız kılan ne?

Bunun cevabını bilseydim daha çok şarkı yazardım. Açıkçası iyi bir şarkı olduğunu düşünüyorum. Büyük bir kısmı şans eseri, ayrıca alışılmadık bir şarkı. Çünkü buna benzeyen başka bir şey yok. Her şeyden önce, bu bir vals. "Kiss From a Rose"a kadar popüler müziğe girmiş çok fazla vals yoktu. Bir keresinde birinin bunu içinde R&B durakları olan garip bir Orta Çağ tipi madrigal olarak tanımladığını duymuştum. Analitik olmaya başlarsanız, gerçekten işe yarar analizler yapabilirsiniz. Yani bir sanatçı böyle bir şarkıyla tabiri caizse patlama yapacak kadar şanslıysa, bu şarkının ayakları olur. Ve hiçbir şey buna benzemediği için eskimeme eğilimi gösterir. Her sanatçı, kariyerinde insanların hala dinlemek istediği bir şarkıya sahip olduğu için çok şanslı olmayabilir. Ben bu şansa eriştim.

Başarınız ve dünya çapındaki tanınırlığınızın yanı sıra, müziğinizi nasıl bir duygusal ifade aracı olarak kullanıyorsunuz? Özellikle aşk teması, kariyerinizdeki önemli bir odak noktası oldu. Şarkılarınızdaki bu temayı nasıl keşfediyorsunuz?

Yaşam deneyimi benim için kesinlikle büyüleyici çünkü yaşam deneyimlerimizden öğrenmek için burada olduğumuza inanıyorum; gitmemiz gereken yere kadar bilgi topluyoruz. Belki de yeterince bilgi toplamadıysak ya da yeterince öğrenmediysek tekrar geliyoruz. Bir şarkıcı ve söz yazarı olarak bu beni büyülüyor çünkü sadece bu deneyimleri yaşamakla kalmıyor, aynı zamanda onları bir şarkı aracılığıyla anlatabiliyor ya da bir şarkı aracılığıyla ifade edebiliyorum. Bu benim için bir mucizeler dünyası. Hayat tüm acıları ve coşkularıyla çok güzel. Bu, benim için büyüleyici bir deneyim.

"Standards" albümünüzde Frank Sinatra, Ella Fitzgerald gibi dev isimlerle çalışan müzisyenlerle iş birliği yaptınız. Bu müzikal devlerin izlerini taşıyan bir projede yer almak sizin için nasıl bir anlam taşıyor?

Bu, her zaman yapmak istediğim bir albümdü. Rat Pack döneminin müziklerini dinleyerek büyüdüm. Bu sebeple bu zamansız melodileri kaydetmek hayat boyu süren bir hayaldi. Frank Sinatra ve pek çok favori sanatçımla birlikte sahne alan müzisyenlerle, büyünün ilk yapıldığı stüdyolarda iş birliği yapmak benim için gerçek bir onurdu. Kayıt kariyerimin en güzel günlerinden biriydi. Gerçekten ilham vericiydi ve binaya girerken bir tarih bilinci, bir görev ve onur duygusu vardı. Prodüksiyon sırasında klasik melodileri değiştirmeye çalışmadım. Bu konuda gerçekten dikkatli olmak gerekiyor çünkü bu şarkılar zamana meydan okuyor. Sadece onlara ve melodiye güvenmeniz gerekiyor çünkü melodiler kusursuz. Onlar yüce.

1980'lerde Asya'da müzik sahnesinde geçirdiğiniz zamanın, kariyerinize ve müzikal yolculuğunuza nasıl bir etkisi oldu?

Beni her anlamda olumlu etkiledi. Geçmiş olmasaydı, bugün de olmazdı. Domino!

"Standards" albümünüzde klasik caz parçalarını yeniden yorumladınız. Gelecekte başka türlerde ya da farklı kültürel etkilerle benzer projeler yapmayı planlıyor musunuz?

Elbette, neden olmasın. Her şey mümkün.

Müziğiniz, çeşitli yaş grupları ve dinleyici kitlesi tarafından benimseniyor. Sizce müziğinizin bu kadar geniş bir yelpazeye hitap etmesinin nedeni ne?

