(DasDas Sahne, 6 Mart)
20. yüzyılın en büyük atom fizikçilerinden Niels Bohr ve Werner Heisenberg, 1941 yılında Kopenhag'da tarihin akışını değiştiren bir görüşme yaparlar. Hakkında Hitler için atom bombası yaptığı iddiaları dolaşan Heisenberg, Nazi işgali altındaki Danimarka'da, yarı-Yahudi eski arkadaşı ve hocası Bohr'u ziyarete gider. Yanlış anlaşılmalar ve belirsizliklerle dolu bu görüşmenin sonucunda İkinci Dünya Savaşı'nın gidişatı ve milyonlarca insanın kaderi belirlenir. Heisenberg, Bohr ve Margrethe'ın huzura kavuşamayan ruhları, hayattayken yanıtlayamadıkları bir sorunun cevabını aramaktadır: "Heisenberg, Kopenhag'a neden geldi?" Belirsizlik, bellek, nezaret ve perspektif temalarını konu eden "Kopenhag" oyunu; bilimin ve sosyal hayatın temeli olan "belirsizlik" labirentinde modern fizik, felsefe ve ilişkilere dair bir anlatı kuruyor. Hakimi, savcısı ve sanığı sürekli olarak değişen sürreal bir davanın etrafında şekillenen sahneleme fikri, politik söylemlerin git gide sertleştiği çağımızda alınan kararlar ve sorumluluklar üzerine etik bir tartışma açıyor.
(Ara Sahne, 6 Mart / Pax Sahne, 11 Mart)
Yönetmenliğini Berfin Ertan ile Hakan Emre Ünal birlikte üstlendiği "Mahallemiz Eşrafından" oyunu, Rumların ve Türklerin bir arada yaşadığı bir adada geçen etkileyici bir hikayeyi anlatıyor.
(Moda Sahnesi, 6 Mart / ENKA Oditoryumu, 19 Mart / Fişekhane, 21 Mart)
"Kim Bu Ben" oyunu, 10 sene önce Engin Hepileri'nin yeni ve yenilikçi yapımları bir platform altında toplama kararıyla kurulan Tiyatro iN'in imzasını taşıyor. "Kim Bu Ben" oyunu; küresel iklim krizi, pandemi, neoliberalizm, bireyselleşme, dijitalleşme ve gözetleme kapitalizminin şifreleriyle uğraşan, aşk dolu kriminal bir gerilim. Rose Leilani'nin yazdığı, Onur Ünsal'ın çevirdiği, Engin Hepileri'nin yönettiği ve müziklerini Kenan Doğulu'nun yaptığı oyunda Beyza Şekerci, Onur Ünsal ve Neslihan Arslan yer alıyor.
(Zorlu PSM, 6, 20 Mart)
"Kibritin Ucunda" oyunu, 30'larının başında bir plaza çalışanı olan Kerem'in, başarı hırsının, çocukluğunun ve küçük bir felaket sonrası ziyarete gelen geçmişinin gölgesinde, kendiyle uzun ve derin bir hesaplaşmaya girişmesini konu alıyor. Kafasının içinden gelen seslere engel olmaya bıraktığı o soğuk İstanbul akşamında tüm çocukluğu kar taneleri gibi yerlere dökülür. Kerem'in hayatı o gece bir kibritin ucunda. Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun yazdığı ve Kayhan Berkin'in yönettiği "Kibritin Ucunda" oyununda Rıza Kocaoğlu'nu izliyoruz.
(Hope Alkazar Sahnesi, 7, 14, 15, 21, 22, 28, 29 Mart)
"Çirkin" tiyatro oyunu, izleyiciyi geleneksel masallardan ilham alan gerçeküstü bir ihanet hikayesiyle büyüleyici bir deneyime davet ediyor. Oyun, anlatı tiyatrosu ile dijital enstalasyonu birleştirerek izleyicileri de çevreleyen bir deneyim sunuyor. Bin yıllardır yaşayan, çirkin bir mahluk olan Şiva ve lanetlenmiş ölümsüz tavuğu ile geçmiş ve bugün arasında ilginç bir yolculuğa çıkacağınız Çirkin, Firuze Engin'in metni, Güray Dinçol'un yönetmenliği ve Nihal Yalçın ile Onur Berk Arslanoğlu'nun performanslarıyla hayat buluyor.
