ASİL, GÜZEL VE BAŞARILI MİNE KALPAKÇIOĞLU

“Yurt dışında yaşadığım yıllarda zamanım daha çok işle geçerdi. İş dışında yaşadığım şehri keşfetmeyi severdim.”

ABONE OL
13 Temmuz 2016 Çarşamba 15:51 | Son Güncellenme:
17 dakika okunma süresi
ASİL, GÜZEL VE BAŞARILI MİNE KALPAKÇIOĞLU

Başarılı iş hayatı ile her zaman göz önünde olan Mine Kalpakçıoğlu Kanlıca’daki 2. dereceden tarihi eser evinde oğlu Kaan ile huzurlu bir yaşam sürüyor. Motorsiklete ve yeşil doğaya tutkusu olan Mine Hanım stili ile de büyük beğeni topluyor. İşindeki başarısını özverili çalışmasına bağlayan Mine Hanım oğlu ve arkadaşları ile geçirdiği zamanın yeni nesille iyi iletişim kurmasını sağladığını söylüyor. Mine Kalpakçıoğlu ile samimi bir söyleşi gerçekleştirdik. Mine Kalpakçıoğlu asil güzelliği ile objektifimizin karşısına geçince ortaya birbirinden güzel kareler çıktı.


Reklamcılık ve halkla ilişkiler sektörünün duayenlerinden birisiniz sizce mesleki başarınızın sırrı nedir? 
Çok teşekkür ederim; çok naziksiniz. Birinci faktör işini sevmek, işini seven insan onu çocuğu gibi korur, içten olur, saygılı olur, dürüst olur; onu en doğru şekilde büyütmeye çalışır. Ben ben hep sevdiğim işi yaptım, iletişim çocukluğumdan beri aklımda olan yapmak istediğim bir meslek  dalıydı.İkincisi ise; işten sakınmadan mesleğin her aşamasında sahip çıkarak çalışmak, kilometre yaparken işini de sahiplenerek yaparsan ileride bu sana geri döner. Kendi şirketimi açana kadar  her çalıştığım yerde kendi kurumum gibi davrandım. Gerektiğinde çöp toplayıp temizlik bile yaparsın; işte o ileride sana büyük saygı kazandırır. Kendini bir sektöre adadığın zaman ileride beraber çalıştığın insanlarla hep karşılaşırsın ve kazandığın saygı sayesinde sana da hep özen gösterilir yerinde destek olunur.Bu faktörler galiba benim de bugünkü geldiğim yeri hazırlayan faktörler oldu.


Mesleğe üniversitedeyken adım atmışsınız hiç farklı bir mesleğe yönelmek geçmedi mi içinizden? 
Tabii ki geçti. Hatta geçmekten öte oldu. Ailemde büyüklerimin bir çoğu doktordur onlardan etkilenmiş olsam gerek ki doktor olmak istedim ve üniversite seçimimde bu yönde oldu ama gelin görün ki girdiğim bir yaz işinde bir reklam ajansında çalışmamya başlamamla tıp okumaya devam etmemin neticesinde doktor olmayacağıma kanaat getirdim. O gün verdiğim çok dramatik bir kararla tıp okumayı bırakıp reklamcılığa devam ettim. Bugün o çok ağır karardan dolayı çektiğim zorlukların, özellikle ailesel, hepsini acısını çıkarttım. Hep çok güzel işlerim oldu, bana yol gösteren işverenlerim iş arkadaşlarım oldu, hep doğru kararlar verdim meslek aşkından dolayı.

 


Aradan geçen zamanı düşündüğünüzde mesleğe ilk başladığınız yıllarla bugün arasında ne gibi farklar var? 
İşe genç yaşlarda  ve en alt seviyeden başlamanın hırsı vardı uzun süre. Bu hırstan dolayı çok fazla sosyal hayata, aile hayatına vakit ayırmadım, ayıramadım. Şimdi sosyal hayatın da ailenin de işteki önemeini daha  fazla görüp bunlara dikkat ediyorum. İş saatlerimi ayarlayıp; oğluma, aileme, arkadaşlarıma çok vakit ayırıyorum.  Dur demesini öğrendim. Dönem dönem dur deyip Avusturya’da en sevdiğim detoks merkezi Viva-Mayre’e gidip tüm tahlillerimi yaptırırp 10 gün detoks yapıp kendi kendimle olup arınıyorum. Bu bir nevi araba rektifiyesi gibi oluyor; arabayı günlük ufak temizlikler dışında senede 2 kere tüm motorun temizlenmesine, takviye yapılmasına, komple bakıma alınmasına benziyor.


