ALEM Dergisi'nin zengin içerikleri TV 360'ta ALEM PLUS programıyla her hafta ekrana taşınıyor. Programı sunucusu Övül Özbay şu sözlerle anlatıyor: "Programa dair en çok sevdiğim şey sanatı, açılışları ve davetleri yani hayatın güzel renklerini ekrana yansıtmak." İstanbul-İzmir arasında mekik dokuyan Özbay ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
Çocukluk hayalimdi demek çok zor çünkü her güne başka bir hayal ve başka bir istekle başlayan bir çocuktum. Bir gün astronot olmak isterken başka bir güne reklamcı olma hayali ile uyanırdım ama televizyon dünyası hiç hayallerimde yoktu. Üniversitede mütercim tercümanlık bölümünde okudum. Çok sevdiğim kıymetli bir öğretmenimin yönlendirmesi ve yüreklendirmesiyle üniversitede medya iletişim alanında da eğitim almaya başladım. Derken ekran önünde olmanın zehrini almış oldum ve diksiyon, spikerlik, oyunculuk eğitimleri birbirini takip etti. Aldığım eğitimler, başarılar ve güzel dönüşlerle bu iş yavaş yavaş bir tutkuya dönüştü. Belki hayalini kurmamıştım ama hayallerimin ötesinde bir mesleğim oldu. İnsanın yaptığı işten beslenmesi, sürekli dinamik ve istekli kalması çok önemli. Yer aldığım her projeyle bambaşka dünyaların içine girmek beni hala çok heyecanlandırıyor.
Aslında tek bir an, tek bir olay söyleyemem çünkü tüm bu süreçte hayatımı değiştiren bir sihirli değnek ya da mucizevi bir an olmadı. Bugün elde edilen her şeyin arkasında çok emek, çok fedakarlık var. Her deneyim, her adım, her başarı üstüne bir yenisini ekledi.
Sayabileceğim çok isim var ama özel olarak tek bir isim söyleyemem. Herkesten bir şeyler alıp sonra kendim olarak yola devam ettim. İzlediğim, dinlediğim herkesten öğrenebileceğim çok şey var. Gözlemlediğim bu güzel yönleri kendime entegre edebildiğim, kendimle harmanlayabildigim ve Övül olarak üstüne bir şeyler katabileceğim sürece herkesten ilham alabilirim.
Kesinlikle sunuculuk. Oyunculuk da çok heyecan verici, kendi bedeninden kimliğinden sıyrılıp başka bir insan olmak, başka bir insanı yeniden inşa etmek ve her projede yeni bir karakter yaratmak çok keyifli bir süreç ama ben iletişim insanıyım. Bir topluluğa hitap etmeyi, yorum yapmayı, kelimelerle oynamayı çok seviyorum. Her alanıyla sunuculuk diyeceğim.
ALEM PLUS'ta ALEM Dergisi'nin yıllarca yazılı basında elde ettiği başarıyı, kaliteyi ve duruşu ekrana yansıtıyoruz aslında. Yani ALEM PLUS ekran serüveninin henüz başlarında olsa da arkasında ALEM Dergisi'nin tecrübesi ve kalitesi, TV 360'ın ekran başarısı var. Bu açıdan çok kıymetli bir program. ALEM ve TV 360 ailesinin bir parçası olmak da benim açımdan çok heyecan verici. Programa dair en çok sevdiğim şey de sanatı, açılışları ve davetleri yani hayatın güzel renklerini ekrana yansıtmak. Bugüne kadar her hafta ekranlara öne çıkan, merak edilen isimleri taşıdık. Birbirinden çarpıcı yüzlerce röportajda derdimiz hiçbir zaman manşet çıkarmak değil bu kişileri tüm samimiyetleriyle tanımak oldu. Bence ALEM PLUS'ın kalitesi ve başarısı da buralarda saklı.
İşin en çok keyif aldığım kısmı çekimler desem yalan olmaz. Tabii bunda en büyük rolü programın editörü Sema Yeşiltaş oynuyor. Kamera arkasındaki mutluluğun ve enerjinin ekrana yansıdığına inanırım. Ekranda keyifli bir saat izliyorsanız bu tüm TV 360 ekibi sayesinde. Her bölüm için işin mutfağında çok emek harcanıyor yani bu konuda teşekkür etmem gereken çok isim var. Her bölüm gerek çekimler gerekse içerikler anlamında birbirinden renkli ama bir bölüm seçmem gerekirse yılbaşı özel bölümünü seçerim. Divan Kuruçeşme'nin etkileyici atmosferinde çok özel bir çekim yaptık. Normal süremizden daha uzun ama çok keyifli bu bölüm önümüzdeki günlerde ekrana gelecek ben küçük bir ipucu vermiş olayım.
Fiziksel olarak yorucu tabii ama bir yanda sevdiğim işim bir yanda da sevdiğim şehir ve evim olunca motivasyonum hiç bitmiyor. İnsan bir işi severek yapınca açıkçası yorgunluğu pek hissetmiyor. Normalde de tempoyu seven, çok hareketli bir insanım. Bu tempodan besleniyorum diyebilirim. Aslında iki yıl önce büyük şehirlerden kaçarak Çeşme'ye yerleştim ama insanın içi enerji dolu olunca koşturmaca durmuyor. Yine de burada hayat o kadar doğal ve huzurlu ki yorgunluğu atmak ve kaldığın yerden devam etmek çok zor olmuyor.
Zaman ne gösterir bilmiyorum tabii ama şu an öyle bir planım yok. Yer aldığım projelerde çok keyifle çalışıyorum ve tüm bunların dışında kendime ve evime zaman ayırmayı çok seviyorum. Bu dengeyi de kaçırmamak gerektiğini düşünüyorum.
Öyle çok büyük büyük hayallerim yok. Beslenebildiğim farklı projelerde yer aldığım sürece çok mutluyum. Farklı deneyimlerin, güzel insanların olduğu her alanda çok mutlu olabilirim.
İşte o zamanlar benim için çok kıymetli. Elimden geldiğince kaliteli bir şekilde geçirmeye ve yeni seyler öğrenmeye ya da üretmeye çalışıyorum. Öyle ki gün hiçbir zaman yetmiyor ama özetle diyebilirim ki spor, doğa ve deniz üçlüsü üzerine kurduğum bir hayatım var. Sağlıklı beslenme ve spor zaten hayatımın merkezinde, bir yandan da bir şeyler üretmeye ya da öğrenmeye zaman ayırmayı çok seviyorum. Mesela şu an yeni bir dil öğrenmeye çalışıyorum. Çok keyifli, huzurlu, desteklendiğim ve geliştiğim bir dönemdeyim. Olabildiğince tadını çıkarıyorum.