(Moda Sahnesi, 7, 14, 18 Mart)
Koffi Kwahule'nin en sert metinlerinden biri olan "DIKŞIN: Büyük Şans (Big Shoot)" oyununun yönetmenliğini Kemal Aydoğan üstleniyor. Oyuncu kadrosunda ise Onur Ünsal ve Mehmet Tekatlı yer alıyor.
(Kozyatağı Kültür Merkezi, 8 Mart / Trump Sahne, 10 Mart / FMV Işık Okulları Nişantaşı M. Benderli, 23 Mart)
Ayşe Kulin'in çok okunan romanı "Veda", Nedim Saban imzasıyla sahneye uyarlanıyor. "Veda" oyunu, Cumhuriyetin kurulduğu ilk günlerinin getirdiği değişim sancılarını ve gerilimi anlatıyor. Yazar Ayşe Kulin'in son Osmanlı nazırı olan dedesinin hayat hikayesini konu alan "Veda"nın oyuncu kadrosunda Nevra Serezli, Leyla Feray, Aziz Savran, Fatih Gülnar, Meral Asiltürk, Zeynep Sevi Yılmaz, Alişan Özkan, Gizemnur Topaloğlu, Gizem Çayhanoğlu yer alıyor.
(ENKA Oditoryumu, 8 Mart / Hann Sahne, 25 Mart / Kadıköy Emek Tiyatrosu, 27 Mart)
Alis Çalışkan'ın kaleme aldığı, yönetmenliğini Hakan Emre Ünal'ın yaptığı, Pınar Güntürkün'ün çarpıcı performansıyla dikkat çeken "Herkes Kocama Benziyor", bir pavyonda tuvaletçilik yapan Ayten'in kimi zaman neşeli kimi zaman hüzünlü hikayesine odaklanıyor. Pınar Güntürkün'e Afife Tiyatro Ödülleri'nde "Yılın En Başarılı Kadın Oyuncusu" ile Direklerarası Tiyatro Ödülleri'nde "Tek Kişilik Performans" kategorilerinde başarı getiren oyunda, bir kadının kendini var etme mücadelesini, kavgalarını, heveslerini, öfkelerini, dönüşümünü kendi anlatılarından dinliyoruz.
(Maltepe Dragos Sahne, 9 Mart / Mall of İstanbul Sahne, 10 Mart / Caddebostan Kültür Merkezi, 29 Mart)
"On Yıl Sonra" oyunu; seyircisini geçmiş ve gelecek arasında eğlenceli bir zaman yolculuğuna çıkarırken zaman zaman bu yolculukta duygusal molalar da veriyor. Rollerin sürekli yer değiştirdiği, geçmiş, şimdi ve gelecek arasında gezinen bir kovalamacada bir çift ve eski bir dostu, 10 yıl sonra gerçekleşen ilk buluşmada izliyoruz. Rüştü Onur Atilla, Özgün Bayraktar ve Doğan Akdoğan'ın rol aldığı bu romantik komediyi Mert Öner yönetiyor.
(Çevre Tiyatrosu, 9, 24 Mart)
Halim Şefik Güzelson arkadaşları Orhan Veli, Melih Cevdet, Sait Faik' ve Nurullah Ataç'ı uğrak mekanları olan Mösyö Lambo'nun Meyhanesi'ne davet etmiştir. İmzalı davetiyelerin arkasında ise bir not yazmaktadır; "Lütfen İçmeden Geliniz!" Bu gizemli davet üzerine şans eseri Suat Derviş'in meyhaneye uğraması, geceyi ayrı güzel kılar. Şimdi gecenin tek eksiği, sürprizli bir "Güzel Son"dur.
(Fişekhane, 9 Mart / Mall of İstanbul Moi Sahne, 27 Mart)
Mert Öner'in yönetmenliğinde, Sam Shepard'ın "True West" oyununa günümüzden bak "Cırcır Böcekleri İtler ve Biz" oyunu, Buğra Gülsoy ve Serhat Teoman'ın yenilikçi yaklaşımlarla projeler üretmek için kurdukları Art 12'nin ilk projesi. Biri kentli, eğitimli bir senarist diğeri ormanlara sığınan, özgür ruhlu bir hırsız olan iki kardeşin birbirlerini keşfetme ve birbirlerine dönüşme hikayesini konu alan "Cırcır Böcekleri İtler ve Biz", Serhat Teoman ve Buğra Gülsoy'a başarılı oyuncular Burak Sarımola ve Ayşe Lebriz Berkem eşlik ediyor.