Yurt dışından ünlü isimlerle çalıştınız Türk müşterilerinizle yabancı müşterilerinizi karşılaştırdığınızda  neler söylersiniz? 
Eskiden çok fark vardı; kurumsal kavramı çok zayıftı. Ama artık öyle değil bir kurumun kurumsal olmasıyla görev dağılımları ve hedef daha net oluyor. Türkiye’de artık dünya çapında büyük şirketlerle yarışabilecek aynı platformda oynayabilecek şirketlerin artmasıyla kurumsal iletişim de bir o kadar bilinirlik kazanıp önemini arttırdı. Artık yabancı şirketlerle ve Türk şirketleriyle çalışmanın arasında büyük fark kalmadı.


Marka imajının oluşmasında “halkla ilişkiler”’in rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Birlikte çalıştığınız firmalara danışmanlık veriyor musunuz?
Birlikte çalıltığımız firmalar bizden bir halkla ilişkiler şirketi olarak zaten buna destek vermemizi talep etmekte.  Biz T.I.M.E PR olarak tüm müşterilerimizi kendi yerimiz gibi sahipleniyoruz dolayısıyla bildiğimiz haşkla ilişkiler hizmetinin ötesine taşıyoruz hizmetimizi. Birçok müşterimizin genel kurul toplantılarına da çağrılıyoruz zira biz bir nevi onların dışarıdaki gözü oluyoruz. O yüzden de bizi seçen müşterilerimizin bizim de inanarak iletişimini yapabileceğimiz şirketler olması için çaba gösteriyoruz. Müşterilerimizle ‘aynı lisanı konuşamazsak’ istediğimiz iletişimi yapamayız; ama başta da dediğim gibi hep yolumuz açık oldu ve hep sevdiğimiz saydığımız zevkle çalışıp hizmetlerini çok beğendiğimiz müşterilerimiz oldu.


İş hayatınızda vazgeçemediğiniz kurallarınız var mı?
Ben çok genç yaşlarda bu işe gönül verip hep bu sektörde hem Yurt dışında hem Türkiye’de çalıştım. İşimi çok iyi bildiğime ve yaptığıma inanıyorum. Dolayısıyla müşterinin istediklerini önce dinleyip daha sonra kendi başımıza buyruk çalışmak biz en önemli özelliğimiz. Müşterimiz karşı çıktığı noktalarda ticaret için boyun eğmeyip  kendi doğrularımızı uygulamakta ısrar etmekten vazgeçmeyiz çünkü sonunda istediği neticeyi almaya başladığı zaman hem müşetri hem biz mutlu oluyoruz. Müşterinin başarısı bizim de başarımız olduğundan yapmak istediğimizi sonuna kadar savunmayı gerekirse müşteriyi kaybetmeyi bile göze alarak yolumuza devam etmeyi bir kural olarak aldım. Tanrıya bin şükür bu güne kadar da bu kuralımdan dolayı hiç mahçup olmadım.


Çok güzel ve etkileyici bir kadınsınız hiç oyunculuk teklifi aldınız mı? Ya da başka bir görsel sanat dalından teklif geldi mi? 
Yalan söylemiyeceğim çekinerek soranlar oldu genç yaşlarda ama ben sahne üstünde olmaktansaa  sahne arkasında olmayı tercih ettim. Ama okul yıllarımda gayet ciddi tiyatrolarda yer aldım. Örneğin Lisede Shakespeare’in  ‘Venedik taciri’ adlı eserinden uyarlanan oyununda  Portia rolünü oynadım. 


Motorsiklet tutkunuz devam ediyor mu? Motorsikletin hayatınızdaki yeri nasıl şimdi?
Motorsiklet bir turku benim için. Motorsikleti doğada kullanmayı, motocross yapmayı seviyorum. Doğayla yüz yüze olmak tamamı ile bir hürriyet duygusu veriyor bana. Maalesef Istanbul da motorsiklet kullananlara saygı yok o yüzden de oğlum başta sonra da erkek arkaaşım motorsikletimi satmakta ön ayak oldular bana. Şimdi sadece  sayfiye yerlerinde,  orman dağ taş tepede kullanıyorum tatillerde.


