Hem de nasıl! Yaz için sabırsızlanıyorum. Kendimi bildim bileli yazlarım genelde Bodrum'da geçiyor. Bu sene de yine arada plansız küçük kaçamaklar yapıp, Bodrum'a geri dönmeyi planlıyorum.
Evet, yoğun ama yine çok keyifli bir sezon geçirdik ekip olarak. Ben aslında uzun seneler Beymen'de fashionbuyer'dım (moda satın almacısı). TV sektörüne Londra'dan çok eski arkadaşım Onur Güvenatam'ın beni yönlendirmesi ve cesaretlendirmesi sayesinde girdim aslında. Masumlar Apartmanı ve Camdaki Kız beraber ilk projelerimizdendi.
Karakterlerin stilini oluştururken öncelikle senaryoyu ve karakter analizlerini okuyup, inceliyorum. Karakterin hikayesi, ruh hali, sosyal statüsü ve içinde bulunduğu zaman dilimi, stil seçimlerimde büyük rol oynuyor. Ayrıca moda tarihinden, güncel trendlerden ve sanatın her alanından ilham alabiliyorum. Her karaktere kendine özgü bir tarz oluşturmaya çalışıyoruz ve bu tarzın hem izleyicilere hem de karakterin hikayesine hizmet etmesine önem veriyoruz. Bu yüzden yaratıcı ve detaylı bir araştırma süreciyle her karakter için özel bir stil yaratıyoruz.
Diziler dışında özel çalıştığım danışanlarım var. Ayrıca kurumsal şirketler için de stil danışmanlığı veriyorum. Fakat danışanlarımın özel destinasyon bavullarını organize etmek, hediye seçimlerinde destek olmak ve davetlerine detaylıca hazırlamak işimin en sevdiğim yanları diyebilirim.
Günüm genelde 06:00'da başlıyor. Günün koşturmasına başlamadan önce kendime ayırdığım bir sabah kahvesi rutinim var. Ardından spora ile günüme başlıyorum. Haftanın programına göre setler, showroom'lar ve ofis arasında geçiyor günlerim. Durmak hiç bana göre bir şey değil, ondan koşturarak geçiyor her günüm.
Evet, kendi soyadımı taşıyan ve genelde payet ve ipek ürünlerin ağırlıkta olduğu bir markam vardı. Çok kısa sürede keşfedildi ve büyük ilgi gördü. Şu an olmasa da ileride tekrar kaldığım yerden devam edebilirim.
En zayıf noktam takılar sanırım. Giyinmeye öncelikle takılarımı seçerek başlıyorum.
E Lei'den şantuk bir şort bluz takım, Ila'dan uzun volanlı bir elbise, Piece of White'tan keten elbiseler, bayıldığım Peracas'tan yine yeniden renkli üzüm küpeler ve bayılarak taktığım pembe Hermossa gözlüğüm.
Eski bir Beymen'ci olarak tabii ki Beymen. Eski bir buyer olarak ise Paris ve Londra'ya her gittiğimde muhakkak uğradığım adreslerim var.
Sevdiğim takılarım üzerimdeyse iyi kalıp bir gömlek ve bir denim bile yeter iyi hissetmem için.
Çok sık takı değiştiren biriyim fakat anneannemin hatırası bileziğim ve babamın hediyesi yılan yüzüğüm hep benimle.
Renk konusunda kendimi limitleyemem sanırım fakat ekru ve toprak tonları favorim.
Mücevhere olan düşkünlüğüm kesinlikle Ferdan Teyze'mden ve anneannemden. Çocukluğumda takılarını incelediğimi ve takmak istediğimi hatırlıyorum.
Diana Vreeland, Diane von Fürstenberg, Carine Roitfeld ve Giovanna Battaglia Engelbert.
Yalnız alışveriş yapmayı seven biriyim.
Büyük logolu kıyafet asla giymem.
Fotoğraflar: Serkan Eldeleklioğlu