(FMV Işık Okulları Nişantaşı M. Benderli, 10 Mart / Mall of İstanbul Moi Sahne, 13 Mart / Caddebostan Kültür Merkezi, 17 Mart)
"Ahududu" isimli oyunun kahramanları olan iki yaşlı kadın, bir konakta, yeğenleriyle birlikte münzevi bir hayat yaşamakta ve konağın tek kişilik bir küçük odasını günlük olarak kiralamaktadır. Aile, kendilerinin yaşamış olduğu mutsuzluğun bir izdüşümü olarak değerlendirdikleri ve acıdıkları yalnız insanları, daha güzel bir hayata kavuşturmak için kimyasal bir formül bulduklarına inanırlar. Zehir kattıkları ahududu likörünü içen kişiler acısız bir biçimde öbür dünyaya göç etmektedir.
(Kadıköy Boa Sahne, 10 Mart / Ara Sahne, 17 Mart / Bahçe Galata, 28 Mart)
Yusuf Umut, tanımlayamadığı ama vazgeçemediği bir özgürlüğün peşinde kendi yolculuğunu anlatıyor. "N'olucak Bu Yusuf Umut'un Hali" oyunu, özgürlük sınırlarından taşan Yusuf Umut'u en sonunda aradığı ortama yakınlaştırıp, onu çekyatların, kuralların, sınırların dünyasından kurtarabilecek mi sorularının cevabını bulmaya çalışıyor.
(Moda Sahnesi, 11 Mart)
Barış Atay'ın yazıp tek başına oynadığı, Edip Tepeli'nin yönetmenliğini üstlendiği tiyatro oyunu "İntihar Şov", "Hangimiz hayatın anlamını uzun uzun düşünüp bir cevap aramadık ki ya da cevap bulamayıp, çaresiz hissetmedik?" sorusunu sordurarak, seyirciyi bir yazarın hayatıyla ve seçimleriyle kendi zihninde hesaplaştığı son ana şahit ediyor.
(Zorlu PSM, 11-12, 23-24 Mart)
Samuel D. Hunter'ın aynı isimli oyunundan uyarlanarak geçtiğimiz seneye damgasını vuran, Akademi Ödülleri'nde aldığı üç adaylığın yanında, Brendan Fraser'a "En İyi Erkek Oyuncu" Oscar'ını kazandıran "The Whale (Balina)" filmi, bir baba-kızın çok geç kaldıkları küçük bir kavuşma hikayesini anlatıyor. Zorlu PSM, Craft ve Freestage ortak yapımcılığında, İbrahim Çiçek'in yönettiği "Balina" oyunu ise Enis Arıkan, Şebnem Bozoklu, Yağız Can Konyalı, Helin Kandemir ve Emine Evirgen'in performanslarıyla sahneye taşınıyor.
(Maximum Uniq Hall, 11 Mart / Zorlu PSM, 24 Mart)
Peter Shaffer tarafından kaleme alınan, dünya müzik tarihinin unutulmaz bestecileri Wolfgang Amadeus Mozart ile Antonio Salieri'nin eşsiz hikayesi "Amadeus" yeni sezon temsillerine devam ediyor. Usta yönetmen Işıl Kasapoğlu rejisiyle Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertaiment iş birliği ile tiyatroseverlerle buluşan oyunun başrollerini Selçuk Yöntem (Antonio Salieri), Tansu Biçer (Wolfgang Amadeus Mozart) ve Dilan Çiçek Deniz (Constanze Weber) paylaşıyor. Sahne önünde 35, sahne arkasında 20 kişiden oluşan toplam 55 kişilik dev ekibiyle sezonun en çok ses getiren prodüksiyonlarından birisi olan "Amadeus", dünyada bir ilk olan çalınabilir yazı karakteri sayesinde Pazarlama ve Reklamcılık alanlarında ödüller kazandı. Altı tane "Kristal Elma" ve dört adet "Felis" ile bu ödülleri alan ilk ve tek tiyatro oyunu olmasının yanında "ADC 100th Annual Awards"ta "Logo" kategorisinde ödül alarak uluslararası alanda başarı kazandı. XX. Direklerarası Seyirci Ödülleri'nde Yönetmenimiz Işıl Kasapoğlu En iyi Yönetmen, Selçuk Yöntem Sürekli Mükemmeliyet, Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment En İyi Prodüksiyon, olmak üzere üç dalda ödüle layık görüldü.