12 kuşaktır Kanlıcalısınız, Kanlıca’yı nasıl anlatırsınız? 
Annem tarafından Kanlıcalıyım. Hep yurt dışında yaşadım çocukluğumda ama Kanlıca’da yazları geçirdiğim zamanlar çok keyifliydi. Kanlıca eski zaman İstanbul’u gibi; herkes birbirini tanır, sokakta selam verir, saygılıdır sevecendir. Eski örf ve adetlerin hala uygulandığı bir yerdir benim için.


Şimdi oturduğunuz ev ikinci dereceden tarihi eser, evinizi döşerken nelere dikkat ettiniz? Antika eşyalar mı yoğunlukta yoksa modern çizgileri mi tercih edersiniz?
Evimin kendisi dışında pek eski ve antika eşya sevmem. Yeni, temiz, kullanılmamış severim. Net modern cizgiler severim. Evimi döşerken evin ruhunu kaybetmemek için çok modern çizgilere gitmedim biraz daha otantik havada, daha rahat kır evi gibi döşedim. Evin rahatlığı benim için en önemlisiydi zira oğlum Kaan 3 yaşındayken bu eve taşındım ve onun sakınmadan yaşayabileceği bir ev olmasını istedim.


Bir dönem Amerika’da yaşadınız oradayken günleriniz nasıl geçerdi, yapmaktan hoşlandığınız aktiveteler, gittiğiniz yerler nereleriydi?
Evet, hem İngiltere’de hem Amerikada yaşadım. O yıllar hayatım  daha çok işle geçerdi. İş dışında yaşadığım şehir ve etrafını keşfetmeyi severdim. Özellikle Londra da, bir taksi şöförü gibi bilmediğim sokak mahalle nadir vardır herhalde. Bazı günler durmadan 10-12 saat yürüdüğüm olmuştur. Onun dışında tenis oynamayı çok severdim o dönemde ve o yüzden muhakkak bir tenis kulübüne üyeliğim olurdu boş vakitlerimde hem spor yapar hem de sosyalleşirdim. 


Oğlunuz Kaan ile birlikte neler yapmaktan hoşlanırsınız?
Her şeyi…Ama o artık bir küçük adam, kendi hayatı olmaya başladı buna da saygım var tabii.  Arkadaşları da beni sevdiği için arkadaşlarıyla da hep beraber programlar yapıyoruz. Onların enerjisi bana doping oluyor, kendimi çok genç ve zinde hissediyorum onların sayesinde. Kaan ile doğada spor yapmayı çok severiz. Futbol oynarız, tema parklarına gider bütün oyuncaklara birlikte bineriz, maç seyrederiz. Kaan ayrıca işimin de en büyük destekçisi. Onun bana verdiği fikirleri çok ciddi dinlerim, yeni nesili anlayıp onlara da iletişim kurmamda büyük payı var oğlumun.

 

Hayatta sizi en iyi anlayan kişi kim? Onunla neler paylaşırsınız?
Hayatta beni en iyi anlayan tabii ki annem ve babam. Maalesef babamı bir kazada kaybettim 5 sene önce. Annemle her şeyi konuşmayız ama nasıl oluyorsa o her şeyi anlar. Benimle konuşur konuşturur; ama  hep benim doğruyu bulmam ve olayları çözmem için bana yol gösterir. O benim kahramanım.


Güzellik sırlarınızı bizimle paylaşır mısınız? Rutin bakımlarınız var mıdır? Detoks cilt bakımı gibi uygulamalar yapar mısınız?
Evet var. Genelde makyaj yapmam, gerekiyorsa da çok hafif yaparım. Cildime fazla kimyasal sürmeyi sevmem o yüzden doğal yağlarla nemlendiririm. Bir keresinde tüm gün teknede rüzgar yediktan sonra bir balıkçıya indik. Cildim o kadar kurumuştu ki hava çok soğuktu. Zeytinyağını sofrada görünce yüzüme bacaklarıma sürmeye başladığımda tüm arkadaşlarum dalga geçmişti. Onları ikna edip sürdürdürdükten sonra onları da soğuk sıkım zeytinyağına alıştırdım. Ağır makyaj yapmam yapmam, yaparsam da davet biter bitmez eve dönünce çıkartırım, suyla sabunla yüzümü yıkar ve yüz fırçasıyla fırçalarım.