İnsanlar her zaman her konuda umut bulmak istiyor. En karamsar cümlelerde, en kötümser ruh hallerinde bile umuda dair bir şeyler arıyorlar. Albümleri ve şarkıları bir terapi ya da rahatlama biçimi olarak tekrar tekrar dinliyorlar. Sözlerde, müzikte ve enstrümanlarda mutlaka kendilerine dokunan bir şeyler buluyorlar. Müziği özel kılan da aslında bu. Çok basit bir duyguyla başlayan şey sizi bambaşka bir yolculuğa çıkarıyor. Biz farkında değiliz belki ama her yaş grubu, genç yaşlı fark etmeksizin bu duygularla yaşıyor ve besleniyor. Bence bu yüzden kendilerinden bir parça buluyorlar. Bu da benimsemelerine neden oluyor. Müzikte neredeyse bir terapi duygusu var. Bu yüzden şarkılarımın çoğunda pozitif bir ton var. Hatta melankolik gelebilecek şeyler bile... Eğer onları yeterince dinlerseniz, içlerindeki umudu görürsünüz. Bir sanatçı olarak çabam ve görevim insanların kendilerini iyi hissetmelerine yardımcı olmak.

20 yılı aşkın kariyer hayatınız boyunca müzik endüstrisinde çok şey değişti. Bu değişikliklerin müziğinize ve kariyerinize etkisi oldu mu? Yeni sanatçılara ne gibi tavsiyelerde bulunursunuz?

Sanırım müzik endüstrisi benim gördüğüm kadarıyla iki kategoriye ayrılabilir: sabitler ve değişkenler. Değişkenler; müziğin dağıtım sistemi, zamanın modası, o sırada neyin moda olduğu. Mesela bir şarkıya saksafon eklemek 80'lerde havalıydı. Şimdi o kadar havalı olmayabilir. Bunlar pek çok değişkenden birkaçı. Değişmeyenler; sadece birkaç tane var... Şarkı ve ses! Bunlar asla değişmez. İyi bir şarkı yazar ve onu yürekten, dürüstçe söylerseniz, aynı duygusal etkiye sahip olma eğilimindedir. Dolayısıyla bu iki şey benim için değişmiyor. Bu hayat seçimine başladım; çünkü bir şarkı duydum ve o şarkı hayatımı değiştirdi. Bu sayede bir şarkı yazarı ve şarkıcı olmayı hayal edebildim. Zaman değişti. Ne yaparsanız yapın, her iyi ve faydalı gelişmeyi ve ilerlemeyi hayatınıza entegre etmelisiniz. Müzikte bunu yapmak hem kolay hem de zordur. İşin içine duygular giriyor ve bunu maddi bir kavram olarak ele alamazsınız. Tabii bunları yaparken o ruhu da kaybetmemek lazım. Her değişimin içinde bir denge var. Müzikte de gelişirken bu dengenin ve uyumun korunması gerekiyor. Eğer birine bir tavsiyede bulunacak olsaydım, bu yavaşlamak ve önünüze çıkan her şeyi gerçekten takdir etmek olurdu.

İstanbul'da sahne alacağınız bu konser sizin için ne ifade ediyor? Türk dinleyicisiyle geçmişte yaşadığınız deneyimler hakkında neler söyleyebilirsiniz?

İstanbul'u ziyaret etme şerefine nail olduğum her anı çok sevdim. Performans sergilemek için İstanbul çok heyecan verici bir yer. Tabii ki şehrin kültür ve sanat yönünü çok iyi biliyorum. İstanbul'da her zaman gözleri parlayan ve şarkıların ruhunu yaşayan bir dinleyici kitlem var. Bu paha biçilemez bir şey. O yüzden bu tür sorulara cevap verirken kendimi yeterince doğru ifade edememekten korkuyorum. Ama konser sırasında bir an vardır... O an her şeyi anlatır.

Türkiye'deki konseriniz için özel bir hazırlık yaptınız mı? Sahne performansınızda İstanbul'a özgü bir sürpriz olacak mı?

2025'te yayınlamayı planladığım yeni bir müzik albümü üzerinde çalışıyorum. Ve okuyucularınıza konserimde birkaç parça çalmayı planladığımı söylemekten mutluluk duyuyorum. Tabii ki en iyi bilinen şarkılarımı da çalacağım. İstanbul'a bir ön gösterim yapmayı planlıyorum ve gösteri için çok heyecanlıyım.

