Moda ve sanatın yan yana geldiği her çalışma bizi büyüleyici bir deneyime ortak ediyor. Galata Rum Okulu'nda açılan, çanta tasarımcısı Serra Türker Bayır'ın kurucusu olduğu Misela'nın 15 yıllık serüvenine bir övgü niteliği taşıyan "Crafting Realms" sergisi de bu büyüleyici çalışmalardan biri. Sanatçı Alphan Eşeli'nin, Misela tasarımlarını yapay zekayla birleştirerek yarattığı 15 eserden oluşan sergi, sanat ve moda arasındaki ilişkiyi yeniden tanımlıyor. Alphan Eşeli, Misela'nın yolculuğundan ilham alarak sergide değindiği 15 kadın ve şehrin hikayesini şu sözlerle anlatıyor: "Her eserdeki şehrin ve kadının başka bir hikayesi var ve sergiden sonra da yaşamaya devam edecekler." Misela'nın 15 yıllık yolculuğunda, Eşeli'nin sanatında hayat bulan 15 kadın ve şehrin hikayesine ortak oluyoruz.
Misela'nın 15 yıllık yolculuğunu kutlayan "Crafting Realms" sergisine imza attınız. Bu sergiyi yapmaya nasıl karar verdiniz?
Serra (Türker Bayır), '74ESCAPE Magazine'e özel yaptığımız AI sayısından ne kadar etkilendiğini anlatmıştı. Bu etkileşim, markanın 15'inci yılını kutlarken yeni ve çarpıcı bir çalışma yaratma fikrini doğurdu. "Crafting Realms" sergisi; sanat ile moda, insan yaratıcılığı ile yapay zeka arasındaki etkileşimi vurgulayarak, bu alanlardaki sınırları zorlamayı amaçlıyor.
Serra Türker Bayır'ın kurucusu olduğu Misela ile ilk kez ne zaman yollarınız kesişti?
ISTANBUL'74 çatısı altında faaliyet gösteren kreatif ajansımız '74STUDIO, uzun zamandır Misela ile birlikte çalışıyor.
Sergide yer alan eserlerin yaratım sürecini sizden dinleyebilir miyiz?
Çıkış noktamız Misela'nın ikonik tasarımlarından hareketle gelenek ve yenilik arasında bir ilişki kurarak, yaratıcı ifadenin sınırlarını zorlamak. Bunun için insan zihninin yaratıcılığını, yapay zeka ile birleştirdik. Sergi, 15'inci yıla atıfta bulunmak için 15 Misela tasarımından ilham alarak, 15 kadının ve 15 şehrin ruhunu kurgusal bir gerçeklik içinde ele alıyor. Kimlik, şehir ve tasarım dünyaları arasında zengin bir diyalog oluştururken, izleyicileri de bu kurgusal evrene dahil etmeyi amaçlıyor.
Sergiyi oluştururken Misela tasarımlarının hangi yönleri size ilham oldu?
Misela'nın zamansız tasarımları, geleneksel zanaatkarlığı, modern ve yenilikçi bir bakış açısıyla birleştirmesi ve kadınların özgün hikayelerini anlatması, serginin temel ilham kaynakları.
Misela tasarımlarını şehirler üzerinden anlatmanızın özel bir nedeni var mı? Hangi şehirler, Misela ile özdeşleştirmenizin bir parçası oldu?
Şehirler, Serra Türker Bayır'ın yıllar içinde Misela tasarımlarını yaratırken ilham aldığı kültürlerin ve kimliklerin sembolü. Sergiye dahil olan şehirler arasında İstanbul, New York, Londra, Milano, Paris, Berlin, Tokyo, Edinburgh, Reykjavik, Cape Town, Lizbon, Kopenhag, Venedik ve Los Angeles var. Her eserdeki şehrin ve kadının başka bir hikayesi var ve sergiden sonra da yaşamaya devam edecekler.
Sergide Misela tasarımından hareketle 15 kadının ve 15 şehrin hikayesini anlatıyorsunuz. Bu bağlamda izleyiciyi nasıl bir diyaloğa davet ediyorsunuz?
Sergi; kimlik, şehir ve tasarım dünyaları arasında zengin bir diyalog oluşturduğu gibi, izleyicileri de bu kurgusal evrene dahil etmeyi hedefliyor. İzleyicileri, her bir tasarımın ardındaki anlamı ve sembolizmi keşfetmeye davet ediyor.
Sergiye gelen izleyicinin buradan ne tür duygularla ayrılmasını temenni edersiniz?
Sergi, insan yaratıcılığı ile teknolojinin sınırsız potansiyeli arasındaki etkileşimin bir yansıması. İzleyicileri, yapay zeka ile oluşturulmuş görüntülere bakarken, bu sonsuz olasılıklar üzerinde de düşünmeye teşvik etmek istiyoruz.
Bir markanın öyküsünü sergiyle anlatmanın zor yanları var mı? Siz bu sergiyi hazırlarken en çok zorlandığınız nokta neydi?
Vizyonlarımız ve yeniliğe duyduğumuz tutku benzer olduğundan, çok zorlanmadım. Yalnızca ortaya çıkan işler arasından seçim yapmak zor oldu diyebilirim.
Bu sergide sanat ile teknolojiyi yan yana getirerek sınırları zorluyorsunuz. İnsan yaratıcılığının bu anlamda size göre sınırı var mı?
İnsan yaratıcılığının sınırı, hayal gücümüz... Yani sonsuz! Yapay zeka ile şimdiye dek denenmemiş yeni olasılıklar aralanıyor ve bu, oldukça ilham verici.
Başarılı filmler yapan ödüllü bir yönetmen olarak, yedinci sanat ile teknoloji ilişkisi hakkında neler söylemek istersiniz? Yapay zeka bu anlamda sizi korkutuyor mu?
Aksine heyecanlandırıyor. Sanat, özünde çağlar arasında ebedi bir köprü; geleceği hayal ederken geçmişle bağlantı kurmamızı sağlayan bir araç. Yapay zeka beni korkutmak yerine, sanatın yeni ve ilginç alanlarını keşfetme olanağı sağladığından, heyecanlandırıyor.