Çağdaş Türk resminin öncü isimlerinden Mustafa Pilevneli, 60 yılı aşkın bir süredir görsel sanatların farklı dallarında üretim yapıyor. Yağlı boya ve akrilik tuval resimlerin, sulu boya ve renkli gravür çalışmaların yanı sıra cam, mozaik, vitray, seramik, ahşap, beton ve alüminyum gibi pek çok materyali kendisine tuval belliyor. Sanatçı, kimi zaman devasa yüzeyleri boyarken kimi zaman ufacık parçalara görkemli dünyalar sığdırıyor. Ancak değişmeyen bir şey var ki o da daima izleyiciyi, içinde kaybolacağı büyülü bir evrene taşıması.
Mustafa Pilevneli'nin ufuk açıcı dünyası, bir ömürlük sanatsal yaklaşımı, ustalık eserleri ve daha fazlası, 22 Eylül'de İş Sanat Kibele Sanat Galerisi'nde kapılarını açan "Mavilerde 60 Yıl" isimli retrospektif sergide bir araya getirildi. Seçkide, Pilevneli'nin çocukluk yıllarında aşina olduğu Bizans ikonalarının modern yorumlarından Bauhaus çizgisindeki modern soyutlama, minimal kompozisyonlar ve üç boyutlu uygulamalara, oldukça kapsamlı bir birikim sunuluyor.
24 Mayıs 1940 tarihinde İstanbul'da dünyaya gelen Mustafa Pilevneli, Kadıköy'ün çok kültürlü ortamında büyümesi nedeniyle sanatla erken yaşta tanıştı. Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Okulu'nun ardından Federal Almanya (DAAD) sanat bursu ile Stuttgart Güzel Sanatlar Akademisi'nde duvar resmi ve teknikleri konularını çalıştı. 82 yıllık ömrünün 60 yılını sanat üreterek geçiren Pilevneli'nin bazıları yurt dışında olmak üzere 60'tan fazla kişisel sergisi gerçekleşti. Pek çok ödül kazanan sanatçı, hayatının 50 yılını hocalık yaparak, yüzlerce öğrenci ve sanatçı yetiştirerek geçirdi. Bedri Rahmi Eyüboğlu, sanatçının bu üretkenliğini ve çok yönlülüğünü şu sözlerle tarif ediyor: "Hepimiz bir şeyler yapıyoruz ama Mustafa pentatlon yapıyor."
Sergi için hazırlanan kitapta Ömer Faruk Şerifoğlu, Pilevneli'nin son dönem resimlerinde mavi renge ağırlık vermesini, yaşamla ve kendisiyle iç hesaplaşması olarak yorumlayarak "Çoğu zaman şiir yazıyor, dahası şiiri çiziyor, boyuyor." ifadesini kullanıyor. Gerçekten de bu devasa sergideki her bir eser, ayrı ayrı birer şiir gibi ve bir araya geldiğinde göze hitap eden bir şiir kitabına dönüşüyor. Kimi zaman İstanbul'u "okuyoruz" bu şiirlerde, kimi zaman mitolojiyi; mavilerde geziniyor, tarih kokularıyla doluyoruz... Fenerbahçe'den tarihi yarımadaya, Boğaziçi'den Ege'nin kıyılarına, Bodrum manzaralarından Anadolu'nun tarihi motiflerine; geçmişten günümüze oldukça uzun bir zaman diliminde ve çok geniş bir coğrafyada yolculuğa çıkıyoruz.
Mustafa Pilevneli, arkadaşı Ali Pasiner için kaleme aldığı "Resimde Balık" başlıklı yazısında çocukluk ve ilk gençlik yıllarının suda, dere boyları ve deniz kenarlarında geçtiğinden bahsediyor. Belki de tam bu nedenle mavi renk, sanatçının yalnızca son dönemdeki eserlerinde değil, sanat hayatı boyunca ara ara döndüğü bir sığınak gibi. Mavi, bazen Pilevneli'nin resimlerine hüznü taşıyor bazen özlemi bazen neşeyi bazense tanıdık bir nostaljiyi. Sunay Akın, sergi kataloğu için kaleme aldığı yazıda çocuk yaştaki Pilevneli'nin sanata yelken açışını şu sözlerle anlatıyor: "Birdirbir oynayan, ip atlayan, papatyalar arasında dört yapraklı yonca arayan arkadaşlarının uzağında bir çocuk yerde oturmuş, elinde kalemiyle o güne kadar hiç görmediği bir mimari yapıyı defterine çizmektedir. Öylesine büyülenmiştir ki karşısındaki masal kulesinden, kendisine yanaşan öğretmenini fark etmez bile... Kağıttaki resim, buruna adını veren 'Fenerbahçe' feneridir... Mustafa Pilevneli'nin anımsadığı ilk resmidir, o gün yaptığı Fenerbahçe feneri." Denizle yani maviyle bağlantılı ve amacı yol göstermek olan bir mimari yapıyı çizdiği bu ilk resim, adeta sergide karşımıza çıkan sanat hayatının ipuçlarını veriyor. Bizler ise izleyiciler olarak, bu ipuçlarını bir araya getirerek mavilere boyanmış bir ömürlük şiir kitabını okuyoruz.
Mustafa Pilevneli'nin onlarca yıllık sanatsal birikimini seyirciyle buluşturan "Mavilerde 60 Yıl" sergisi, 11 Aralık 2022 tarihine kadar İstanbul Levent'teki İş Kuleleri'nde bulunan Kibele Sanat Galerisi'nde her gün ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.