Stilinizle öne çıkıyorsunuz, kendi stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz? 
Stilim kendi vücudumu tanımak. Kusurlarımı güzelliklerimi bilip onları kabullenmek. Rahat ettiğim, okazyona uygun kıyafet seçerim, rahat ettiğim kıyafet ile en güzel olurum çünkü. Şayet sevdiğim bir çizgi değilse trendlerden çok etkilenmem. Alış veriş yaparken markaya önem vermem,  kesim ve renge bakarım. Seçtiğim parçaları istediğim ‘look’ a göre aksasuarlarla tamamlarım. Çantaya hiç para vermem, önem de vermem. Bazen aynı çantayı 2 hafta her gündüz kullandığım olur. Benim için çantanın işlevi görselliğinden daha önemlidir.


Dünyadan ve Türkiye’den beğendiğiniz tasarımcılar kimler? 
Türkiye’de Arzu Kaprol ve Raisa Vanessa. Dünyadan ise Stella McCartney, Tom Ford.


Seyahate çıktığınızda yanınıza mutlaka aldığınız üç parça ne olur? 
Telefonum, kulaklığım ve güneş gözlüğüm.


Tatilleriniz için favori rotalarınız hangileri? 
Ben sıcak yerleri, doğası yeşil olan yerleri seviyorum. Uzak Doğu’yu kültüründen dolayı ve doğasından dolayı hep sevdim. Ama Afrika’da  Zimbabwe, Botswana ve Güney Afrika Cumhuriyeti’ni çok severim.


Bugün 20’li yaşlarınıza bir mesaj iletme şansınız olsa ona ne söylerdiniz?
Eyvah! Çok fazla mesajım var ama galiba onu da başka bir röportajda ayrı işeyebiliriz. Epey bir mesajım var;  iyisiyle kötüsüyle ama bunların hepsi bir teşekkür mahiyetinde; bugün olduğum insanı şekillendirdikleri için müteşşekkirim onlara.

EN ÇOK OKUNANLAR

Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı
Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

Notre Dame Katedrali Kapılarını Yeniden Açtı

2 dakika okunma süresi
Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları
Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

Denizden Sofraya: İstanbul'un En İyi Deniz Ürünleri Restoranları

1 dakika okunma süresi
Oz Büyücüsü'nün Yakut Ayakkabıları Rekor Kırdı
Oz Büyücüsü'nün Yakut Ayakkabıları Rekor Kırdı

Oz Büyücüsü'nün Yakut Ayakkabıları Rekor Kırdı

1 dakika okunma süresi
Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones
Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

Modanın Şapka Dehası: Stephen Jones

4 dakika okunma süresi
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı
2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

2025 Altın Küre Adayları Açıklandı

16 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Ege Özyeğin'in Yeni Yıl Dilekleri
Ege Özyeğin'in Yeni Yıl Dilekleri

Ege Özyeğin'in Yeni Yıl Dilekleri

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine
Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Pamela Harper ile Halcyon Days Üzerine

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine
Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Çağatay Odabaş ve Esra Çevik İle "Işık. Gölge. Sahneler." Üzerine

Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç
Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç

Pozitif Enerjisiyle Parlayan Sinem Kobal ile 2025'e İlham Dolu Bir Başlangıç

Genç Oyuncuların Yeni Yıl Mesajları
Genç Oyuncuların Yeni Yıl Mesajları

Genç Oyuncuların Yeni Yıl Mesajları

Hamid Merati-Kashani'den Unutulmaz Parfümlerin Sırrı
Hamid Merati-Kashani'den Unutulmaz Parfümlerin Sırrı

Hamid Merati-Kashani'den Unutulmaz Parfümlerin Sırrı

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu
Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

Geçmişten Günümüze Ardan Özmenoğlu'nun Sanat Yolculuğu

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler
“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

“Frida Kahlo'nun Günlükleri” Sergisi Hakkında Merak Edilenler

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği
Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Özge Özacar x Dior Beauty İş Birliği

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı
Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Bir Tenorun Hikayesi: Mario Frangoulis'in Sanatla Geçen 35 Yılı

Buse Terim'in Yeni Yıl Dilekleri
Buse Terim'in Yeni Yıl Dilekleri

Buse Terim'in Yeni Yıl Dilekleri

Erol Tabanca ve İdil Tabanca ile Sanat Üzerine
Erol Tabanca ve İdil Tabanca ile Sanat Üzerine

Erol Tabanca ve İdil Tabanca ile Sanat Üzerine