Lara MUTLU - [email protected] / Fotoğraf: Ertan DEMİRBİLEK
Nişantaşı’nın en sevdiğim binalarından birine, sürprizi bol bir mağaza açılacağına öğrenince bir hayli sevindim. Nihayet burası kapılarını yeniden açacak. Aslında buraya mağaza demek haksızlık olur. Openhaus, yepyeni bir platform. Mekanın detaylarını kurucusundan dinledik.
Openhaus’u açmaya ne zaman, nasıl karar verdiniz?
Yıllardan beri süregelen çok markalı mağazacılığa daha enerjik; hem tüketiciyi, hem de markaları mutlu edecek dinamik bir form kazandırmak her zaman aklımdaydı. Bunu nasıl yapabileceğimizi düşündüğümde ise markalara belirli süre ev sahipliği yapan, devamlı değişen, bir sonraki ayda neler olabileceği konusunda merak uyandırıcı bir mağazacılık sistemi oluşturduk. Openhaus, yalnızca moda değil; tasarım, dekor, etkinlik gibi farklı alanlardaki trendleri içerisinde barındıran yepyeni bir yapı. Bu platformda, Türkiye’de kendilerini tanıtmak isteyen birçok marka yakalayabilecek.
Burayla ilgili sizi en çok heyecanlandıran şey nedir?
Hayalimi gerçekleştirmek! Inovatif bir yapı olan Openhaus her zaman kendi dinamiğini içinde taşıyan, farklı şeyleri bir arada bulabileceğimiz bir platform olarak kalacak.
Burada yer alan markaları seçerken kriterlerleriniz nelerdi?
Openhaus platformunda, Türkiye’de kendilerini tanıtmak isteyen birçok marka bu fırsatı yakalayabilecek.
Openhaus’un dinamiği bizlerin ve bize dahil olan markaların en büyük ortak paydası. Birçok yerli marka ve tasarımcılar ile sürpriz iş birlikleri Openhaus’ta misafirleri ile buluşmayı bekliyor.
Alışverişten başka neler olacak burda?
Yerli ve yabancı moda markalarının kapsül koleksiyonları, yemekleri ile tadı damağınızda kalacak restoranının yanı sıra sanat severler için kitapevi ve yaratıcı dekorasyon fikirleriyle üç kattan oluşan 800 metrekarelik mağazası ile hayatımıza giriyor Openhaus.
Openhaus ismi nereden geliyor?
Global dünyada daha İskandinav bir görüntü daha net ve temiz bir çizgi çizerek yaratılan Openhaus kapılarını herkese açık tutması için iki lisanın birleşiminden oluşturuldu. İngilizce/Almanca kökenleri ile birleştirildi. Bulunduğumuz çok önemli lokasyondan da etkilenilerek bu isimde karar kılındı.
Burayla ilgili en büyük hayaliniz nedir?
Hedefimiz ilk iki sezon tecrübesinin hemen sonrasında yurt dışına, özellikle de Avrupa coğrafyasına bu formatı taşımak olacak. Openhaus olarak, Türkiye’nin geleceğine duyduğumuz inançla, inovasyon ve yatırıma devam edeceğiz.