İki yıl aradan sonra uluslararası sanat dünyası 59. Venedik Bienali'nde yeniden bir araya geliyor. Kadınların öne çıktığı, ilklerin yaşandığı bu yılki bienalin küratörü Cecilia Alemani, "Bu pozisyona sahip ilk İtalyan kadını olarak, kadın sanatçılara vizyonlarını ve toplumumuzu yansıtan benzersiz projeler yaratmaları için bir ses vermek niyetindeyim" diyor.
Venedik Bienali 59. Uluslararası Sanat Sergisi'nde; İKSV organizasyonuyla, Arsenale'deki Türkiye Pavyonu, Türk çağdaş sanatının öncü isimlerinden, heykeltıraş Füsun Onur'u ağırlıyor. Serginin küratörü, İstanbul Bienali ve İKSV'deki Güncel Sanat Projeleri Direktörü Bige Örer.
23 Nisan - 27 Kasım 2022 tarihleri arasında gerçekleştirilecek 59. Venedik Bienali'nde, ABD'yi ilk kez siyahi kadın heykel sanatçısı Simone Leigh temsil ediyor. Heykellerinde siyahi kadınların gücünü, dayanıklılığını yansıtan, Chicago doğumlu Simone Leigh; 125 yıllık bienal tarihinde bu ünvanı elde eden ilk siyah sanatçı oldu. ABD'de ilgi uyandıran heykellerini Venedik'e taşıyan Leigh, Boston Modern Sanat Enstitüsü ile birlikte standını düzenleyerek bienalde yerini aldı.
Afrika sanatından beslenerek siyahi kadınların mücadelesini, anıtsal kadın büstlerinde somutlaştıran 50 yaşındaki Leigh, son yıllarda koleksiyonerlerin gözdesi ve Sotheby's gibi önemli müzayedelerde yıldızı parlıyor. Sanatçı, modaya da ilham kaynağı oluyor. Zendaya, Leigh'in anıtsal bir kadın heykeline giydirdiği saman rengi rafya eteği, ABD'de yayınlanan moda ve sanat dergisinin kapak çekimi için giyerek poz verdi.
"Heykellerimi siyahi feminist düşünürlerin özlü sözleri ateşler" diyen Leigh'in, tıpkı bir tuğla ev gibi, siyah kadının dayanıklılığını yansıtan "Tuğla Ev" (Brick House) adlı büyük boyutlu anıtsal heykeli Pensilvanya Üniversitesi bahçesinde ve New York'ta açık havada sergilendi.
59. Venedik Bienali'nin bu yılki konusu, sürrealist (gerçeküstücü) ressam Leonora Carrington'ın "Düşlerin Sütü" (Milk of Dreams) adlı kitabındaki naif bitki ve hayvan çizimlerinden ilham alıyor. Bu çizimler, Carrington'ın oğullarına anlattığı hikayelere eşlik eden resimler.
Yaşadığı dönemin baskısından kaçarak, kitabında kendine özgür bir evren yaratan Carrinton'ın; çocuksu, birbirine dönüşebilir bitki ve hayvan figürleriyle dolu düşler dünyası, bienal sanatçılarının çıkış noktası oldu.
Sanatçılar, "Hayvanı, bitkiyi, insan ile insan olmayan varlıkları ayıran farklar nelerdir? Yaşadığımız gezegene karşı sorumluluklarımız nelerdir?" gibi sorulardan yola çıkarak eserlerini ürettiler. Bu yılki bienalde ilk kez Afrika ve Asya'dan sekiz yeni ülkenin sergileri yer alıyor.
Venedik'teki Türkiye Pavyonu, 2014 yılında İKSV girişimi ve 21 destekçinin katkılarıyla kalıcı hale geldi. Türkiye Pavyonu, Eski Venedik Tersanesi Arsenale'de, Sale d'armi binasındaki mekanında bu yıl, Füsun Onur'un "Evvel zaman içinde" sergisiyle kapılarını açıyor. Mekana özgü işleriyle ilgi çeken, özel yaşamına ait gündelik objeleri sanatına taşıyan Onur'un; duygusal çağrışımlar uyandıran, naif, şiirsel dünyası sanatseverlerle buluşuyor.
Kuzguncuk'taki baba yadigarı yalısında yaşayan ve 50 yıldır sanatsal üretim yapan Füsun Onur, yeni sergisinde kedilerden ilham almış. Metalleri eğip bükerek yarattığı naif kedi figürleriyle minyatür, masalsı bir dünya sunuyor. İnsanların yol açtığı, gezegenimizin geleceğini tehdit eden yönetim anlayışına karşı, birleşip mücadele eden bir grup kedi ve farenin öyküsünü, naif bir üslupla anlatıyor. Kırılgan metal figürler, pinpon topundan kafaları, renkli krapon kağıdından kıyafetleriyle, oyun hissi veren sahneler canlandırıyorlar.
Eve dair geleneksel dokuma, tekstil, ahşap gibi gündelik malzemelerin çağrıştırdığı zaman, mekan, ritim ve biçim konularına odaklanan sanatçının işleri, özel yaşamından izler taşıyor.
Füsun Onur'un ilgi çeken "Çiçekli Kontrpuan" adlı yerleştirmesi, 2014'te Arter'de yeniden düzenlenmişti. Sanatçı, mavi kumaşla kaplı odasının içini düzenlerken, çok sesli müzikte uyum anlamına gelen 'kontrpuan' teriminden ilham alıyordu. Objeler ve mekan arasındaki uyumu yansıtan bu oda, izleyiciye zamanın durduğu hissini yaşatıyor; zamansızlık, akış gibi zıt duygular çağrıştırıyordu.
1970'lerin başında kavramsal sanatın Türkiye'de yer edinmesinde öncü rolü olan Füsun Onur'un, sanatını yansıtan bir monografi de Venedik'teki sergiye eşlik ediyor. Editörlüğünü, Bienal Direktörü Bige Örer ve Nilüfer Şaşmazer'in birlikte üstlendiği yayında Ahu Antmen, Anna Boghigugian gibi birçok küratör, sanatçı ve sanat tarihçinin yazıları yer alıyor. 19 Nisan'da ön izlemesi gerçekleşecek olan bienal, 23 Nisan 2022'de kapılarını açıyor.