Mücevher tasarımında form kadar renk ve ışıltı da anlatının birer parçası. Seçilen taşlara işlenen öykülerse yansımalara biçilen değerin önüne geçmeye hazır. Bu noktada Adler'in "Bora Bora" seti bizleri Fransız Polinezyası'nın etkileyici manzarasının kalbine doğru bir yolculuğa çıkarıyor. Farklı tonlardaki natürel safirlerin zarafeti ve dalgaların ışıltısını anımsatan pırlantalarla tasarlanan bu mücevherler, okyanusun ritmini yakalıyor. Koleksiyona adını veren "Bora Bora" ise doğal atmosferiyle cenneti andıran bir destinasyon; tıpkı ışıltısıyla pastoral bir etki bırakan Adler'in aynı adlı kolyesi gibi. Okyanusun maviliklerine davet eden kolye ve küpelerin tasarımı, pırlantalarla hareket kazanan dalga formları ve safirlerin degrade renk geçişleriyle suyun akışkanlığını yansıtır nitelikte. Elektrik mavisinden derin okyanus tonlarına uzanan bu tonlar, adanın lagünlerini anımsatan doğal bir armoni yaratıyor.
Damla kesim safirler, su yüzeyinde süzülen damlalar gibi, belirgin bir montüre ihtiyaç duymadan bir araya geliyor. Mücevherin akışkan formu, suyun özgürce yolunu buluşunu yansıtırken, taşların sıralanışı dalgaların yüzeyde bıraktığı izleri anımsatıyor. Bora Bora kolyesi, 40.47 karat damla kesim safir ve 12.74 karat ağırlığında 106 adet pırlantadan oluşuyor. Koleksiyonu tamamlayan küpeler ise 16.50 karatlık 10 damla kesim safir ve 2.68 karat değerinde 40 pırlanta içeriyor. Adler "Bora Bora" tasarımlarıyla doğanın atmosferini mücevher sanatına taşırken, suyun serinletici dokusunu hissettirmeyi başarıyor.