(Zorlu PSM, 11 Mart / Maximum UNIQ, 27-28 Mart)
Doğu ve batı, eski ve yeni, geleneksel ve modern kutupları arasında salınıp duran Ahmet Hamdi Tanpınar'ın zamansız eseri "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" tiyatro oyunu olarak sahneye taşındı. "Saatleri Ayarlama Enstitüsü" oyunu, Serkan Keskin'in onlarca surete büründüğü performansı ile Serdar Biliş'in yönetmenliğini bir araya getiriyor.
(Altkat Sanat, 12, 17, 19, 26, 30 Mart)
"Faust" oyunu, evrenin bütün bilgisine sahip olmaya çalışan bir entelektüelin bu uğurda şeytanla karanlık bir anlaşmaya varmasını anlatıyor. Unutulmuş bir geleneksel form olan Meddah formunu çıkış noktası olarak alıp, çağdaş bir Meddah anlatısı yapmanın derdine düşüyor. Marx'ın, modern dünya için söylediği "katı olan her şey buharlaşacak" sözüne kulak verip, Faust'un hikayesini modern dünyanın çelişkileri ve açmazları üzerinden yorumluyor.
(Zorlu PSM, 13, 20 Mart / Fişekhane, 18-19 Mart)
Betonların göğü henüz delmediği zamanlarda büyük şehrin sokaklarında, apartman önlerinde büyüyen bir kız çocuğu. Güzeller güzeli ev kadını anne ile titiz avukat babanın tek kızı: Handan. Sokakların da anne babasıyla yaşadığı evin içi gibi huzursuz olduğu zamanlardan geçerek büyüyen, kendi yolunu bulan bir genç kadın... Kafasının ve kalbinin içi seslerle dolu; çok uzaklardan gelen bir melodi, kuşlar, rayların sesi, sevinçli bir hediye paketinin hışırtısı, annesinin, babasının, babaannesinin, halasının sesi... Sonra birden fazla 'çat' sesi, farklı zamanlarda, farklı evlerin duvarlarında yankılanan... Karşımıza yetişkin bir kadın olarak çıkan Handan'la tanıştığımızda; o, çocukluğundan bugüne uzanan bir hikayeye çoktan dalıp gitmiş olacak. Handan'ın ve onun hafızasından çıkıp gelen annesi Feri'nin öyküsü, 1960'lardan bugüne uzanan bir anlatıya yerleşiyor. Murat Mahmutyazıcıoğlu'nun kaleminden çıkan, çok kişiyle kesişen bu tek kişilik kadın oyunu, Hira Tekindor'un yönetiminde, Zerrin Tekindor'un performansıyla seyirciyle buluşmaya devam ediyor.
(Caddebostan Kültür Merkezi, 13 Mart / DasDas Sahne, 28 Mart)
Şahika Tekand'ın yazıp yönettiği "10 Adımda Unutmak (Anti-Prometheus)" oyunu, bireysel küçük dünyasına sıkışmış; hayata müdahale etme yeteneğini, büyük umutlarını ve uzun vadeli projelerini, kısa vadeli ve küçük kazanımlara feda etmiş; kendisine sunulan küçük konforlar aracılığıyla çevresine ve çevresindeki insanlara ve sorunlara duyarsızlaştırılmış; maruz bırakıldığı bilgi bombardımanı içinde giderek farklı bir anlamda bilgisizleşmiş ve sonuçta cahilleştirilmiş çağdaş insanın tragedyasını konu alıyor.
(Maximum Uniq Hall, 15-23 Mart / Bostancı Gösteri Merkezi, 27 Mart)
Yapımını BKM'nin üstlendiği, Yılmaz Erdoğan'ın kalemi ve Demet Akbağ'ın performansını buluşturan "Aydınlıkevler", izleyiciyi 70'li yılların atmosferine götürüyor. Salih Bademci ve Sinem Ünsal'ın da yer aldığı oyunda tiyatroseverler tüm zamanlara ait olabilecek bir öyküye tanıklık ediyorlar.
(Zorlu PSM, 15 Mart / Ses 1885, 27 Mart)
"Canavar" isimli oyunda, bir imza günü için küçük bir Anadolu şehrine gelmiş olan roman yazarı Kemal Sönmez, yıllardır görüşmediği kuzenleri Aslı ve Derya'yı ziyaret eder. Kız kardeşler bu habersiz ziyarete hazırlıksız yakalanır. İki kız kardeş, Kemal'in de önerisiyle tarifini unuttukları ve yıllardır yemedikleri aile yemekleri "Kapama"yı yapmaya karar verir. Yapması hatırladıklarından kolay, yemesi ise tahmin ettiklerinden zor olan yemek hazırlanırken, Kemal'in ziyaretinin altındaki gerçek sebep ortaya çıkar.