İstanbul, Doğu ve Batı'nın birleştiği bir şehir. Sizce bu şehir müziğinize nasıl bir katkı sağlayabilir ya da performansınıza nasıl yansır?

Özellikle buradan ilham aldığımı söyleyemem. Ama ziyaret ettiğim ve konser verdiğim her şehir ve ülke bir ilham kaynağı. İstanbul çok özel bir şehir! Buraya geldiğimde bir sıcaklık hissediyorum. İçimi ısıtan bir şey var. Tarihi, dokusu, güzelliği, hikayesi, insanları, sokak hayvanları hepsi beni oraya çeken şeyler. İstanbul'da bir şeyden ilham almasaydım, beni çeken bir şey olmasaydı konser de olmazdı. Bu da kesinlikle performansa olumlu yansıyor.

Dünya genelinde pek çok sahnede yer aldınız. İstanbul'daki konserinizin atmosferini nasıl hayal ediyorsunuz?

Tekrar buluşacağımız için heyecanlıyım. Açık havada hayallerden daha güzel bir akşam olacağını düşünüyorum. Yeni albümden bazı şarkıları ilk kez çalacağım için bu şehrin şansına da inanıyorum.

Etiketler: konser, Seal, istanbul

EN ÇOK OKUNANLAR

Türkiye Kültür Yolu Festivali Başladı
Türkiye Kültür Yolu Festivali Başladı

Türkiye Kültür Yolu Festivali Başladı

1 dakika okunma süresi
Serafina'da Work Shop
Serafina'da Work Shop

Serafina'da Work Shop

1 dakika okunma süresi
Mert Alaş Paris'te Parti Verdi
Mert Alaş Paris'te Parti Verdi

Mert Alaş Paris'te Parti Verdi

1 dakika okunma süresi
Lacoste 2025 İlkbahar/Yaz Paris'te
Lacoste 2025 İlkbahar/Yaz Paris'te

Lacoste 2025 İlkbahar/Yaz Paris'te

1 dakika okunma süresi
Victoria's Secret Defilesinden En İyi Görünümler
Victoria's Secret Defilesinden En İyi Görünümler

Victoria's Secret Defilesinden En İyi Görünümler

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Sanatçı Portresi: Edvard Munch
Sanatçı Portresi: Edvard Munch

Sanatçı Portresi: Edvard Munch

Sanatçı Portresi: Caravaggio
Sanatçı Portresi: Caravaggio

Sanatçı Portresi: Caravaggio

Sanatçı Portresi: Egon Schiele
Sanatçı Portresi: Egon Schiele

Sanatçı Portresi: Egon Schiele

Sanatçı Portresi: Gustav Klimt
Sanatçı Portresi: Gustav Klimt

Sanatçı Portresi: Gustav Klimt

Sanatçı Portresi: Yoko Ono
Sanatçı Portresi: Yoko Ono

Sanatçı Portresi: Yoko Ono

Sanatçı Portresi: Selma Gürbüz
Sanatçı Portresi: Selma Gürbüz

Sanatçı Portresi: Selma Gürbüz

Sanatçı Portresi: Vincent Van Gogh
Sanatçı Portresi:  Vincent Van Gogh

Sanatçı Portresi: Vincent Van Gogh

Sanatçı Portresi: Frida Kahlo
Sanatçı Portresi: Frida Kahlo

Sanatçı Portresi: Frida Kahlo

Türk Resminin Öncü İsmi Mehmet Güleryüz
Türk Resminin Öncü İsmi Mehmet Güleryüz

Türk Resminin Öncü İsmi Mehmet Güleryüz

Sanatçı Portresi: Haluk Akakçe
Sanatçı Portresi: Haluk Akakçe

Sanatçı Portresi: Haluk Akakçe

Grammy Ödüllü Seal İstanbul'da
Grammy Ödüllü Seal İstanbul'da

Grammy Ödüllü Seal İstanbul'da

Sanatçı Portresi: Mark Rothko
Sanatçı Portresi: Mark Rothko

Sanatçı Portresi: Mark Rothko