Röportaj: Ceylan YENİACUN
Fotoğraf: Nihat ODABAŞI
Fotoğraf Asistanı: Taner YAMAN
Styling: Bilgecan KOÇANA
Styling Asistanı: Can ALTUNEL
Saç: Emre ALTIN
Makyaj: Akın SERT
Video: Fatih ER
Çocuklarına hayatlarının bir döneminde başka bir yerde yaşayacaklarına dair söz veren Bennu Gerede, kısa bir araştırmanın ardından kendini dört oğluyla birlikte Bali’de buluyor. İlk duyduğumda “Nasıl yani bu kadar çabuk mu karar verdin?” diyorum ama Bennu’yu tanıdıkça, onun özgür ruhuna şahit oldukça şaşırmamam gerektiğini anlıyorum. Bennu ve oğulları Dilan, Daren, Miro ve Kai iki yıl Bali’de yaşadıktan sonra kaldıkları yerden İstanbul’daki hayatlarına devam ediyorlar. Biz de onların çok merak edilen yaşamlarına konuk oluyoruz. Her odadan farklı bir sesin çıktığı, alışılmışın dışında ama bir o kadar da sıcak ve samimi bir ev onlarınki... Dört kardeşin birbirlerine olan bağlılığına ve bunun en büyük mimarı olan annelerine duydukları hayranlığa kayıtsız kalmak imkansız. Bennu ve oğullarının hayatlarını yakından tanımaya ne dersiniz?
Birkaç yıl önce Bali’ye yerleşmeniz çok ses getirmişti. Bu kararı nasıl verdiniz?
Aslında o süreçte A.B.D. planları yapıyordum ama bazı sebeplerden dolayı gerçekleşmedi. O sırada da oğlum Dilan dedi ki “Arkadaşım Bali’de yaşamın çok uygun olduğunu söyledi. Sörf, yoga, meditasyon, masaj, tam senlik, bayılırsın!” dedi . Ben daha önce hiç araştırmamıştım. Eat Pray Love kitabından okuduğum kadarıyla Bali’ye hakimdim. Anneme dedim ki “hadi gel birlikte gidelim,” ve gittik! Neden bu kadar ısrar ettim diye sorarsan, sebebi çocuklarıma hayatımızın bir döneminde başka bir yerde yaşayacağımıza dair söz vermiştim ve o sözü gerçekleştirmemiştim daha henüz!. Ağustos başıydı annemi alıp üç günlüğüne Bali’ye gittik. Orada Türk bir emlakçıyla tanıştık, arkadaş olduk, Salih, inanılmaz yardımcı oldu. Hemen ev tuttuk, çocukların okullarını ayarladık. Ağustos sonu gibi de bir anda kendimizi oraya yerleşmiş bulduk.
Bali’de hayat nasıldı peki?
Rüya gibiydi. Hala orada gerçekten iki sene yaşadığımıza inanamıyorum. Çok büyülü bir yer. Tabii ki her yer gibi oranın da zorlukları vardı. Adadaki hava kirliliği artı çöp sorunu gerçekten içler acısı! Fakirlik de öyle. Oradaki tek fark Bali insanları fakir bile olsalar güler yüzlü ve ellerindekiyle yetiniyorlar, ortam inanılmaz pozitif. Herkes mutlu. Bali’ye ilk ayak bastığımda dedim ki bu ada bir kadın, adeta anaç bir kadın. Ya seni sarıp sarmalıyor ya da geri çeviriyor. Şanslıydık çünkü beni ve çocuklarımı sarmaladı.
Herkesin çok merak ettiği soruyu sormak istiyorum. Dört erkekle hayat nasıl?
Çok keyifli ve hiçbir şeye değişmem! Onların hayatımda olması bana güç veriyor. Sahip çıkıyorlar, koruyorlar. Ben zaten çocukken hep bir abim olsun istemiştim. Şimdi dört tane oğlum olduğu için çok mutluyum. Onların aşk hikayelerine şahit olmak, paylaşmak, dertleşmek, çok keyif veriyor bana. Bol bol testosteron var etrafta!
Çocuklarınızı büyütürken zorlandığınız anlar oldu mu?
Hepsi geride kaldı ama o dönemde tabii ki oldu. Krizler yaşanıyor, çıldırdığın noktalar oluyor. Çocuk büyütmek gerçek bir sınav ama aynı zamanda dünyanın en keyifli şeyi. Böyle bir koşulsuz sevgiyi ben hayatımda görmedim. Kalbim her geçen gün daha da büyüyor ve patlayacak gibi oluyor.
Özgür ruhlu biri olarak hem dört çocuk annesi olup hem de kendinize ait bir dünya yaratmayı nasıl başardınız?
Annem çok destek oldu. O olmasa gerçekten dört çocuk doğuramazdım. Bunun için de müteşekkirim. Bakıcı konsepti bana çok uyan bir şey değil ve o yüzden hep freelance çalıştım. Babamın bir lafı vardır “Her zaman ayaklarını yere sağlam bas, asla hiç kimseye güvenme.” Annem de” Bütün erkekler gelip geçicidir ama çocuklar kalıcıdır” der. Bunlar benim hayatıma etki eden cümleler. Hep bir asi tarafım vardı çocukluğumdan beri. Hala asiyim ama anne olduktan sonra daha sorumluluk sahibi oldum. Çocuklarım da benim gibi ayakları yere sağlam basan ama aynı zamanda özgür ruhlu ve özgüvenli oldular. Kabile gibiyiz. Onlar bir şekilde benim yansımam ve sürekli onlardan bir şeyler öğreniyorum.
Yeniden yurt dışında yaşama planlarınız var mı?
Kesinlikle çok istiyoruz.
Sizin için Bali’de hayat nasıldı?
Daren: Bali’nin bana verdiği deneyimi asla unutmayacağım. Oraya 16 yaşımda gidip iki sene yaşamak hayat boyu unutamayacağım bir rüyaydı.
Dilan: Bali’ deki hayatımızı anlatmaya kelimeler yetmez. Liseyi öyle bir adada bitirmemiz hepimizi birkaç yaş büyüttü ve hayata başka bir gözden bakmayı öğretti.
Miro: Bali’de hayat muhteşemdi. Yeni bir kültür, yeni bir yaşam tarzı bütün hayatımızı değiştirdi. Çok farklı bir deneyimdi. Bana çok şey ögrettiğini düşünüyorum.
Kai: Çok güzeldi. Tabiat harikaydı. Ağaçlar, maymunlar, yılanlar vardı. Evlerin kapısı yoktu hepsi evin içinde dolaşıyordu. Fransız okulum da çok iyiydi. Bir sürü arkadaşım vardı. Ata biniyordum hafta sonları da denize giriyordum.