(Zorlu PSM, 17-18 Mart)
Kurtuluş Savaşı Müzesi'ne yapılan okul gezisi sırasında ortadan kaybolan dört arkadaş, kendilerini bir anda Mustafa Kemal'in Milli Mücadele'yi başlattığı Bandırma Vapuru'nda bulurlar. Bandırma'yı sarsan dalgalardan Meclis'in açılışına, Büyük Taarruz'dan Cumhuriyet'in ilanına uzanan; genç, yaşlı, çocuk, kadın ve erkek nice isimsiz Cumhuriyet kahramanının yarattığı Milli Mücadele serüvenini "1923" müzikalini; danslar, müzikler, etkileyici bir sahne tasarımı ve multimedya şovu eşliğinde izliyoruz.
(Trump Külür ve Gösteri Merkezi, 24 Mart / Ataköy Yunus Emre Kültür Merkezi, 25 Mart)
İspanyol yazar ve şair Alejandro Casona'nın dünya klasikleri arasında yer alan "Ağaçlar Ayakta Ölür" isimli bu duygusal komedinin çevirisini ve yönetmenliğini Nedim Saban üstleniyor. 11 yıl sonra bu oyunla tiyatroya dönen Nevra Serezli, oyunda yüreği torun özlemiyle dolu büyükanne rolünü üstleniyor. Serezli'ye oyuncu kadrosunda Aziz Sarvan, Meral Asiltürk, Önder Atakanlı, Emre Ozan, Meltem Özlevent, Beyza Vural eşlik ediyor. Çocuklarını bir uçak kazasında kaybetmiş olan bir ailenin tek varlığı torunlarıdır. Ancak, geleneklerine bağlı olan dede, hırsızlık yaparken yakaladığı torunu ile bağlarını kopartır. Yıllar geçtikten sonra, büyükanne, sağlık sorunları nedeniyle yaşamdan ayrılmadan önce torununu son kez görmek isteğine kapılır. Ancak dede, torunun nerede olduğunu bilmediği için Bir Dilek Tut Derneğine eşinin bu isteğinin yerine getirilmesi için torun rolü oynayacak birileri bulması için başvurur. Kendisine oynanan bu oyunu sorgulamadan kabul eden ve bir yalan içinde yaşamayı acı gerçeğe yeğleyen büyükannenin dünyası, gerçek torunun boy göstermesiyle yıkılır.
(Zorlu PSM, 27-28 Mart)
Uraz Kaygılaroğlu'nun William Shakespeare'e, Nezaket Erden'in Viola karakterine hayat verdiği, sayısız ödülün sahibi efsanevi filmden aynı isimle Türkiye'de ilk kez sahneye uyarlanan "Aşık Shakespeare" oyunu, Serdar Biliş'inyönetmenliği ile sahneye taşınıyor. Kaygılaroğlu ve Erden'e oyuncu kadrosunda Şebnem Sönmez, Merve Polat, Kerem Arslanoğlu, Ceren Taşçı ve Ekrem Can Arslandağ eşlik ediyor. Tiyatrodaki pek çok kalıbı yıkan ve tiyatroyu yeniden inşa eden William Shakespeare'in 16. yüzyıl İngiltere'sinde, yeni oyunuyla kendini ispat etme çabası içindeki gençliğine ve genç bir kadının erkeklerin dünyasında sahneye çıkmak için verdiği mücadeleye odaklanan "Aşık Shakespeare", Shakespeare dönemi tiyatrosuna ve yaşamına dair çağdaş bir perspektif sunuyor.
(Fişekhane, 28 Mart)
Yılın en sıcak gününde, aile içi hesaplaşmalar ve ortaya çıkan sırlarla dışarıdaki yangının içerideki kaosa karıştığı, hiçliğin ortasında bir çiftlik evinde vazgeçmiş bir baba, çabalayan bir oğul ve yorgun bir sevgili bir araya geliyor. Levent Can, Hande Doğandemir ve Erdem Kaynarca'nın birlikte rol aldığı "Eksik" oyunu, her şeye rağmen sürdürülen hem dramatik hem de komik bir aile olma çabasını sahneye taşıyor.